Muhtar ATV'yi kurtarma derdinde
Abone olReha Muhtar Sabah'ı ve ATV'Yİ kurtarma telaşında; daha doğrusu gazetenin ve televizyonun yayın yönetmenlerini. Muhtar onlarsız olamıyor tabi ve yine takılıyor.
Reha Muhtar Çeşme'den bildirmeye devam ediyor. Bu kez telaşında.
Bakalım Bu şirin beldede medya yöneticeliri Reha Muhtar'ın ağzından
neler yapıyor?
Yazı: Reha Muhtar
Kaynak:
SABAH'ı kurtardık, televizyon tehlikede..
Dün yelkenlilerin, Sakız adasında rüzgâr beklediklerini söylemiştim
ya...
Çeşme'de saat 20.00'de büyük bir gece düzenlenmiş...
Yiyecekler, içecekler, kazananlara kupalar, hazırlanmış
bekliyor ...
Hani biraz daha gecikseler, gece de yapılamayacak...
Benim aklım hinliğe çalışıyor ya...
Hemen gittim sordum ... Bu rüzgâr hazretleri çıkmaz, yelkenliler de
gelemezse, ödül törenleri iptal mi olacak, yoksa bütün ödülleri
rüzgâra mı vereceğiz ...
Baktılar yine bir bozgunculuk peşindeyim, hemen yapıcı bir yanıt
hazırladılar: "Reha Bey, akşam saat
17.00'ye kadar rüzgârı bekleyecekler ... Rüzgar esmezse, 17.00'de
motor basacaklar ..." Yani günlerdir bütün Türkiye'ye hava basan
yelkenler, kıçtan takma motor sesiyle güzelim Çeşme marinaya
girebilecek ...
MOTORLU YELKENLİ!
Felaket ki ne felaket ... Neyse öğle saatlerinde haber alıyorum ki,
bizim Ergun Babahan ve beraberindeki ekip marinaya ulaşıyor ...
24 saatlik bir rötar var...
Böylece SABAH'ın Genel Yayın Yönetmeni'ni denize kaptırmıyoruz
...
"Acaba " diyorum " Turgay Ciner'i bir arasam mı? .." "SABAH
gazetesini kurtardık ... Ancak atv'den ses seda yok " diye...
Neden derseniz... Ergun zafer kazanan komutanlar gibi marinaya
geldi ama, Tezkan'dan ve teknesinden haber yok. ..
Tezkan da atv'nin genel müdürü... Gazete kurtuldu ama televizyon
gitti gidiyor elden...
"JAWS" OLURUM
Kulakları çınlasın, bizim Show TV'nin kurucusu Erol Aksoy, beni ve
Genel Müdür Murat Saygı'yı Göcek'te yelkenli yatına çağırırdı hafta
sonları...
Yat koya varır varmaz, ben balıklarla arkadaşlık bahanesiyle,
lacivert suların derinliklerine dalardım...
Erol Aksoy, arkamdan bağırırdı ...
Dikkaaat... En büyük sermayemi denize kurban etmek
istemiyorum...
Dikkatinizi çekerim... "En büyük sermayem" diye arkanızdan bağıran
bizatihi patronunuz ...
Patrondan böyle bir gaz yiyen adamı kim tutar Allah aşkına...
Jaws olur çıkardım denizden alimallah...
TEZKAN NEREDE?
Tekneler birer birer geliyor ...
Ancak Tezkan ve ekibinden halen haber yok ...
Saat 17.00'yi geçti...
Organizasyon komitesi kulağıma fısıldamış ...
Saat 05.00'i geçtikten sonra tekneler motor basabilecek ...
Ama bakıyorum, zaten marinaya varmayan tekne kalmadı ...
Bir kadınların kullandığı tekne bir de bu Tezkan'ın yelken
kullandığı tekne kaldı ...
Bir süre sonra kadınlarınki de gelmez mi? ..
"Hey Allahım" diyorum... Şu koskoca denizde kala kala bir atv
müdürünün yelkenlisi mi kalır ...
Üstelik yarış SABAH gazetesinin yarışı...
Hani Agatha Christie gelse denizde kalan atv müdürünün teknesinden
iki cinayet romanı çıkartır vallahi...
İSMİ KALDI YADİGÂR
Nihayet, 17.15 sularında, denizdeki son yat yarışları tekne
kalıntısı da marinadan girdi ...
Öğrendim ki dümende bizim Tezkan var...
Otele haber verdim... Herhangi bir zehirlenme durumuna karşı, bol
miktarda yoğurt, kesinlikle alkolsüz sıvı içecekler ve karpuz
istettim ...
Gece bir de ne göreyim...
Tezkan'ın teknesinde, bir de bizim Cahit Düzel var...
Bu Cahit Düzel enteresan adamdır ...
Ben Milliyet adına Atina'yı karıştırırken, o Milliyet'in Ekonomi
Müdürü'ydü ...
Gitti bizim Neşe ile evlendi ...
Kendisinin de kızın da ikinci evliliğiydi...
Kıza soyadını verdi ...
Onu yaptı Neşe Düzel ...
Sonra ayrıldılar...
Ama Neşe'nın adı kaldı mı Neşe Düzel ...
İlginç bir durum yani...
Kız ne babasının, ne ilk kocasının ... Ne de sonrakinin soyadını
alıyor ...
Cahit gitti, soyadı Neşe'de kaldı yadigâr ...
Böyle adamlara hayranım...
Kendileri gidiyor... Soyadlarını bırakıyorlar, tohum gibi
yadigar...
Bakınız şekil a: Sezen Aksu vakası... Aksu soyadının sırrı ...
MAVİ YOLCULUĞA MI?
İşte bu Cahit, Tezkan ve yoldaşları, yat yarışları kalıntısı olarak
karaya çıktılar ...
Hemen istihbarat yaptım...
Bozcaada'da teknelere ikmal yapılırken, bunların teknesinin
önündeki erzakların çokluğunu gören bir denizcinin konuşmasını
naklettiler
bana...
Denizci bunların yelkenlisinin erzaklarını görünce dayanamamış
patlamış ...
"Yuh olsun mavi yolculuğa mı yelken yarışına mı çıkıyorlar
bunlar"diye...
Kutularda istif istif karidesler, şampanyalar olduğu rivayet
ediliyor...
Valla ben ben Rivayet'in yalancısıyım ...
Zaten bunlarınki, yarış teknesi değil, gezi teknesiymiş ...
Yani diğerleri yarışıyor, bunlar da yarışa refakat ediyor ...
Hiç böyle şey de görmemiştim ...
Bir yaşıma daha da böylece girdim...
Her neyse efendim...
Bütün yelkenliler, Çeşme'de nihayet toplandılar ...
Artık gece başlayabilirdi ...
Yine bildiğiniz bir sözcük
ha geldi ha geliyor ...
Azzz sonraaa...