Muhtar, Aköz'ün kilolarına taktı
Abone olReha Muhtar, bugünkü yazısında kilo vermek için uğraşan Emre Aköz'e takıldı. Muhtar, Aköz'ün kilolarıyla ilgili her şeye takıldı.
Reha Muhtar, başlıklı yazısında Aköz'ün kilolarına takıldı.
Ve nisan geldi... Etrafımda, herkes hafiften, zayıflamanın
derdinde... Emre (Aköz) Montignac rejimine başladı...
"Ben..." dedi, "Bu rejimle eskiden felaket kilo vermiştim ...
İlgiyi tamamen üzerime çekmiştim... Evli değildim o zaman... Yine 3
ayda fazlalıklarımdan kurtulurum..."
Sevgili Nur Çintay kendisinin eşi olur, sakın telaşlanmasın...
Çocuk hakikaten masumane söylüyor zayıflama isteğini... Yüzüne
dikkatli baktım bunları söylerken... Hani hiç öyle çapkın ve hin
bir bakış yakalayamadım...
Yine de erkektir belli olmaz...
Bana çapkın bakacak hali yok ya...
Sen yine "Su uyur, Nur uyumaz..." şiarını elden bırakma
kızım...
Neyse konuyu dağıttık...
Bu bizim Emre'nin Montignac diyeti, bir enteresan... Size Emre'nin
ağzından sular akarak, anlattığı sabah kahvaltısını bir söyleyeyim,
adam diyet mi yapıyor yoksa bizimle dalga mı geçiyor siz bir karar
verin?..
"Büyük yuvarlak ekmeklerden aldırdım sabah" dedi.
- O ekmeğin oturaklı bir parçasını kestim... Üzerine zeytinyağı
döktüm... Fırına attım, bir güzel yağı emsin diye... Bir tarafta,
bolca domates, salatalık, yeşil biber hazırladım... Hafif kızarıp,
zeytinyağını da emerek kıvama gelmiş ekmeğimin içine doldurdum...
Çayımı da koydum deme keyfime..."
Adam diyet, değil sanki gurme yazısına girizgah yapıyor... Deli mi
ne?..
Neymiş efendim, Montignac denilen, aklı evvel et-tavuk-balık yerken
karbonhidrat kullanımını, karbonhidratlı yiyecekler yerken de
hayvansal gıdaları yasaklamış...
Yiyecekleri karıştırmadan, istediğiniz kadar
yiyebilirmişsiniz...
Koskoca ekmeği almış, üzerine zeytinyağını boca etmiş... İçine
domates, salatalık, biber doldurmuş... "Heh heh heh..." diyerek
nanik yapıyor, "Amaaa içinde bir gram peynir yok... Hayvansal ürün
yok... İşte Montignac'ın sırrı... Heh... Heh... Ye yiyebildiğin
kadar..."
Göreceğiz bakalım... O iri vücudu, zeytinyağını ekmeğe boca ede
ede, nasıl incelecek...
Benim bedenim 58'le 60 arası diyor...
Biliyorum düşürerek söylüyor...
Doktor arkadaşlarımdan öğrendim...
Emre durumundaki "hastalar", (Hasta kelimesi bana ait değil...
Doktorlar, kilosuyla boyu arasında 10 birim fark olmayan herkese
hasta deyip, kendilerine çıkar sağlıyorlar) kafalarında 3 ayrı
kiloyla yaşarlarmış...
Birincisi hayallerindeki kilo...
Yani Emre aslında 52 beden ve üçgen vücut olmayı arzuluyor... Bu
hayalindeki kilosu...
İkincisi, ara ara nefsini tutamayıp, iyice azıtılan hallerde
ulaşılan kilolar...
Misal Emre'nin durumunda 60 ve 62 beden ölçüleri bu duruma tekabül
ediyor... Emre bu noktaya geldiğinde beyninde alarm zili çalıyor...
"Çok gittin Emre bey... Duracaksın..." diyor Emre'nin beyni...
Böyle anlarda Emre ve onun gibiler, (buna Ahmet Çakar ve hatta ben
de dahil olabilirim...) acil rejim yapmaya karar veriyorlar...
Bu rejimi, yapmaya başladıktan bir süre sonra esas kilolarına
geliyorlar... Bu durumda Emre'nin bedeni tam 58 oluyor... İşte o
noktada, doktorun dediğine göre, Emre'nin beyni, "Tamam yaa... Çok
uzatma... Bu kadar yeter... Hayatını yaşa... Keyfine bak..."
diyor...
Bunları dün, moralini bozmasın diye Emre'ye söylemedim... O yarım
ekmek büyüklüğündeki ekmeğine zeytinyağını boca ederek müthiş
Montignac rejimine başladı...
Ahmet Çakar da rejime başladı.
O daha çok Hint fakirlerinin rejimini, pardon doğal beslenme
biçimini benimsedi...
Genelde, ekmekten küçük bir parça koparmaya çalışırken, lahana,
kabak, brokoli gibi tek başına lezzetsiz sebzeleri haşlanmış bir
biçimde, suratını ekşiterek yerken görüyorum onu...
O da çok iddialı... O 3 ayda 18 kilo vermeyi hesaplıyor...
Emre, "Bu şekilde veremez... Heh heh... Benim gibi Montignac
denemeli..." diyor...
Bu işin daha çoook heyecanlı bölümleri var... Ama bunların iri
vücutları gibi değil benim köşem... Zavallı incecik bir deri bir
kemik... Arkası yarına...
YAZI:Reha MUHTAR
SABAH