Muhsin Yazıcıoğlu karamsar konuştu

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu yaptığı açıklamada "Avrupa İlerleme Raporu yayınlandığında büyük bir iyimserlik havası estirilmişti. Ancak içeriğine kimse bakmamıştı. Büyük Birlik Partisi olarak raporun Türkiye açısından olumsuzluklarını biz ortaya koyduk. Sonra her kesimden itirazlar yükseldi" dedi. Avrupa Parlementosuna sunulan ve aynen kabul edilen raporun Türkiye aleyhine bir çok madde içerdiğini bildiren BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu "Bu raporda kırk civarında şart yer alıyor ki, bunların bir tanesi bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne dinamit koymaya yeterlidir" şeklinde konuştu. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu yaptığı yazılı açıklamada AB Parlementosundan çıkan kararın yine zafer havasında Türk halkına duyurulduğunu büyük bir iyimserlikle milletimize sunulduğunu belirterek şöyle konuştu. "Ancak henüz olan bir şey yok daha doğrusu sevinecek bir şey yoktur. PKK'yı muhatap alarak anlaşmamız, Kıbrıs ve Ege'yi teslim etmemiz, Ermeni soykırım iftirasını kabul etmemiz, ruhban okulunu açmamız patrike ekümenlik vererek kiliselere tüzel kişilik kazandırmamız istenmektedir. Lozan da yer almayan yeni azınlıkları kabuul etmemiz, Dicle ve Fırat havzalarını kullanımının uluslararası " Su komisyonuna" verilmesi istenmektedir. Bunlar uzayıp gidiyor." BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, AB'nin Güney Kıbrıs'ı birliğe alırken "Kuzeyle sorununu çöz, Türkiye'yle sorunun kalmasın öyle gel" dedi mi? Ama bizden bunu istiyorlar. Bu çifte standart ve iki yüzlü anlayışa hak ettiği cevabı vermek zorundayız diyerek 17-18 Aralık tarihlerini bir milat gibi sunulmasını bir kurtuluş tarihi gibi verilmesinin yanlış olduğunu belirten Yazıcıoğlu, ancak gün geçtikçe bu tarihlerin kurtuluş değil Türkiye'nin manda ve himayeyeye razı olup- olmayacağının tarihi olacaktır. Önümüze konulan şartlar Türkiye için birer giyotin aleti durumundadır" dedi. TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARI BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu açıklamasının son bölümünde ise şöyle dedi. "Sonu belirsiz ve başkalarının iradesine dayalı bir süreçte Türkiye'nin milli varlığı ve bekası tartıştırılamaz. Silahsız ve savaşsız bir teslimiyet belgesi gibi önümüze konulan şartlar derhal reddedilmelidir. AB tek ve vazgeçilmez hedefimiz değildir.Tek hedef gibi yaklaşılması Türkiye'nin çıkarlarına aykırıdır".