Muharrem İnce'yi arayan Amerikalılara ne oldu?
Abone olCHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, kendisini arayıp 'FETÖ lideri usulüne uygun istenmedi' diyen Amerikalıların kim olduğunu 24 Haziran’dan sonra açıklayacağını söylemişti. Ahmet Kekeç bugünkü köşesinde "O Amerikalılara ne oldu?" diye sordu.
Muharrem İnce, seçim kampanyası döneminde bir televizyon
programına telefonla bağlanarak, Amerikalıların kendisini aradığını
ve Fetullah Gülen'in Türkiye tarafından usulünce istenmediğini
iddia etmişti. Sunucunun, 'kim aradı' sorusu üzerine İnce "iyi
geceler" diyerek telefonu kapatmıştı.
İlerleyen günlerde İnce, konuk olduğu bir televizyonda iddiasını ileri boyuta taşımıştı. Nazlı Çelik'in "sizi arayan Amerikalılar kim?" sorusuna İnce "Onu söyleyemem. Ama seçimi kazanırsam açıklarım. Beni arayan Amerikalı'ya mesaj gönderdim, 'ismini açıklayayım mı' dedim. O da 'yok şimdi açıklama, ben senin seçimi kazanacağına inanıyorum, kazandıktan sonra benim ismimi açıklarsın' mesajını verdi" şeklinde konuşmuştu.
Muharrem İnce, seçim meydanlarında kendisini arayıp “FETÖ lideri usulüne uygun istenmedi” diyen Amerikalıların kim olduğunu 24 Haziran’dan sonra açıklayacağını söylemişti. Şu ana kadar İnce'den ses çıkmadı. Bu konuyu köşesinde kaleme alan Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, yalancılıkla suçladığı İnce için böyle yazdı:
İNCE O RAPORU AÇIKLAYAMIYOR
"Seçim bitti, Muharrem İnce’de “tık” yok.
Hadi bunu açıklamadı... Bir heyet görevlendirilmişti. Bu
heyet Adalet Bakanlığı’na gidip iade dosyasını incelemiş, durumu üç
sayfalık rapor halinde hem CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’na, hem
de Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye bildirmişti.
Kılıçdaroğlu o raporu açıkladı. İnce açıklamıyor. Daha doğrusu,
açıklayamıyor. Evet, CHP tabanında heyecan fırtınası
estirdi... Evet, “Bu iş olabilir” ümidine
yol açtı...
İyi de, CHP’deki eksiklik “heyecan” değil
ki. CHP’nin genetiğini değiştirecek, en azından halkla bağ
kuracak politikalar geliştirmek gerekiyor ki, bu iş
“yalan”ı piar malzemesi olarak kullanan Muharrem
İnce gibi çapsızların boyunu aşıyor! "
Ahmet Kekeç'in yazısının
tamamı