CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, İzmirlilere seslendiği mitinginde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “yorgun, heyecansız bir adam” sözleriyle eleştirerek, “Aziz milletim bir yanda yorgun bir adam, öbür yanda taze kan var” diye konuştu. “Her şey hazır, kadro hazır, ekonomi ile dış politika ile kim ilgilenecek her şey hazır. Zımba gibi bir ekip var” diyen İnce, “Bu seçimin farkı ne biliyor musunuz? Bu seçim eskinin son seçimi yeninin ilk seçimi” dedi. 24 Haziran öncesi son üç mitingini üç büyük kente ayıran İnce Gündoğdu Meydanı’nda yaklaşık 2 milyon İzmirliye seslendi. Daha önce Çiğili’de bir programda koruması tarafından sahneden itilen İsmail Kalkan isimli vatandaş da İnce’ye çiçek verdi. “Bu 49’uncu günüm. 49 günde 105’inci mitingimiz. Günlerdir konuşuyorum ama medya vermemekte ısrarlı. Hele hele bir TRT var, parayı bizden alıyor Tayyip Erdoğan’ın borazanlığını yapıyor. Sizden bir şey istiyorum, telefonlarınızla canlı yayın yapın. Bir yanda Tayyip Erdoğan medyası bir yanda sizin medyanız. İlk kez bir seçimin kaybedeni olmayacak. Benim cumhurbaşkanlığımda 81 milyon kazanacak. Kaybeden sadece anket şirketleri olacak. Tayyip Erdoğan bile kaybetmeyecek. Çünkü benim cumhurbaşkanlığımda dolar, faiz, enflasyon düşecek, milli gelir artacak emekli cumhurbaşkanının maaşı da yükselecek, o da rahat edecek. İşe alımda liyakat esas alınacak. Kamuda görevli bürokratlara sesleniyorum. Eğer ehliyetle, liyakatla geldiyseniz hiçbir şeyden korkmayın, görevinize devam edeceksiniz. Ama kaymakamsanız, valiyseniz AK Parti İl Başkanı gibi çalışıyorsanız, sizin hiç şansınız yok. Recep Erdoğan ile Muharrem İnce arasında fark şu. Erdoğan saraylı, İnce milletin evladı. Erdoğan, halktan biri değil, garip gureba değildir. Milletin adamı değildir. Erdoğan’ın yola çıktığı arkadaşlarından hiç birisi onun yanında değil. Kardeşim dediği kim varsa herkesi yarı yolda bıraktı. Esat’a, Abdullah Gül’e kardeşim dedi. Kime dediyse. Erdoğan’ın 16 yılda dost kalabildiği bir kişi gösteremezsiniz. Erdoğan yorgun, heyecansız bir adam. İnsanlara tepeden bakan kibirli bir adam. Aziz milletim bir yanda yorgun bir adam, öbür yanda taze kan var. O artık hayalleri olmayan bir adam. 2002’de ‘adalet, kalkınma’ diyordu. Artık adalet, kalkınma, ekonomi diyemiyor. Son günlerde Tarzan zorda olunca bir baktım neler neler. Doktorlar arasında bir laf var ya, çocukluğuna inmek lazım diye. Çocukluğuma kadar iniyorlar. Yakında İkinci Dünya Savaşını İnce çıkardı diyebilir. Meydanlarda ‘Bay Muharrem, Menderes asılırken neredeydin’ diyor. Daha dünyada yoktum. Ben 64 doğumluyum, rahmetli Menderes, Allah rahmet eylesin 61’de asıldı. Üniversite diploması yok diyorlar ya düşünüyorum da acaba ortaokul diploması var mı onu merak etmeye başladım. Son günlerde bir dedikodu uyduruyorlar. Muharrem İnce seçilirse yardımları kesecekmiş. Sizin huzurunuzda 81 milyona söz veriyorum, namus, şeref sözü veriyorum. Bu saydığım yardımlara bırak kesmeyi Temmuz ayı içinde 100’er lira zam yapacağım. Söz veriyorum. Her şey hazır, kadro hazır, ekonomi ile dış politika ile kim ilgilenecek her şey hazır. Zımba gibi bir ekip var. Yakında açıklayacağım. Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına, diğer muhalefet partisi genel başkanlarına teklif edeceğim, gelin cumhurbaşkanı yardımcısı olun diye. Bakanlar Kurulunu sadece CHP’lilerden yapmayacağım, her partiden insanları alacağım. Türkiye’yi birleştireceğim, Türkiye’yi kucaklayacağız. Erdoğan kendisine saray hazırlıkları yaparken ben Türkiye’yi yönetme hazırlığı yapıyordum. TRT, Tayyip’in borazanı, ben seçildiğimde benim borazanım olmayacak. Beni eleştirecek gazeteler arıyorum, beni eleştirecek televizyonlar arıyorum. Adam gibi medya arıyorum. Erdoğan, Türkiye’nin en büyük medya patronudur, manşetleri atan adamdır, ben manşetlerle kavga ede ede gelen adamım. Açık yüreklilikle söylüyorum. Biz Sünniler, Alevilere haksızlık yaptık, haksızlık yapıyoruz. Aleviler vergi veriyor mu, veriyor. Askere gidiyor mu, gidiyor, şehit oluyor mu, oluyor. Ama Diyanet İşleri Başkanlığı imamların maaşını veriyor, Sünnilere bizlere hizmet ediyor ama Alevilere etmiyor. Cemevlerinin statüsünü ibadethane olarak yüz günde düzenleyeceğiz. Cesurca, hiç kimseden korkmadan, kararlı adımlar atacağız. (Vatandaşlar internet kesildi diye seslenince) İnternet yok mu internet? Paraları çalıyorsun, sandıkta oyları çalıyorsun, sınavda soruları çalıyorsun, TRT’den hakkımı çalıyorsun, özel televizyonlara yayınlatmıyorsun, internet de yok, Allah belanızı versin, ne diyeyim ben size. Hiç moralinizi bozmayın. Eski bir siyasetçi bana dedi ki; meydanlar dolu ise işler iyi demektir, balkonlar dolu ise daha iyi demektir, çatılar doluysa kazandın demektir. İlk 500 günde neler yapacağımı söylüyorum; yargıda seçim ve yükselme ilkeleri ne olacak. Objektif kriteri koyacağız. Yasama, yürütme, yargı erkler ayrılığını netleştireceğiz. 100 gün içinde yerel yönetimleri güçlendireceğiz, girişimcilik merkezleri kuracağız. Tekstil moda tasarım akademisi açacağız biri Denizli, biri İstanbul, üçüncüsünün yerini belirlemedik. Ne için marka için. Sporun temel alanlarında üniversite ligi kuracağız. Bu şu olacak, Balıkesir’de yaşayan insanlar Balıkesir’in üniversitesinin futbol takımına sahip çıkacak, kendisini ait hissedecek ve vatandaş ile üniversite arasında bağ kuracağız. Meydanlarda benim 30 sene önce yazdığım şiiri konuşuyor. Montaj dublaj her şeyi konuşuyor, ekonomiyi konuşamıyor. Erdoğan, çık şu piyasaya bir çoban salata konuşsana. Soğan doları geçti. Dolar lobisi var ya faiz lobisi vardı şimdi soğan lobisi var. Memleketin düştüğü duruma bakın. Cumhuriyet kurulmadan Atatürk İzmir’de 1923’de İzmir İktisat Kongresini topladı yanmış yıkılmış İzmir’de. Cumhurbaşkanı olduğumda İktisat Kongresini yeniden İzmir’de toplayacağım. Tüketen değil üreten bir Türkiye, şirketleri korkmayacak, memurlar korkmayacak, işadamları korkmayacak. Bu seçimin farkı ne biliyor musunuz? Bu seçim eskinin son seçimi yeninin ilk seçimi. İzmir, hazır mıyız bir büyük değişime. Türkiye’yi normalleşmeye barıştırmaya hazır mıyız? Bir şey istiyorum, pazar gününe kadar en az üç kişiyi ikna etmelisiniz. Bunu birlikte başaracağız.”