Muharrem İnce'den Demirtaş bombaları!
Abone olCHP liderliğine adaylığını koyan Muharrem İnce'den Demirtaş için çarpıcı yorumlar geldi: Demirtaş’ın benim köylümü gülümsettiğini gördüm, CHP lideri de Kürt gençlerini gülümsetmeli!
Cumhurbaşkanlığı seçimini Tayyip Edoğan’ın kazanmasının ardından
CHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday olarak belirlemesi nedeniyle
kurultay çağrısı yapan ve genel başkanlığa aday olan Muharrem İnce,
“Kürtlerle aramızda sorun var. Bölge insanı partimize
soğuk, oy vermiyor. Oy için değil, ülkenin sorununu çözmek için
samimi davranmalıyız” dedi.
DEMİRTAŞ BENİM KÖYLÜMÜ YÜZÜNÜ GÜLÜMSETTİ
ŞİMDİ SIRA BİZDE!
HDP lideri Selahattin Demirtaş için çarpıcı
ifadeler kullanan Muharrem İnce, “Cumhurbaşkanlığı
sürecinde Demirtaş’ın açıklamaları pek çok solcunun, sosyalistin
yüreğinde yer edindi. Çıkışlarının barışa katkısı olmuştur,
kendisini kutluyorum. Demirtaş’ın benim köyümdeki köylüyü
gülümsettiğini gördüm. Şimdi sıra bizde. CHP Genel Başkanı da
Hakkari’deki Kürt delikanlısını, genç kızını gülümsetmeli”
diye konuştu.
CHP Genel Başkan adayı ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce,
Birgün gazetesinden Sebahat Karakoyun ve Yaşar Aydın’a konuştu.
Muharrem İnce’nin öne çıkan ifadeleri şöyle:
"MAKARNA KÖMÜR İÇİN OY VERDİLER" DEMEK
MİLLETE HAKARETTİR
Son dönemde partide “solculardan adam olmaz, solcular seçim
kazanamaz, mutlaka bir sağcı bulmalıyız” havası esmeye başladı. Bu,
partinin evlatlarına hakaret. Doğru olan sağdan transferlerle sağın
oyunu almaya çalışmak yerine, parti içinden sağa da sıcak
gelebilecek isimleri bulup çıkarmaktır. Sağda yetişmiş, sağ kültürü
benimsemiş insanlardan bir keramet beklemek, hapislerde yatmış, bu
parti örgütünün tozunu yutmuş, bedel ödemiş insanları kenarda
tutmak hiç doğru bir yaklaşım değil. 40 yıl önce bu ülkede sol
söylem kabul görüyordu. Şimdi tersini söylemek sola hakarettir
aslında. Yoksulluğun arttığı, gelir dağılımın adaletsiz olduğu, dış
politikada bunca sorunun yaşandığı bir Türkiye’de solun kabul
görmemesi mümkün olmamalı. “Kendimiz” olarak, doğruları söyleyerek,
samimi olarak, katılımcı bir anlayışı benimseyerek başarıyı elde
edebiliriz. Her seçimden sonra “seçmenin dörtte üçü sağcı” diye,
savunmaya geçmek züğürt tesellisidir. Ecevit bu ülkede yüzde 42 oy
aldı. “Makarna, kömür için oy veriyorlar” demek bu millete
hakarettir.
KÖŞK ERDOĞAN'A HEDİYE
EDİLDİ
İzlenen politika sonucu cumhurbaşkanlığı Erdoğan’a hediye edildi.
Partideki yönetim anlayışı o partinin ülkeyi nasıl yöneteceğinin de
göstergesidir. Erdoğan’a “diktatör” deyip partide hiç kimsenin
haberi olmadan aday belirleyeceksiniz... Bunu yaptığınızda
inandırıcı olamazsınız. İnandırıcı olamayınca iktidar olamazsınız.
Atacağımız adımlarla liberallerin, sosyalistlerin, demokrasiye
inanmış muhafazakarların umudu olabiliriz.
"YENİ CHP" DEĞİL "YENİDEN
CHP"
“Yeni CHP” sözünün altı doldurulamadı. Bence “Yeniden CHP” olmalı.
70’li yıllarda nasıl umuttu CHP, yeniden umut olmalı. Partinin
tüzüğünü ileriye götürmek, çağdaşlaştırmak gerekli. Ancak bugün
CHP’de mevcut yönetim, tüzüğü daha da geriye götürmek, oligarşik
bir yapı oluşturmak istiyor. Burada ayrışıyoruz zaten. Şu anda
geçerli olan tüzüğe bile razı olmuyor, daha diktatoryal olmasını
istiyor.
BUGÜN CHP'LİLERİN BİR UMUDU İNANCI
YOK!
CHP’de farklı seslerin olması bir handikap değil, zenginlik. Bir
orkestrada pek çok enstrüman bir arada aralarında uyum
sağlanabilirse ortaya eser çıkar. Kurullarda yeterli tartışma
yapılmalıdır. Kamuoyu önünde tartışmak yerine parti içinde tartışıp
karara bağlanmalı, karar kamuoyuna açıklanmalıdır.Kılıçdaroğlu iyi
bir insan fakat kendisine toplumun başlangıçta verdiği şansı,
iktidar olma anahtarını kötü kullandı, bunu beceremedi. Ortak aklı
egemen kılmadı, bizleri dinlemedi. Dinlediği birkaç kişi var onlar
da kendisini yanlış yönlendirdiler. Bugün CHP’lilerin bir umudu,
inancı yok. İnancı tazelemek için lider değişikliği gerekmektedir.
Bu tek başına yeterli değil tabii yönetim anlayışı, politikalar da
değişmeli.
SABAH-AKŞAM "BAŞÇALAN" MI
DİYECEĞİZ?
Eğer partide başarısızlıklar sorgulanmazsa o zaman yeni
başarısızlıklar gelir. Erdoğan yüzde 52 oy almış, oy oranının
“neden 58 olamadığını” sorgulayacak, siz 14 partinin biraraya
gelmesine rağmen neden yüzde 38’de kalındığını tartışmayacaksınız,
tartışmak isteyenlere de “AKP’deki tartışmayı gölgeleyeceksiniz”
diye tepki göstereceksiniz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Bu
düşüncedeki yapıdan iktidar çıkmaz. Sorgulayarak hatamızı
bulabiliriz ancak. Parti yönetimimizde el yordamıyla gidiyor
herşey. Toplumun nabzını tutmak, tutarlı olmak lazım. Sabah-akşam
“Başçalan” mı diyeceğiz proje mi anlatacağız.
DEMİRTAŞ'I KUTLUYORUM!
Kürtlerle aramızda sorun var. Bölge insanı partimize soğuk, oy
vermiyor. Oy için değil, ülkenin sorununu çözmek için samimi
davranmalıyız. Cumhurbaşkanlığı sürecinde Demirtaş’ın açıklamaları
pek çok solcunun, sosyalistin yüreğinde yer edindi. Çıkışlarının
barışa katkısı olmuştur, kendisini kutluyorum. Demirtaş’ın benim
köyümdeki köylüyü gülümsettiğini gördüm. Şimdi sıra bizde. CHP
Genel Başkanı da Hakkari’deki Kürt delikanlısını, genç kızını
gülümsetmeli.
KURULTAY ZAFERİ DEĞİL BAŞBAKAN OLMAK
İSTİYORUM
Ben kurultay kazanmak istemiyorum, başbakan olmak istiyorum. Amacım
sadece kurultayın galibi olmak değil. Seçim gecesi ışıkları
erkenden kapanan bir genel merkez değil, meşalelerle bayram yerine
dönen bir CHP olsun istiyorum. Bunun için uğraşıyorum. Kurultayı
kazanmak değil seçmeni kazanmak, 2015’te yapılacak seçimi kazanmak
önemli.