Muharrem ayı ve aşure
Abone olHazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edildiği Muharrem ayı, çeşitli ibadet ve geleneklerle yaşanıyor. Muharrem ayının İslam dünyası için önemi büyük.
Muharrem ayı, Hazreti Muhammed’in torunu, 4. Halife Hazreti
Ali’nin oğlu Hazreti Hüseyin’in, o dönemde yaşanan siyasi kargaşa
ve çatışmalar sonucunda 10 Muharrem 61’de Kerbela’da öldürülmesi
olayınınyaşanması nedeniyle İslam tarihinde önemli bir yere sahip
bulunuyor. Yaşananların ardından bu tarih önem kazanıyor ve Hazreti
Hüseyin’in intikamını alma ahdinin tazelendiği bir matem günü
oluyor. Şiilerin her yıl dövünerek, tutmaya başladıkları matem
orucu daha sonra devlet törenleriyle yapılmış ve İran’da gelenek
haline gelmiştir. Kutsal ve matem ayı olan Muharrem ayının
başlangıcında, Aleviler, Bektaşiler ve Şiiler, 10. güne kadar oruç
tutuyor ve çeşitli törenler düzenliyor. Kerbela şehitlerinin
ruhlarına dualar okunurken, Şiiler, belden yukarı soyunup
kanatıncaya kadar dövünüyor ve böylece, şehit Hüseyin’in acısını
paylaştıklarına inanıyorlar. Bazı Alevi ve Bektaşiler ise Muharrem
ayı süresince yas tutuyor, ağıt okuyor ve Muharrem ayının 10.
gününe kadar Fuzuli’nin Hadika-üs-Süeda (Saadete Ermişlerin
Bahçesi) adlı eserini 11. günü son bölümünü bitirmek üzere toplu
olarak okuyorlar. Muharrem ayının 10’u ise Aşure Günü olarak kabul
ediliyor. Bereketine inanılan aşure pişirilerek şehit edilen
Hazreti Hüseyin anılıyor. Bu ayın 10. günü gecesi de pişirilen
aşure, oruç bozulduktansonra hep birlikte yeniyor, komşulara ve
muhtaçlara dağıtılıyor. Hüseyin’in yaşadıklarını matemle karşılayan
Sünniler de aşure geleneğini benimsedikleri için çeşitli şekillerde
yaşatıyor. AŞURE GELENEĞİ Dini halk geleneğinde önemli bir yer
tutan aşure, aynı zamanda Muharrem’in 10. günü başlamak üzere daha
sonraki günlerde de özel merasimle pişirilip, dağıtılan bir
tatlının adı. Aşure, Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarayda da
pişirilen önemlibir yiyecek. Helvacılar nezaretindeki aşçılar ve
kiler ağaları tarafından hazırlanan aşure, Muharrem ayının 10.
gününden itibaren “aşure testisi” adı verilen özel kaplarla saray
dairelerine ve halkabirkaç gün süreyle dağıtılıyor. Anadolu’da
zengin aileler ve esnaf teşkilatları tarafından pişirilen aşure,
sebilciler ve halkın katıldığı törenlerle dağıtılıyor, bazı
bölgelerde ise aşure dağıtımından sonra kurban kesiliyor. Bugün de
aşure orucu tutmak, ve dağıtmak yaşatılan bir gelenek olarak
gözleniyor.