Muhalefetten topyekün savaş
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti iktidar muhalefet kavgasını alevlendirdi. Bahçeli'nin hıyanetlikle suçladığı Erdoğan'a bir sert eleştiri DYP lideri Ağar'dan geldi
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, kan ve gözyaşı üzerinden hiçbir
zaman siyaset yapmadıklarını ifade ederek, ''Bu ancak müfterilerin
kullanacağı lisandır'' dedi. Ağar, parti genel merkezinde
düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Diyarbakır gezisini değerlendirdi. Mehmet Ağar, Başbakan
Erdoğan'ın, Türkiye'nin bazı illerine yılda 4-5 sefer gitmesi
gerektiğini ifade ederek, ''Bunlar Diyarbakır, Erzurum, Adana,
Konya, İzmir, Gaziantep, Şanlıurfa, Trabzon ve Samsun'dur'' dedi.
''Bu seyahat adeta yurtdışına gider gibi, yurtdışı seyahati gibi
takdim edilmiştir'' diyen Ağar, Diyarbakır'da 700-800 kişinin
Erdoğan'ın konuşmasını dinlemesinin halkın hükümete karşı olan
güvensizliğinin bir göstergesi olduğunu öne sürdü. Ağar, hükümetin
terörde sıçrama ortaya çıkınca bölgeyi hatırladığını iddia ederek,
şunları kaydetti: ''Geçmişte bir takım olayları devletin yaptığını
ifade edenler bugün bu terörün PKK tarafından yapıldığını ifade
etmeye başlamışlardır, gözler açılmıştır. Ancak meseleyi sadece bir
terör meselesine indirgeyerek Türkiye'yi bir yere taşıyabilmeniz
mümkün değildir. Defalarca söyledim, günlerce, aylarca söyledik.
Dedik ki meseleyi sadece bir terör, güvenlik meselesi olarak
alamazsınız. Meselenin sosyo-ekonomik temelleri vardır,
psiko-sosyal temelleri vardır. Çok ciddi bir diplomasi temeli ve
yönü vardır'' Başbakan Erdoğan'ın fabrika ve iş isteyenleri
''bedavacılığa mı alıştınız?'' diye azarladığını savunan Ağar,
hükümetin geçmişte bölgede yapılan bir çok faydalı işi de
eleştirdiğini söyledi. Ağar, Türkiye'nin demokratikleşme yönünden
sapması olmadığını, kimsenin de böyle bir beklentisi bulunmadığını
ifade etti. ''Türkiye demokratikleşmesini ekonomik kalkınmayla
paralel yürütmek zorundadır'' diyen Mehmet Ağar, hükümetin, coğrafi
kalkınmışlık farklarını ortadan kaldıracak hiçbir şey yapamadığını
öne sürdü. Türkiye'nin bölünmemesinin en büyük garantisinin millet
olduğunu belirten Ağar, ''Türkiye'nin her kökenden gelen farklı
insanları farklı coğrafi bölgelere yerleşmişlerdir. Fırsat
eşitliği, herkes için özgürlük, hürriyet vardır. Türkiye'de Kürt
kökenli bir çok ailemiz bugün doğu bölgelerinden ticari bir takım
endişelerle başka arzularla gelip Türkiye'nin her coğrafi
bölgesinde muvaffak işadamları olmuşlardır'' diye konuştu. DYP
Genel Başkanı Ağar, Türkiye'nin bir terör örgütüne endeksli siyaset
üretemeyeceğini, millete dayalı bir siyaset üretmek zorunda
olduğunu kaydetti. -''CAHİT SITKI TARANCI'NIN ŞİİRİ AKILDA KALDI''-
Ağar, Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinden somut projeler yerine, Cahit
Sıtkı Tarancı'nın şiirinin akılda kaldığını söyledi. Mehmet Ağar,
bir gazetecinin, ''Başbakan Erdoğan, Diyarbakır gezisi dönüşünde
uçakta terörün kendi meselesi olmadığını söyleyerek, 'bu mesele
Baykal'ın, Ağar'ın, Bahçeli'nin de olmalı. Bunların öyle bir derdi
yok' dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine, terörün
herkesin meselesi olduğunu söyledi. Bu meseleyi siyaset üstü
gördüğünü dile getiren Ağar, ''Bu acıları yaşamış ve bu noktada çok
şerefli bir mücadele döneminde görev almış, bölge halkını çok
yakından tanıyan bir insan olarak bu sorumluluğu her zaman taşıdım.
Ama görülen odur ki bu sorumluluğun farkında olmayan Başbakan'ın
kendisidir'' diye konuştu. Ağar, şunları kaydetti: ''Kan ve gözyaşı
üzerinden hiçbir zaman siyaset yapmadık. Bu ancak müfterilerin
kullanacağı lisandır. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz. Terörle
mücadelenin hiçbir yerinden nasip almamış insanların Türkiye'nin
yönetimde şaşırdıkları ortadadır. Acının, gözyaşının, ananın,
babanın yarasının ne demek olduğunu ben bilirim. Genç yaştaki
çocuklarını topraklara veren insanların acısını ben bilirim. O
zaman söyledim, acılar hepimizin acılarıdır. Bütün bu acıları
yaşamamak içindir bizim siyaset mücadelemiz... Türkiye bir daha bu
acıları yaşamasın diye siyaset yapıyorum. Orada Kürt kökenli
vatandaşlarımızla bizim kurduğumuz diyalogları kurmak için onların
30 fırın ekmek yemesi lazım. Türkiye böyle ayrımlarla bir yere
gidemez.''