Muhalefetin görevi alkışlamak değildir
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İş Dünyası Danışma Birimi tarafından düzenlenen İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları konulu toplantısına katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili olarak, "Türkiye'nin çağdaş imajına, bilgili, yetişmiş, Türkiye'yi çok iyi temsil eden bir kadın cumhurbaşkanına da herhalde ihtiyacımız var" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İş Dünyası Danışma Birimi tarafından Bursa'da ilki düzenlenen İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları konulu toplantısına katıldı. Hilton Otel"de düzenlenen toplantının açılışında konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yeni CHP'yi toplumla barıştıracaklarını söyledi. İş dünyasının CHP'ye biraz mesafeli yaklaştığına değinen Kılıçdaroğlu, bu toplantılarla sanayicilerle bir araya gelmeyi hedeflediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Sanayici, Türkiye Cumhuriyeti'nin, ekonominin kamu görevlisidir. Sanayici istihdam yaratır, teknolojiyi, bilgiyi izler ve ülkesine vergisini öder. Sanayici yeni CHP'de bizim başımızın tacıdır" dedi.
Geçmiş dönemde siyasi çatışmaların ekonomi yüzünden yaşandığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "O dönemde cumhuriyetle, Atatürk'le, eğitimle bir sorunumuz yoktu. CHP şemsiyesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin şemsiyesi. Bu şemsiyenin altında buluşmalıyız" diye konuştu.
MUHALEFETİN GÖREVİ ELEŞTİRMEKTİR, İKTİDARI ALKIŞLAMAK DEĞİL
Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından, toplantıya katılan işadamlarının sorularını yanıtladı. İktidarın CHP'nin herşeye karşı olduğunu söylediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Biz, ana muhalefet partisiyiz. Adımız üstünde. Demokrasilerde muhalefetin temel görevi, muhalefet etmektir, iktidarı alkışlamak değil. Aksi halde demokrasi olmaz. Biz sadece muhalefet edip, öneri getirmezsek, eleştiri doğrudur. Ama yeni CHPher soruna çözüm üreten partidir. her sorun için çözümümüz var. Yoksulluk mu, sanayi mi, milli eğitim mi, askerlik mi, iklim değişikliği mi çözümümüz var. Hangi arkadaşımız isterse, istediği alanlarla ilgili çözümlerimizi sunabiliriz. Bizim çözümlerimizi önce hayalci diye eleştirdi, iktidar. Daha sonra bizim 5 projemizi kendileri uyguladılar. Biz bundan memnunuz ve doğruları söylemeye devam ediyoruz" dedi.
KADININ SİYASETTE DİRENMESİ LAZIM
Kadınların siyasette daha etkin rol alması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, son CHP kurultayında yüzde 33 cinsiyet kotası getirdiklerini vurguladı. İl, ilçe yönetiminde, parti meclisinde en az yüzde 33 kadın olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "En çok kadının görev yaptığı parti, şu anda CHP. Yeterli mi? Daha fazlasını isteriz. Bazı yerlerde yüzde 33'lik kota erkekler için uygulanıyor. O nedenle adına cinsiyet kota dedik. Ama kadının biraz daha fazla siyasette aktif olması, direnmesi lazım. Biraz daha gücünü hissettirmesi lazım. Bütün CHP'li kadınlara şunu söylüyorum. Önünüze bir engel çıkarsa, mutlaka benim haberim olsun. Mutlaka ben o engeli kaldıracağım" diye konuştu.
Kadını siyasette daha güçlü olması gerektiğine dikkat çeken CHP Lideri, "Şunuda söylemekten kendimi alamıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Türkiye'nin çağdaş imajına, bilgili, yetişmiş, Türkiye'yi çok iyi temsil eden bir kadın cumhurbaşkanına da herhalde ihtiyacımız var" dedi.
BAŞBAKAN'A BURSA'DAN AÇIK ÇAĞRIDA BULUNUYORUM
Demokrasinin en saf tecelli ettiği seçimin muhtar seçimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Çünkü muhtar, kendisi çıkar ve mahallenin, köyün önüne ve ben adayım der. Vatandaşta kimi istiyorsa onu seçer. Milletvekili seçimi böyle mi? Hayır. Kim belirler? Siyasi parti lideri oturur, listeyi hazırlar, vatandaşın önüne koyar. 'Bunları seçeceksiniz' der. Bu doğru değil. Bu darbe hukukunun getirdiği bir seçim modelidir. Bunun kesinlikle değişmesi lazım. Vatandaşın kendisinin milletvekilini seçeceği bir seçim sisteminin, Türkiye'ye gelmesi gerekiyor. Başbakan'a Bursa'dan açıkça çağrı yapıyorum. Vatandaş doğrudan kendi milletvekilini seçsin diyorsanız, bu düşünceyi paylaşıyorsanız, bununla ilgili tasarıyı parlamentoya getirirseniz, CHP olarak, 135 milletvekili 'evet' diyeceğiz ve bu tasarıyı oylayacağız ve kabul edeceğiz" diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye ile ilişkileri ile ilgili de bir değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Churchill'e bir soru sormuşlar. Demişler ki, 'İngiltere'nin dostu ve düşmanı kimdir. Churchill'in verdiği bir yanıt var. 'İngiltere'nin dostu düşmanı yoktur, İngiltere'nin çıkarları vardır' demiş. Bir ülkenin dış politikası o ülkenin çıkarları üzerine inşaa edilir. Eğer dış politikanızı başka bir ülkenin çıkarları üzerine inşaa ederseniz kesinlikle kaybeden siz olursunuz. Suriye konusu bunun en tipik örneğidir. Kraldan çok kralcı geçindik, Suriye ile neredeyse kavga noktasına geldik, savaşacağız neredeyse. Kaybeden kim? Türkiye. Kaybeden kim? Suriye. Peki kazanan kim? Savaşın kazananı olmaz. Kavganın kazananı olmaz. Suriye ile niye ilişkilerimizi bozduk?"
Türkiye'nin yeni bir dış politika oluşturması gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu ülke olarak tüm komşularla barış içinde yaşamak gerektiğini söyledi. Geçmişte İran ile Irak'ın 8 yıl boyunca savaş halinde olduklarını anımasatan CHP lideri o süreçte Türkiye'nin tam bir tarafsız ülke olarak kendisini koruduğunu belirtti. Ne Irak'tan ne de İran'dan o dönemde hiç bir eleştiri almadığını kaydeden Kılıçdaroğlu "Türkiye sadece şunu söyledi; Ne olursunuz savaşı bırakın. Şimdi Türkiye savaşın tarafı. Çok yanlış bir dış politika. Faturasını yine sanayici, işçi ödüyor. Yazık günah değil mi bu insanlara" dedi.
Gazetecilerin mesleki sorunlarına da değinen CHP lideri medya çalışanlarının yıpranma haklarının geri verilmesi gerektiğini söyledi. CHP olarak konuya ilişkin kanun teklifi verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu "Ancak medyanın da özgür, bağımsız olması gerekir. Medyanın halka doğru haber vermesi gerekiyor. İktidar borazanlığı yapan medya, medya görevini yapmış olmaz. O nedenle medyanın özel bir sorumluluğu var" diye konuştu.