Muhalefet tepkili Erdoğan ise ısrarlı
Abone olErdoğan "Ulusa Sesleniş"te ince ince muhalefeti eleştirdi "Demokratik Açılım"da neden ısrarlı olduklarını açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Demokratik Açılım''
süreciyle ''Türkiye'yi prangalarından kurtaracak iki temel hedefe
ulaşmayı umut ettiklerini'' belirterek, ''Bu hedefler, terörün
artık sona erdirilmesi ve ülkemizin demokrasi standartlarının en
üst seviyeye yükseltilmesidir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin meselelerini ekranlar aracılığı ile
bir kere daha sizlerle paylaşma imkanı bulduğum için memnuniyetimi
ifade ederek sözlerime başlıyorum'' diyerek ''Ulusa
Sesleniş'' konuşmasına başladı.
2009 yılının da yavaş yavaş sonlarına yaklaşıldığını anımsatan
Erdoğan, hem küresel krizin sebebiyet verdiği zorlukların, hem de
ülkenin yaşadığı büyük değişimin getirdiği sancıların yoğun olarak
hissedildiği zor bir yılın geride bırakıldığını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, bununla beraber 2009 yılının aynı zamanda
Türkiye'nin huzur ve istikrarının en zor şartlarda test edildiği ve
bu imtihandan yüzünün akıyla çıktığı umut dolu bir yıl olduğuna
işaret ederek, ''İnsanlarımızın en zor şartlar altında dahi
Türkiye'nin son yıllardaki kazanımlarından asla vazgeçmediklerini
görmek hepimiz için büyük bir mutluluk kaynağıdır'' diye
konuştu.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Hepimiz Türkiye'nin hangi felaketlerin eşiğinden bugünlere
geldiğinin idrakindeyiz. Toplum olarak bugün sahip olduğumuz huzur
ve istikrarın bizim için ne kadar hayati bir öneme ve değere sahip
olduğunun bilincindeyiz.
Önümüze çıkan engeller ne kadar zorlu olursa olsun bunları aşacak
irade ve kararlılığa işte bu bilinçle sahibiz. Milletimiz bu
süreçte sadece değişimin getirdiği kazanımların değil, bir ve
beraber olmanın, dost ve kardeş olmanın değerini de çok iyi
kavramıştır.
İnşallah 2009 yılından önümüzdeki yıllara kalacak olan en değerli
mesaj bu olacaktır.''
''TOPLUMSAL BARIŞIN EN BÜYÜK TEMİNATI''
''Biz her insanımızın mutluluğunu toplumsal barışın en büyük
teminatı olarak görüyoruz'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Bütün
vatandaşlarımızın ülkelerine inanmalarını, güvenmelerini,
ülkeleriyle gurur duymalarını istiyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
''Tek bir insanımızın bile etnik kökeninden, inançlarından, hayat
tarzından ve fikirlerinden dolayı mağdur edilmediği bir toplumsal
zemin oluşturmakta kararlıyız. Türkiye'nin bu konuda geçmişten
bugüne gelen birtakım sıkıntıları olduğunu kabul ediyoruz, ama bu
gerçekle yüzleşmekten de kaçınmıyoruz.
Toplum olarak demokrasimizin üzerine düşen gölgeleri tümüyle
ortadan kaldırmayı daha fazla erteleyemeyeceğimizin farkındayız.
Adaleti ve özgürlükleri tartışılır olmaktan çıkarmadan geleceğe
yürüyemeyiz. İnanç ve fikirlerin tasallut altında tutulmasının
önüne geçmeden yolumuza devam edemeyiz. Türkiye, gerçekleriyle
yüzleşmek, bu muhasebeyi en hakkaniyetli şekilde yapmak
mecburiyetindedir.
Bildiğiniz gibi, bu amaçla, hükümet olarak bir demokratik açılım
sürecini başlattık. Geçtiğimiz günlerde de bu konuyu Meclis
Genel Kurulu'na getirerek hem sayın milletvekillerimize, hem de
oradan yapılan canlı yayınlarla siz değerli vatandaşlarımıza bu
konuyla ilgili detaylı bilgileri sunma imkanı
bulduk.
Bu açılımla Türkiye'yi prangalarından kurtaracak iki temel hedefe
ulaşmayı umut ediyoruz. Bu hedefler, terörün artık sona erdirilmesi
ve ülkemizin demokrasi standartlarının en üst seviyeye
yükseltilmesidir.
Biz inanıyoruz ki, ülkemizde yaşanan her türlü sıkıntının çözümü,
demokrasiye tümüyle işlerlik kazandırmaktan geçer. Terörü bir yol
olarak seçenlerle mücadelemizi elbette en etkin ve yetkin biçimde
bundan sonra da sürdüreceğiz. Türkiye'nin bütünlüğünden de,
insanlarımızın kardeşliğinden de asla taviz vermeyeceğiz.''
ADIM ADIM GELİŞTİRİLEN DEMOKRATİK VİZYONUN BİR
AŞAMASI...
Başbakan Erdoğan, yıllardır terör gerçeğiyle yaşamış olmanın
getirdiği tecrübelerden, terörle mücadelenin askeri boyutu dışında
başka boyutlarının da olduğunu bildiklerini belirterek,
''Öncelikle devleti karanlıklardan tümüyle arındıracak,
hakkaniyetine inanılan, güvenilen istikrarlı bir yapıya
kavuşturacağız'' diye konuştu.
Teröre zemin hazırlayan sosyo-ekonomik sıkıntılara çareler
üreteceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Toplumsal ahengi zedeleyen her türlü ayrımcı hareket ve girişimi
tartışmasız biçimde sona erdireceğiz. Demokrasiyi, adaleti,
eşitliği ve hürriyeti gölgesiz biçimde tesis edeceğiz. Bunlar
ülkemizin geleceği için olmazsa olmazlarımızdır. Yani bunlar sorun
alanlarıdır, bu sorun alanlarını minimize etmek suretiyle kısa
vadede, orta vadede, uzun vadede bu yola devam edeceğiz.
Bunları başarabilirsek eğer, terör bu ülkenin tek bir karış
toprağında bile kendine zemin bulamayacak, insanlarımız arasına
nifak tohumlarını ekemeyecektir. İşte bizim demokratik açılım
dediğimiz budur, bu açılımdan muradımız da bundan ibarettir. Milli
birlik ve kardeşlik projesi olarak biz bunu ifade ediyoruz. Bir
barış ve sevgi projesidir bu...''
''Aslında demokratik açılım adıyla gündeme gelen bu projenin,
hükümetimizin yedi yıl boyunca adım adım geliştirdiği demokratik
vizyonun yeni bir aşaması olduğunu da ifade etmek isterim'' diyen
Başbakan Erdoğan, geçen 7 yıllık zaman içerisinde TBMM'nin de büyük
gayret ve katkılarıyla demokrasinin büyük aşamalar kaydettiğine
işaret etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu dönemde, çağdaş bir demokrasiye yakışmayan olağanüstü hal
uygulamasına son verilmiştir. Hani OHAL denilen bir olay
vardı ya, işte o. Yine aynı şekilde, demokrasiye uygunluğu
sürekli tartışılmakta olan Devlet Güvenlik Mahkemeleri bizim
dönemimizde kaldırılmıştır.
Vatandaşlarımızın günlük hayatlarında kullanmakta oldukları farklı
dil ve lehçelerin öğrenilmesi için özel kurslar açılmasına imkan
tanınmıştır. Yine farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması
yasal güvenceye kavuşturulmuş, bu uygulamaya ilk örnek olarak TRT
Şeş yayını başlatılmıştır.
Bugün TRT ekranlarından Kürtçe, Zazaca, Boşnakça, Arapça ve
Çerkezce yayın devam ediyor. 'İşkenceye sıfır tolerans' anlayışıyla
işkence ve kötü muamele suçunun yasal çerçevesi genişletilmiş,
cezaları ağırlaştırılmıştır. Bu sayede bugün Türkiye dünyada bir
'işkence ülkesi' olarak anılmanın utancından
kurtulmuştur.
İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLEN YERLEŞİM BİRİMLERİ
''Çeşitli sebeplerle isimleri değiştirilen yerleşim birimlerine,
yerel talep olması halinde, mevzuat hükümlerine uygun olarak eski
isimlerinin verilebilmesine de imkan sağlayacağız'' diyen
Erdoğan, siyasi partilerin, seçim çalışmaları sırasında
vatandaşlara farklı dil ve lehçelerde seslenebilmelerinin de yine
bu açılımın konuları arasında bulunduğunu
bildirdi.
Başbakan Erdoğan, amaçlarının Türkiye'yi bütün vatandaşların
kendilerini rahat ve özgür hissedecekleri bir ülke haline
getirebilmek olduğunu ifade ederek, vatandaşları etnik kökenlerine
göre veya batılı-doğulu, Alevi-Sünni, azınlık-çoğunluk,
şehirli-köylü diye ayırmadıklarını, hepsinin hakkını hukukunu
mukaddes bildiklerini söyledi.
''Her insanımızın kendi değerlerini yaşama hakkına, kendini
istediği biçimde ifade etme hakkına saygı duyuyoruz'' diyen
Erdoğan, bunun Türkiye'nin zenginliği, gücü, bereketi olduğunu çok
iyi bildiklerini kaydetti.
''ALEVİLERE KULAK VERDİK''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alevi yurttaşların uzun yıllar
boyunca hallerini, ihtiyaçlarını anlatacak bir muhatap
bulamadıklarına dikkati çekerek, ''Biz onlara kulak verdik,
birlikte tam beş çalıştay yaptık. Kendilerinin
beklentilerini samimiyetle dinliyoruz, inşallah bu konuda önemli
mesafeler alacağız'' dedi.
Farklı din ve inançlara sahip vatandaşların ibadet yerlerine
ilişkin özgürlüklerinin genişletilmesi amacıyla İmar Kanununda
düzenlemelere gittiklerini ifade eden Erdoğan, 2004'ten bu yana
''Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulu''nun
faaliyet gösterdiğine işaret etti.
EKONOMİDEN GELEN OLUMLU İŞARETLER
Başbakan Erdoğan, bütün dünyayı sarsan ekonomik kriz sonrasında
nispeten bir toparlanma dönemine girilirken Türk ekonomisinden
gelen olumlu işaretlerin kendilerini memnun ettiğini ifade
etti.
Son yayınlanan IMF Raporu'nda Türkiye ekonomisinin, bu yılın son
çeyreğinde büyüyecek nadir ekonomilerden biri olarak tespit
edildiğine işaret eden Erdoğan, kendi beklentilerinin de bu yönde
olduğunu bildirdi.
Başbakan Erdoğan, 2010 yılı için daha da iyimser beklentiler
içerisinde olduklarını kaydederek, önümüzdeki yıl Türkiye'nin, OECD
ortalamasının da üstünde bir büyüme hızı yakalayarak G-20 ülkeleri
arasında 5. sırada olmasının beklendiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin, gelecek yıl 3.7'lik büyüme oranıyla Avrupa ülkeleri
arasında ilk sırada olacağının tahmin edildiğini belirten Erdoğan,
Türkiye'nin, halihazırda dünyanın en büyük 17. ekonomisi konumunda
bulunduğunun altını çizdi. Başbakan Erdoğan, ''Yıl sonunda,
inşallah bir basamak daha yukarı çıkarak dünyanın 16. büyük
ekonomisi konumuna yükselmeyi umut ediyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel kriz şartlarına bağlı olarak
bütün dünyada artış gösteren işsizlik rakamlarında da Türkiye'nin
nispeten düşüş trendine geçeceğinin söylenebileceğini belirterek,
ekonomik büyüme ve iş gücü piyasasına yönelik çalışmaların
etkisiyle 2010'dan itibaren istihdamda tekrar artış yaşanmasını ve
işsizlik oranında kademeli bir düşüşün başlamasını beklediklerini
vurguladı. Erdoğan, ''Zira bunlar biraz da mevsimsel olan
gelişmelerdir. Dolayısıyla inanıyorum ki ağırlıklı hizmet
sektöründeki gelişmeler, bunu arzuladığımız istikamette
tetikleyecek ve işsizlik daha da azalacaktır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ihracatta da önemli bir toparlanma hareketinin
gözlemlendiğine dikkati çekerek, ''Bu çerçevede Orta Vadeli
Program'da koyduğumuz 98,5 milyar dolarlık yıl sonu ihracat
hedefini temenni ediyorum ki aşacağız ve 100 milyar dolar
seviyesini yakalayacağız'' dedi.
Bütün bunların, Türkiye ekonomisinin krizden çıkış yolunda
bulunduğunu gösteren önemli göstergeler olduğunu kaydeden Erdoğan,
dünya ekonomik çevrelerinde, Türkiye'nin krizin etkilerinden en
önce sıyrılacak ülkeler arasında gösterildiğini bildirdi.