Suriye’de gerçekleşen devrim iktidara üstünlük sağladı.
Üstünlüğün temel nedenlerine bakacak olursak;
Suriye’de yaşananlar Türkiye’nin baş aktör olduğunu dünya ya gösterdi. Hatta göstermekle kalmadı, kabul gördü. Buda hükümete büyük bir prestij sağladı. Türkiye’nin Suriye sınırındaki güvenlik sorununa çözüm oluşturuldu. Bu durumu halk heyecanla karşıladı. Muhalefetin Suriye konusunda gel-git hallerini yaşaması iktidar kanadına puan kazandırdı. Muhalefetin gel-git hallerini iktidar avantaja çevirdi.
Muhalefetin Suriye konusunda iktidara sağladığı avantajlar;
Muhalefetin, görüşmeyi reddettiği,
Hatta “HTŞ bir terör örgütüdür” demekten vaz geçmediği,
Suriye konusunda öfkeli ve tutarsız davranmasının yanında, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya ve Avrupa ülkeleri Ahmet eş Şara’yla görüşmek için randevu beklerken,
Bizim muhalefet, bizim CHP “HTŞ bir terör örgütüdür” diye kendini parçalıyor.
Bu bakış açısının muhalefete hiçbir faydası olmadığı gibi, kendi kalesine de gol atıyor. Ciddiyetsiz davranıyorlar.
Karşı çıkışlarının sebebini eminim kendileri bile bilmiyorlar.
CHP, muhalefet olarak muhalefet etmeyi sadece karşı çıkıştan, itirazdan ibaret zannediyor. O nedenle sağlam ve güçlü bir muhalefetin olmayışı iktidarın işini kolaylaştırıyor. Halkın gözünde iktidarın Suriye politikasından dolayı zirveye tırmanışının sebeplerinden biri de muhalefetin oyunu basit oynaması hatta oyun kurucu olamamasıdır. Muhalefetin beceriksizliğidir.
Suriye’nin Hama kendi yakınlarında kurulan Noel ağacının Suriyeli olmayan aşırıcı bir muhalif grup tarafından ateşe erilmesinin ardından HTŞ yönetimi, duruma müdahale etti. Bölgeye gelen bir HTŞ’li yetkili, Hıristiyan din adamlarıyla birlikte ağacın yeniden ışıklandırılacağı sözünü verdi ve dikilen haçı havaya kaldırdı.
Suriye’deki yeni hükümet, Katolik Noeli’ni resmî tatil ilan etti. Ülkedeki hükümet daireleri 25 ve 26 Aralık’ta kapalı olacak.
Bu durum birilerini rahatsız edecek.
Çünkü kaos olmadı,
Çünkü Suriye karışmadı.
2025’e Günler Kala
Yeni yıl heyecanı caddelere ve sokaklarına şimdiden yansıyor, Caddeler ve meydanlar rengârenk ışıklarla donatıldı. Ancak bu coşkunun yanında, belediyelerin yılbaşı için planladıkları konser ve etkinliklerin bütçeleride gündemde. Sosyal güvenlik ve vergi borçları nedeniyle ekonomik zorluklar yaşayan belediyelerin, etkinliklere ayırdıkları bütçeler tartışılıyor, hatta göze batıyor.
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlenen konserlerde sahneye çıkan sanatçılara ödenen yüksek meblağlar sosyal medyada tepkilere yol açmıştı. Benzer durumlar yılbaşı etkinliklerinde yaşanmasın diye bu harcamaların şeffaf olması ve sanatçıların emeğinin hakkıyla karşılanması konusunda titiz davranılmalıdır.
Yılbaşı konserleri ve benzeri etkinlikler, sosyal hayatı canlandıran, farklı kökenlerden insanları bir araya getiren önemli birer etkinlik. Ekonomik sıkıntıların gölgesinde yeni yıla umutla girmek isteyen vatandaşlar için bu organizasyonlar önemli, dayanışmayı ve toplumsal bağları güçlendiriyor.
Büyükşehir belediyeleri olmak üzere tüm belediyelerin kültür etkinlikleri için yaptıkları harcamalar, İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından adil ve tarafsız bir şekilde denetlenmelidir. Bu denetimlerin, parti ayrıt edilmeksizin yapılması vatandaşın kamu kurumlarına olan güvenini tazeleyebilir. O nedenle denetim yapılırken asla parti ayırt edilmemelidir.
Yeni yıla sayılı günler kala, yılbaşı kutlamaları öncesinde kaçak içki üretimi ve satışı riskine karşı belediyelere önemli sorumluluklar düşüyor. Özellikle artan alkollü içecek fiyatları nedeniyle sahte içkiye yönelimin arttığı bu dönemde, halk sağlığını korumak için etkin denetimler büyük önem taşıyor. Sahte içki kaynaklı zehirlenme ve ölüm vakalarının yaşanmaması için önlem alınmalı, vatandaşlar bilinçlendirilmelidir.