Muhalefet çatı lı gönderme
Abone olBaşbakan Erdoğan, "Ülkenin çatısı AK Partidir. AK Parti 3 Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir. Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bu ülkeni...
Başbakan Erdoğan, "Ülkenin çatısı AK Partidir. AK Parti 3
Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir. Göreceksiniz 10
Ağustos’ta bu ülkenin 77 milyonu da bu orta çatı altında yer
almanın mücadelesini verecektir. İlan edeceğimiz adayı da inşallah
o makama taşıyacaklarına inanıyorum” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 21. Olağan Genel Kurulunda
konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan, Mayıs ayında yeni
bir ihracat rekoru kırıldığını belirterek, “Geçen yılın Mayıs ayına
göre ihracat 5.8 oranında arttı bu alanda yeni bir rekorun sahibi
olduk. İlk 5 aydaki artış yüzde 8 oldu. Geriye dönük 12 aylık
ihracatımız 156 milyar doları aşarak cumhuriyet tarihimizin en
yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Bunlar muhteşem rakamlar. Dünyada
yaşanan küresel sıkıntılara, ülkemizde yaşanan olumsuzluklara
rağmen ihracatın bu şekilde artışa devam etmesi iftihar
vesilesidir” dedi.
Salı günü büyüme rakamlarının açıklanacağını hatırlatan Başbakan
Erodğan, “İhracattaki bu performansın büyümeye önemli katkı
sağladığını tahmin ediyoruz. Bu olumlu seyirle birlikte ekonominin
diğer alanlarında güzel gelişmeler şahit oluyoruz. İstanbul Borsası
tarihin en yüksek seviyesine 2013 Mayıs ayında ulaşmıştı. Mayıs
ayının sonunda başlayan sokak eylemlerinin ardında Aralık ayında
yaşanan darbe girişim Borsa’nın sert düşüşler yaşamasına sebep
oldu. Hükümetimizin dik duruşu, ekonominin sarsılmasını ve zarar
görmesini önledi. Dün İstanbul borsası son bir yılın ardından ilk
kez 80 bin seviyesini üzerine çıktı” diye konuştu.
"TEĞET GEÇECEK DEDİĞİMDE DALGA GEÇENLER OLMUŞTU"
Türkiye ekonomisinin son 12 yılda ciddi sınavdan geçtiğine dikkat
çeken Başbakan Erdoğan, “3 Kasım 2002’den sonra yaşadığımız her
seçim imtihandı. Darbe girişimleri imtihandı. Bu imtihanlardan
başarı ile çıktı. Ciddi provokasyonlar yaşadık. Danıştay saldırısı,
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, gezi olayları, terör saldırıları.
Bunlar ekonomi için zorlu imtihanlardı. Türkiye öyle bir hale
getirilmişti ki kriz ve kaos rant kaynağı haline gelmişti. Amerika
sarsılırken Türkiye bununla birlikte batacak diye manşetler atanlar
olmuştu. ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ dediğimde dalga
geçenler olmuştu. Onların dediği olmadı bizim tespitimiz
gerçekleşti. On yıllar boyunca hep bu olumsuz yaklaşımlarla karşı
karşıya oldu” şeklinde konuştu.
Türkiye’de darbelerden kazanç sağlayan bir çark olduğunu vurgulayan
Erdoğan, “Darbeler bütün millete çok ağır faturalar yüklerken
birilerine ciddi kazançlar sağladı. Terör 40 bin insanımızın
ölümüne, trilyonlara varan maddi kayba neden olurken birilerine
paralar kazandırdı. Bu ülkede çeteler milletin emeğini gasp
ettiler. Seçkin zümrelere milletin emeğini hortumla akıttılar.
Çoğunluğun kaybetmeye mahkum olduğu, mutlu bir azınlığın hep
kazandığı bir çark kuruldu. Kimler vardı bu çarkın içinde. İçeride
ve dışarıda maalesef bazı çıkar gruplar. Bu sermaye çevreleri emir
ile hareket eden belli medya kuruluşları vardı. Hiçbir zaman
gerçekleri yansıtmadılar. Bu çarkın hizmetkarı haline gelmiş sivil
toplum örgütleri, sendikalar hatta terör örgütleri vardı. Devlet
içindeki çeteler bunun bir parçasıydı. Dünyanın gelişmiş
ülkelerinde siyasi hareketler özellikle muhalefet çoğu yerde
iktidarın tamam ile karşısında olmayı kendi için görev telakki
etmez. Çoğu zaman acaba ülkem buradan ne kazanır hesabını yapar.
Oturur iktidar ile ortak olmadığı halde desteğini verir. Tabii
ülkemizde güzel bir tezgah kurulmuştu. Hiçbir ekonomik kriz bu
çarkın parçalarını etkilememiştir. Hiçbir darbe girişiminde bu
çarkın parçaları zarar görmedi. Enflasyon yükselmiş kazanan bunlar
olmuş. Terör can almış kazanan bunlar olmuş. Ülke yoksullaşmış,
bunlar ne hikmetse hep zengin kalmış” ifadelerini kullandı.
12 yıllık reformlarla kısır döngünün ortadan kaldırıldığına dikkat
çeken Başbakan Erdoğan, “Anadolu sermayesi denilen yeni bir çıkışın
oluşumun sağladık. Sermayenin belli ellerde toplanmasını değil
dağılmasın sağladık. Bu belli odakları rahatsız etmiş olabilir.
Halbuki ‘ben’den ‘biz’e geçiş çok önemli. Biz burada şu gerçeği
haykırmalıyız. ‘Biz’ Bunu başardığımız anda Türkiye’yi tutana aşk
olsun. O zaman dünyada güçlü bir Türkiye olacak” açıklamalarında
bulundu.
MERKEZ BANKASININ FAİZ POLİTİKASINI TOPA TUTTU
Konuşmasında Merkez Bankası eleştirisine de devam eden Başbakan
Erdoğan şunları söyledi;
“Şu andaki faiz politikalarında memnun musunuz ben değilim.
Allah’tan piyasa faizi şu anda kendisin oluşturuyor
olgunlaştırıyor. Burada piyasanın şu anda olgunlaştırdığı faiz
merkez bankasının bana göre çok önünde. Bu bir şeyi gösteriyor.
Avrupa yarım puan oynadı piyasalardaki gelişmeyi görüyorsunuz.
Olumlu gelişti. Vaka bu. Yatırımcı bu ülkede adımını atacaksa düşük
faizle atacak. Eğer yüksek faiz ortaya koyarsanız yatırımcının
cesaretini ortadan kaldırırsınız. İstihdamın daha da düşmesini
istiyorsak yatırımlara ihtiyacımız var. Küresel sermaye öz
sermayemizin yatırımından sonra geliyor. Bizim bunu başarmamız
lazım. Bunun başaracağız. Gelişmiş ülkeler bakıyorsun. Bütün
bunlarda faiz böyle de bizde niçin 13-14-15’lere çıkıyor.
Finansmanın maliyeti ne kadar düşerse bu ülkede yatırımlar o kadar
artar. Bizim her bir puana ödediğimiz faiz yılda 2.5 milyar dolar.
Biz bunu ödemeye mecbur değiliz. Bu olmadığı takdirde kaybın ne
olduğunu düşünün. Bizim bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor”
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendirdi. 10 Ağustos’ta tarihi bir
seçim yapılacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Tarihimizde ilk
kez millet kendi Cumhurbaşkanı’nı seçecek. 5 yıllığına göreve
getirilecek. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta
ekonomi olmak üzere her alana olumu yansıyacak. Adayımız kim olursa
olsun reformlar devam edecek, istikrar muhafaza edilecek, 2023
hedeflerine kararlılıkla yürünecek. Türkiye’nin ne seçim öncesi ne
de sonrasında bir kaos yaşamasına asla izin verilmeyecek. Bizim
siyasi hareketimiz şahısları üzerinden değil, ilkeler üzerinden
ilerliyor” dedi.
"DEMİREL’İN 28 ŞUBAT’TA ÜSTLENDİĞİ VAZİFEYİ BİLİYORUZ"
Cumhurbaşkanlığı’nın 1961 ve 1982 anayasasıyla iktidarın üzerinde
bir devlet gibi konumlandırıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, “Bir
tarafta siyasi iktidar var, onun karşısında devleti temsi den bir
Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı makamı birkaç istisna dışında
böyle bir rolü benimsedi. Türkiye’de her Cumhurbaşkanlığı seçim
krizlere sahne olmuştur. TBMM hür iradesi ile cumhurbaşkanı seçmek
isterken meclis dışı güç odakları farklı dayatmaların içine
girmiştir. 1961 ve 1989 arasında görev yapan 4 cumhurbaşkanı da
daha önce Genel Kurmay başkanı yapmış isimlerdir. 1989’da merhum
Özal’ın Cumhurbaşkanı olması tartışmaları da beraberinde
getirmiştir. Sayın Demirel sivil bir Cumhurbaşkanı olarak
seçilmiştir. Onun da 28 Şubat’ta üstlendiği vazifeyi biliyoruz.
2007’de Cumhurbaşkanı seçiminde bir kriz üretilmek istendi. 367
kararı gibi hukuk garabeti altına imza atıldı. Biz sadece
cumhurbaşkanı için şekil şartını değiştirmedik 61 ve 82 anayasaları
il getirilmiş bir vesayet anlayışını da ortadan kaldırdık. Bu
ülkede tek iktidar vardır o da milletin iktidarı. Millet kendisini
temsil yetkisini kime verirse iktidarda o vardır. Milletin yetki
vermediği kişiler milletin tercihleri karşısında duramaz” diye
konuştu.
"30 MART’TA BUNLARIN ÇATISI UÇTU"
Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan,
“CHP ve MHP’nin en çok aradığı kriter ‘cumhurbaşkanı siyasetin
dışında olacak’ Hem siyasetçi olacaksın hem de ‘cumhurbaşkanı
siyasetin dışında olacak’ diyeceksin. Bir siyasetçinin kendisini
inkar etmesidir. Siyaset kötüyse neden o koltukta oturuyorsunuz.
CHP Genel Müdürü sabah akşam sözlükten öğrendiği sıfatları
sıralıyor. Adayınız kim olacak. Ona cevapları yok. Zannedersiniz ki
Dedem Korkut gelecek sıfatlara bakacak soy soylayacak boy
boylayacak. Adayın ismini öyle açıklayacak. Bizim muhalefet masal
dünyasında geziniyor. CHP genel başkanı çözüm için 17 öneriden
bahsediyor. İlkini söylüyor. Sıra ikinciye gelince ‘unuttum’ diyor.
Ankara’da bozkurt işaret yaparken MHP’liyim de diyebilirdi.
Anadolu’da bir laf var. ‘Elif’i görse mertek zanneder’ Mertek
çatıyı tutmaya yarar. ‘Başkasının gözündeki çöpü görür, kendi
gözündeki merteği görmez’ denir. 30 Mart’ta bunların çatıları uçtu.
Şimdi kendilerine başka çatı arıyorlar. Bu ülkenin çatısı AK
Partidir. AK Parti 3 Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir.
Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bu ülkenin 77 milyonu da bu orta çatı
altında yer almanın mücadelesini verecektir. İlan edeceğimiz adayı
da inşallah o makama taşıyacaklarına inanıyorum” şeklinde
konuştu.
(İHA)