Müge Anlı hakkında RTÜK’ten yaptırım talebi: Kadına şiddeti övüyor
Abone olRTÜK Üyesi İlhan Taşçı, geçtiğimiz günlerde ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ programında kadına şiddeti öven sözler hakkında yaptırım uygulanmasını talep etti. Taşçı, programda Anlı'nın kullandığı ifadelerde öldürmenin haklı bir eylem olacağını yansıttığını belirtti. Anlı, Denizli’de yaşanan bir cinayet ile ilgili “Bunu yayında söylemek belki doğru değil ama ben içimden geçeni, doğruyu söyleyeyim: Ben o kadını öldürmek için zaman kollarım" ifadelerini kullanmıştı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi İlhan Taşçı, Müge
Anlı’nın ATV’de yayınlanan canlı yayında “kadına şiddeti öven,
teşvik eden ve meşrulaştıran” açıklamaları nedeniyle yaptırım
uygulanması için RTÜK Başkanlığına başvuruda bulundu. Taşçı,
Anlı'nın kullandığı ifadelerin suça teşvik olduğunu belirtti.
İlhan Taşçı dilekçesinde ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ programının 23 Kasım 2023 Perşembe günü yayınlanan bölümüne dair detayları paylaştı.
Müge Anlı’nın, Denizli’de yaşanan bir cinayet ile ilgili telefon görüşmesi sırasında, “Bunu yayında söylemek belki doğru değil ama ben içimden geçeni, doğruyu söyleyeyim: Ben o kadını öldürmek için zaman kollarım be! Yani sol yanım dediğim adam eve başka bir kadın getirecek. Bana nikâh kıymamış, üç çocuğuma rağmen; gidecek o 2 çocuklu kadına nikâh kıyacak, benim evime getirecek. 'Hatice’m Hatice’m' diyecek. Ben onu öldürürüm bir şekilde. Yani 'Ben öyle bir kadın mıyım, böyle bir kadın mıyım?' diyorsun da, bunun kadınlıkla alakası yok. Ben sana ilk içimden geçeni söylüyorum” sözlerini hatırlattı.
Taşçı, sunucu Müge Anlı’nın bu sözlerinin açıkça, “böyle bir durumla karşılaşıldığında öldürmenin haklı bir eylem olacağını” yansıtıp açıkça şiddete özendirdiğini belirterek şunları ifade etti:
“Ülkemizde neredeyse her gün kadın şiddetinin ve cinayetinin
yaşandığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda bir televizyon
kanalının canlı yayınında, “kadına şiddet” çağrısı ve övgüsünün
toplumda yaratacağı etki görmezden gelinemez. Özellikle
televizyonların kadın cinayeti ve şiddetine karşı daha temkinli bir
dil kullanması beklenirken sunucunun ifadelerinin açıkça yasada
belirtilen yayın ilkelerine aykırılığı tartışmasızdır. Ayrıca
televizyon yayınlarının insanların davranışları üzerindeki etkileri
de dikkate alındığında şiddete karşı çıkması gerekenlerin şiddete
methiyeler düzmesi ve bunu da meşrulaştırmasına Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu gözlerini ve kulağını kapatamaz. Bu Anayasal bir Üst
Kurul olan RTÜK’ün hem öncelikli görevi, hem de kadın, çocuk ayırt
etmeksizin 84 milyon yurttaşa karşı toplumsal bir sorumluluğudur.
RTÜK’ün bu toplumsal sorumluluktan kaçması düşünülemez. Bu yayın
içeriğinin Üst Kurulda değerlendirilmemesi, görmezden gelinmesi
önümüzdeki süreçte benzer yayınlar için de cesaret verici
olacaktır.”
RTÜK yasasına göre bu ifadelerin yayın ihlali ve “suç” olarak düzenlendiğini belirten Taşçı, “Programcının sözlerine bir bütün olarak bakıldığında ve ertesi günkü programda da suçu meşru, suçluyu haklı gösteren, suça teşvik eden ifadelerindeki ısrarcı tutumu Üst Kurulun ilgili uzmanları tarafından 6112 Sayılı Kanunun 8/1/g fıkrasındaki yayınları 'suç işlemeyi' öğretici nitelikte olamayacağı, (ş) bendindeki 'şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamayacağı' ayrıca 8. maddenin 2. fıkrasındaki çocuk ve gençlerin ahlaki gelişimine zarar verebilecek türden içerik taşıyan programların yayınlanamayacağı ilkeleri ışığında ivedilikle değerlendirilerek raporlaştırılmasını ve ilk Üst Kurul toplantısında gündeme alınmasını” talep etti.