Müftü reçeteyi verdi: 'Soğan sarımsak yerken...'
Abone olSamsun Müftüsü: Eşine sormadan bir eş, soğan ve sarımsak bile yiyemez. Yememelidir. Bu, sevgiyi azaltır
Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk,
eşlerin birbirine sormadan soğan
ve sarımsak yememesi gerektiğini belirterek, "Dişini
fırçalayan, saçını sakalını güzel tarayan ve soğan sarımsak gibi
şeyi yemeden eşine soran ya da eşiyle yiyen, her konuda eşine
danışan bir kişi diğer konularda da eşini incitmez" dedi.
Öztürk, eşlerin birbirine Allah’ın emaneti olduğunu söyledi.
"Eşimizi razı etmeden Allah’ı razı edemeyiz" diyen
Öztürk, evliliğin, eşlerin birbirini incitmeden devam ettirilmesi
gerektiğini aktardı.
'HANIMEFENDİ BEN İŞKEMBE İÇECEĞİM MÜSAADENİZ VAR
MI?'
Eşlerin sevgilerini birden "boca etmemeleri" gerektiğini, eşin her
geçen gün kendinde bir değişiklik yapmasının uygun olacağını
bildiren Öztürk, şöyle devam etti:
"Hayatımızda birtakım aşınmalar oluyor. Eşler öyle hassas
ve titiz olmalıdırlar ki ağız kokusuna, vücut kokusuna, giyimine,
görüntüsüne, tıraşına, sürmesine dikkat etmeliler.
Mesela sigara içen biri sabaha
kadar yatakta eşini rahatsız etme hakkına sahip değildir. Eşine
sormadan bir eş, soğan ve sarımsak bile yiyemez. Yememelidir. Bu,
sevgiyi azaltır. Yiyeceklerse birlikte yemeliler ama biri yemez
diğeri yerse sabaha kadar eşini rahatsız edecek, mutlaka sırtını
dönüp yatacaktır. İşkembe çorbası içecek arkadaşıyla. İşkembe
çorbasında soğan ve sarımsak var. Eşini aramalı, demeli ki
’hanımefendi ben arkadaşlarla bir işkembe çorbası içiyorum, eğer
müsaaden varsa içeceğim’. Hanım derse ki ’hayır müsaadem yok’,
içmemelidir. İçemez. Eşler birbirinin haklarına ve hukuklarına
riayet etmelidir."
'KARI KOCANIN BİRBİRİNE YAĞ YAKMASI DA
İBADETTİR
"Sakalları dağılmış bir beyefendiden bir
kadının hoşlanmayacağını" belirten Öztürk, aynı
şekilde kadının da giyimine ve temizliğine dikkat etmesi
gerektiğini ifade etti. Kadının da eşi için en güzel elbiselerini
giymesi gerektiğine değinen Öztürk, şunları kaydetti:
"Kocasını kapıda karşılamalı. Güler yüzle ’hoş geldin’
demeli. Ceketini alıp asmalı. ’Senin çok sevdiğin yemeği yaptım’
demeli. Birlikte yemeği yemeli. Televizyonu birlikte izlemeliler,
yatmaya da beraber gitmeliler. Bu olmadığı takdirde öfkeyle bu
iş olursa televizyon da ayrı
izlenir. Biri dizi izler diğeri maç.
Yatmaya kadın erken gider, erkek sabaha kadar film izler. Eşler, bu
ortaklığı bozmamak için bakışlardan tutun da görünüme varıncaya
kadar, sevgiye, ağız kokusuna ve vücut kokusuna varıncaya kadar her
şeye dikkat etmelidir. Gömleğin boğazındaki kirden, kokudan biraz
nefret eder hanım, ertesi gün sarımsak soğan yer biraz da ondan
nefret eder. Ertesi gün sigara içer sabaha kadar eşini rahatsız
eder, ağzı sapsarı kesilmiş bir adama bakmaktan nefret eder. Bu
aile kısa bir zamanda boşanmaya kadar gider. O ailede ne sevgi ne
huzur ne hoşgörü olur. Halbuki dişini fırçalayan, saçını sakalını güzel
tarayan ve soğan sarımsak gibi şeyi yemeden eşine soran ya da
eşiyle yiyen, her konuda eşine danışan bir kişi diğer konularda da
eşini incitmez."
Öztürk, "Ailede karı kocanın birbirine yağ yakması da bir
ibadettir. Nasıl ki namaz kılmak bir ibadetse, evde Allah rızasını
kazanmak için birbirine iyi davranan eşlerin bulunması, birbirine
iyi davranması da aynı namaz kılmak gibi bir ibadettir, kulluğun da
gereğidir" ifadelerini kullandı.