Mücahit Ören'den babası Enver Ören'e mektup
Abone olGeçtiğimiz yıl bugün hayatını kaybeden Enver Ören'in oğlu Mücahit Ören babasının vefatının ilk yıldönümünde çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Mücahit Ören Türkiye sinde yayınlanan yazısında babasına
seslendi ve "Bize İhlas’ın gayesini “paraya değil, insana
hizmet” olarak öğreten, eşsiz sohbetlerini daima kulağımızda ve
kalbimizde hissettiğimiz kıymetli öğretmenim. Senden
öğrendiklerimizle emanetini daha ileri noktalara
taşıyoruz." dedi.
İşte Mücahait Ören'in, babası Enver Ören'e seslendiği o
yazı:
Bize İhlas’ın gayesini “paraya değil, insana hizmet” olarak
öğreten, eşsiz sohbetlerini daima kulağımızda ve kalbimizde
hissettiğimiz kıymetli öğretmenim. Senden öğrendiklerimizle
emanetini daha ileri noktalara taşıyoruz.
Türkiye, bundan bir yıl önce Enver Ören Ağabeyini kaybetti.
Her yaş, her cins, her parti, her görüşten insan onu sevgi ve
minnetle uğurladı. Bendeniz ise 41 sene birlikte yaşadığım, sevgi
ve merhametini kana kana içtiğim, dersleri, nasihatleri ve
sohbetleriyle büyüdüğüm babamı kaybettim. Bunu kendisine de
söylemiştim!
Şöyle:
Elini arka arkaya üç defa öptüğüm bir gün, “Neden üç?” diye
sordu.
Dedim ki, “Biri babam, biri patronum, biri hocam içindi.”
22 Şubat 2013'te yaşadığım büyük acının yanında, onun gözyaşıyla
suyunu yükseltip yüzdürdüğü İhlas gemisini emin bir şekilde yoluna
devam ettirmek gibi bir görevimiz de oldu.
Allaha şükürler olsun; Enver Ağabeyden öğrendiklerimizle emanetini
daha ileri noktalara taşıyoruz.
Başta kitap ve gazete hizmetlerimiz olmak üzere, insanlığa hizmet
için kurulmuş sağlık, inşaat ve hayatı kolaylaştırıcı diğer imalat
kalemlerimizle, şükrünü ifa etmekten aciz olduğumuz bir
noktadayız.
Birçok proje ve yatırımlarımızın da kısa sürede semeresini
göreceğimizi biliyoruz.
Babamın en belirgin özelliği, para ve mal sevgisi ile değil, insan
sevgisi ile dolu olmasıydı. Büyük şirketler kurdu, yüksek cirolara
ulaştı, fakat bunların hiçbiri onun kalbini meşgul etmedi. Biz de
onun sayesinde bu terbiye ile yetiştik. Nitekim bir toplantıda bunu
davetlilere şöyle anlatmıştı:
“Oğlum Mücahid Ören Fatih Koleji'nde öğrenci iken, öğretmeni yazılı
yapmış ve 'İslâm'da paranın yeri nedir?' diye sormuş.
Mücahid Ören, 'İslâm'da paranın yeri ceptir, kalp değildir' yazmış.
Yani, eğer para sevgisi kalbe girerse, saray odasına çöp dökmek
gibidir. Allahü teâlâ bütün bedeni insanlara kullanmaya izin
vermiş, kalbi kendisi için yaratmıştır. Binaenaleyh, eğer
Müslüman'ın kalbinde Allah sevgisi varsa, bütün cepleri para
dolabilir. Hiçbir mahzuru yoktur ve bilakis lazımdır. Fakat çok az
da olsa, kalbinde para sevgisi teşekkül etmişse, bu, misafir
odasına çöpleri döken bir insana benzer.
Ertesi gün öğretmeni gelmiş, 'Mücahid, bu senin lafın değil. Bunu
kimden öğrendin? Hayatımda böyle lafları duymadım' demiş.
Mücahid, 'Bu sözler benden değil; hepsini dedemden öğrendim'
demiş.”
***
Bize İhlas'ın gayesini “paraya değil, insana hizmet” olarak
öğreten, eşsiz sohbetlerini daima kulağımızda ve kalbimizde
hissettiğimiz sevgili babacığıma, kıymetli öğretmenime, Enver
Ağabeyimize bir kez daha rahmet diliyorum.