Mübarek döneminde işkenceyle yüzleşmek
Abone olMısır'da gizli polise ait binaları basan protestocular Kahire'deki ana karargahı da talan etti. İşkencenin belgeleri yok edilmeden, sorumlulardan hesap sormak istiyorlar.
Mısır Devlet Güvenlik Servisleri'nin Kahire'deki ana karargahı betondan, kale gibi büyük bir bina.
Eskiden önünden geçmek bile insanların tüylerini ürpertirdi. Bu binanın içinde dönen korkunçlukların efsanesi, Mısır'da herkesin yüreğine kök salmış durumda.
Ama esrar perdesi, Mısır'daki devrimle aralanıyor.
Binanın kontrolünü devralan ordunun tank ve zırhlı araçları önünde park etmiş duruyor. İçerideki binlerce belgenin, Mübarek rejimi döneminde güvenlik servislerinin yaptıklarına ışık tutacağı düşünülüyor.
Devrimciler, son altı hafta içinde önce bir cumhurbaşkanını, sonra bir başbakanı görevden uzaklaştırdıktan sonra, şimdi gözlerini gizli polise çevirdi.
Gizli polise ait binalar, Kahire'deki ana karargah dahil, ülke çapında baskınlara uğradı.
Kahire'deki binanın önünde toplanan yüzlerce kişi, içerisini bundan önce de görmüşlerdi.
Mübarek döneminde gizli polis tarafından burada işkenceye maruz kaldıklarını söyleyen öfkeli grup karşısında, askerler fazla direnemedi.
İçeri giren ilk kişilerden biri olan Hüssam Hamalavi, ''Tonlarca belge bulduk. Yeraltı hücreleri de vardı. Labirent gibi, yerin altına sekiz kat iniyor.'' diyor.
Mısır polisinin ellerindeki belgeleri yakmaya, yok etmeye başladığı söylentileri önceki günlerde iyice ayyuka çıkmıştı.
Kahire'deki karargahta protestocuların karşısına çıkan manzara, bu söylentileri doğrular nitelikteydi.
Yolsuzluk ve insan hakkı ihlallerinin kanıtı olabilecek çok sayıda evrak paramparça edilmişti.
Hüssam Hamalavi, ''Mübarek'in Mısır halkına ve muhaliflerine karşı kullandığı baş silah 30 yılı aşkın süredir gizli polisti. Binayı basarak burada halkın kontrolünü sağlamak istedik.'' diyor.
Mübarek döneminde işkenceye uğramış kişiler artık teker teker ortaya çıkıp deneyimlerini anlatıyorlar.
Hem kurbanlar, hem de işkenceciler...
Gizli polise üye üç kişi, isimlerini vermemek kaydıyla, BBC'ye Mübarek döneminde tanıklık ettikleri işkence faaliyetlerini anlattı.
Devrimin öncüleri, Mübarek rejiminden kalma Devlet Güvenlik Servisleri'nin insan hakları ihlallerinin bir simgesi haline geldiğini ve son bulmasını istiyor.
Şimdi geçici hükümet, bu talebi nasıl yanıtlayacağına, protestocuların baskılarına ne kadar ödün vereceğine karar vermek durumunda.