MTV zammı ve iki açıklama örneği

Videoda, sınıf sıralarında oturan ortaokul ya da lise çağındaki çocukları göreceksiniz. Arka fonda, meyhanelerde çalınan efkarlı bir müziğin sesi geliyor.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitimde bir türlü istediğimiz noktaya gelemedik" diye isyan ediyor. 

İsyanında haksız değil.

Eğitim sisteminin elle tutulacak tek bir tarafı dahi yok. Tabiri caizse, tel tel dökülüyor. 

Geçtiğimiz hafta, ilköğretim çağındaki çocuklara okutulan kitaplardaki skandal bilgilere yer vermiştim.

Tekrarlamakta yarar var. 

İlköğretim çağındaki çocukların beynine Allah'ın bir hükmünün olmadığı, yeryüzünün ve gökyüzünün büyük bölümüne tanrı Quetzalcoatl'in hükmettiği bilgisi zerk ediliyor. 

Şarkıların, tıpkı kutsal kitapların ayetleri gibi gökten indirildiği salık veriliyor.

Rahlede Kur-an'ı Kerim okuyan çocuk bağnaz, Türkçe alfabe okuyan çocuk medeni olarak gösteriliyor.

Fetö'nün Sızıntı Dergisi'nin reklamı yapılıp, Dinler Arası Diyalog'un önemi anlatılıyor.

Osmanlı padişahlarına hakaret edilip, dönemin Cumhurbaşkanı bir diktatör gibi anlatılıyor.

Ortada böyle acınası bir tablo dururken, ders kitaplarına "Cihad" kavramını koymakla sorunların üstesinden gelinmiyor. 

Lafı uzatıp, kötü örnekleri tek tek sıralamak yerine, size bir video izletsem daha iyi olacak sanırım.

Videoda, sınıf sıralarında oturan ortaokul ya da lise çağındaki çocukları göreceksiniz.

Arka fonda, meyhanelerde çalınan efkarlı bir müziğin sesi geliyor. Çocukların elinde bira şişeleri, elden ele dolaştırıp kafaya dikiyorlar. 

Bazıları ise sigara tüttürüyor!

Kimisi argo konuşuyor, kimisi yanındakiyle şakalaşıyor, kimisi ise diğer sıralarda oturan öğrencilere laf atıyor!

Üstelik tüm bunlar olurken, onlara ders vermekle yükümlü olan öğretmenleri de sınıfta!..

Buyurun, beraber izleyelim:

Sizce bu sistemi tepeden tırnağa değiştirmeden, çocuklara "Cihad"ı anlatabilir miyiz?

Ne dersiniz?

SÜLEYMAN SOYLU'DAN EFSANE KONUŞMA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun o konuşmasını izleme şansınız oldu mu bilmiyorum. 

2017-2018 eğitim öğretim yılı intibak eğitim safhasını tamamlayan 3 bin 399 astsubay ve 205 subay öğrenci adayına sesleniyor Soylu...

Bakın neler söylüyor:

"Gençler! Biz sizlere vatanı, namusu, mazlumları emanet edeceğiz..

Hazır mısınız?

“Size Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Kahramanmaraş’ı, Gaziantep’i Şanlıurfa’yı, Çanakkale’yi, Ege’yi, Akdeniz’i Karadeniz’i Marmara’yı, İstanbul’u, Ankara’yı emanet edeceğiz.

Hazır mısınız?

Size Cudi’yi, Gabar’ı, Tunceli’yi, Pülümür’ü, Diyarbakır’ı, Ağrı’yı Van’ı, Hakkari’yi, Yüksekova’yı, Cizre’yi, Şırnak’ı emanet edeceğiz.

Hazır mısınız?

Biz size Filistin’i, Arakan’ı, dünyada zulüm neredeyse orayı emanet edeceğiz. Biz size, son teknoloji silahlarla ezilmeye çalışılan insanlığı, yok edilmeye çalışılan vicdanları emanet edeceğiz. Biz size dünyanın en onurlu, en şerefli, belki de insanlığın son kalesi olan bir medeniyeti, Anadolu medeniyetini; bu milletin dinini, inancını, manevi değerlerini size emanet edeceğiz.

Hazır mısınız?"

Okumak yetmez, bir de izleyip dinlemenizi öneririm. 



Sizin hissiyatınızı bilmiyorum. Benim hissiyatımı soracak olursanız, Süleyman Soylu gibi bir yiğidin, bu ülkenin İçişleri Bakanı olması, bana gelecek adına büyük umut vaadediyor.

Allah nazardan ve kötülüklerden korusun!

MTV ZAMMI İLE İLGİLİ ELEŞTİRİLER

Yaklaşık 15 yıldır AK Parti seçmeninin nabzını tutan bir gazeteciyim. İlk defa böylesine şiddetli bir tepkiyle karşılaşıyorum. 

Tepkinin nedeni zamdan ziyade. zammın gerekçesini anlatan Bakan Naci Ağbal'ın kullandığı üslup. 

Kendisinden dinleyelim:

"Şimdi biz yasal bir düzenleme yaptık. MTV'de yeni bir tarife ürettik. Bu tarifeye göre rakamlar bunlardır. Bu rakamlarla önceki rakamları kıyasladığımızda bir artış olarak karşımıza çıkıyor. Bu sene 500 ödeyenler, gelecek sene 575 ödeyecekti. Şimdi vatandaşımıza diyoruz ki 700 lira öde"

Allah aşkına yani!
 
Bir Süleyman Soylu'nun konuşmasına, bir de bu açıklamaya bakın!
 
Neyse...
 
Şunu söyleyip, yazıyı noktalayayım.


Sadece şunu söyleyip, yazıyı noktalayayım.

15 Temmuz gecesi arabasını tankların altına süren, tarlasını yakan, canını ortaya koyan bu millete, böyle bir açıklama reva görülmemeliydi.

"Ülke olarak son dönemlerde büyük bir kuşatma altındayız. Yanıbaşımızda haritalar ve sınırlar yeniden çizilirken, bizim savunma sanayimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle milletimizden bir seferlik olmak üzere fedakarlık bekliyoruz" denilebilseydi...

İnanın; bu millet, bir kez daha arabasını, evini, tarlasını satıp devletin kasasına koyardı. 

Kaldı ki açıklanan zam oranları da öyle az buz rakamlardan oluşmuyor. Türkiye bu tür zamları en son Çiller, Demirel ve Ecevit döneminde görmüştü. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan zammın yeniden değerlendirileceğini söyledi.

Umarım gereği bir an yapılır.

SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: