Mostar’ı onardılar, sırada Drina var
Abone olTatvanlı kardeşler, kurdukları küçük bir şirketle dev mirasımızı geleceğe taşıyor. Mostar Köprüsü'nü aslına uygun olarak onaran iki kardeşin yeni hedefi Drina Köprüsü.
Tatvanlı taş işçisi iki kardeş, kurdukları küçük bir şirketle
dünya mirasımızı geleceğe taşıyor. Bosna Savaşı'nın sembolü haline
gelen ve Sırplar tarafından yıkılan Mostar Köprüsü'nü aslına uygun
olarak onaran iki kardeşin yeni hedefi, birçok şaire esin kaynağı
olan Drina Köprüsü'nü onarmak. Balkanlar’daki en önemli Osmanlı
eserlerinden biri olan ve Drina Nehri üzerinde kurulu bulunan
köprünün durumu, Çetin ve Tunç kardeşleri etkilemiş. Osmanlı
imzasının bu topraklarda kalıcı hale gelmesi için çalıştıklarını
belirten Tatvanlı kardeşler, bu eseri onararak tarihi bir misyonun
devam etmesine katkıda bulunmak ve Türk milletinin eserleriyle
Balkanlar'daki varlığını sürdürmesini sağlamak istiyor. Er-Bu
İnşaat, taş işçiliği yapan Tatvanlı iki kardeş tarafından kurulmuş.
Faaliyet alanı ise tarihî eserlerin yeniden yapımı ve onarımı.
Tatvan'dan yola çıkıp Mostar'a kadar giden kardeşler, küçük
şirketleriyle katıldıkları uluslararası bir ihalede dünyanın dev
şirketlerini geride bırakıp Mimar Sinan'ın talebesi Mimar
Hayrettin'in yaptığı tarihi Mostar Köprüsü'nü yeniden inşa etti.
Zor beğenen İngilizler dahil 15 ülkeden 100 tam puan alan Er-Bu
İnşaat, bu başarısı ile UNESCO'nun şeref listesinin de tepesine
yerleşti. Aslına uygun olarak tekrar yapılan Mostar Köprüsü
gösterişli bir törenle açıldı. Herkes Mostar’ın ihtişamına
kapılmışken, onu tekrar ayağa kaldıran şirket biraz geride kaldı.
Mostar’a eski ihtişamını yeniden kazandıran isimler, uzun yıllar
taş işçiliği yaptıktan sonra Er-Bu İnşaat’ı kurarak dünyaya açılan
Aziz Çetin ve Abdürrezzak Tunç kardeşler. İki kardeşin soyadları
değişik. Ömürleri taş işçiliğiyle geçmiş. 1980 yılında kurdukları
Er-Bu isimli şirketle önceleri Tatvan ve civarındaki tarihî
eserlerin onarımını yapmışlar. İlk büyük çalışmaları Koton Baba
Türbesi’ni onarmak olmuş. Ardından Bitlis Kalesi, bazı eski
camiler, medreseler, Iğdır’daki Soykırım Anıtı ve İshak Paşa
Sarayı’nın tadilatı gelmiş. Görevi babası Aziz Çetin’den devralan
Burhan Çetin, köprü işine Erzurum’daki tarihî Tivnik Köprüsü’yle
birlikte girdiklerini belirtiyor. Mostar’a gidinceye kadar 14
köprüyü elden geçiren şirketin en önemli çalışması Kayseri’de 210
metre uzunluğundaki Şahruk Köprüsü ile Sultan 2. Murat dönemine ait
Pozantı’daki Şekerpınarı Köprüsü. Burhan Çetin, eserleri yaparken
çok dikkatli davrandıklarını ve aslına sadık kaldıklarını özellikle
vurguluyor: “Esere dair tüm kayıtları devlet arşivlerinden
buluyoruz. İlk yapılırken kullanılan taşlar hangi ocaktan
alınmışsa, onarımda kullanılacak taşları da aynı ocaktan alacak
kadar eserin aslına sadık kalıyoruz.” Şirketin bugünlerde onarımına
devam ettiği iki önemli köprü var. Biri Van Bahçesaray’daki
Kırmızıköprü. Tuğladan yapılma bir Selçuklu eseri. Diğeri ise
Kırşehir’deki Kesikköprü. Mostar’ın ardından onarımı hedeflenen
köprüler ise aynı zamanda Avrupa’da Türk varlığını da simgeleyen,
sadece birer köprü olmayan köprüler: Konjik ve Drina. Konjik de,
Mostar gibi Neretva Nehri üzerinde. O da Mimar Hayrettin’in eseri.
2. Dünya Savaşı’nda yıkılmış. Drina Köprüsü ise en az Mostar kadar
önemli ve sembol bir Osmanlı yapısı. Çetin de özellikle Drina
üzerinde duruyor: “Aslında ecdadın eserleri arasında en acil
onarılması gereken köprü bu. Çünkü çok yıpranmış. Drina elden
gitmek üzere. Drina dünyanın en büyük köprülerinden biridir.
Türkiye’de öyle güzel bir köprü yok.” Mostar ihalesinin Türk
şirketine verilmesi kesinleşince özellikle Fransızlar, medyayı da
kullanarak aleyhte bir kampanyaya girişmiş, ancak başarılı
olamamış. Yaptıkları çalışmanın ardından Mostar Köprüsü’nü
inceleyen 15 ülkeden uzmanların tamamının 100 puan verdiğini
belirten Çetin, “Bunlardan birisi bile 100 puanın altında bir değer
verseydi köprü açılamayacaktı.” diyor. Haber: Ahmet Dinç Kaynak:
Zaman