Moskova'da utancın fotoğrafı Kemal Öztürk yazdı
Abone olRusya'nın başkenti Moskova'da, Afganistan'da barış sağlanmasına yönelik düzenlenen iki günlük toplantıdan yansıyan bir fotoğraf, Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk'ün gündeminde.
Afganistan'da barışın sağlanması için bazı Afgan siyasetçiler ile Taliban temsilcilerinin Moskova'da bir araya geldi. Görüşmeler sırasında karşıt tarafların birlikte namaz kıldığı fotoğraf dikkat çekti. Konuşulan kareyi Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, "Utancın fotoğrafı" başlıklı köşesinde yorumladı.
1980'lerde Afganistan'ın Rus işgalin karşı başlatılan cihada destek için yapılan yardımlara değinen yazar, "Fakirdik. Ailemin kadın erkek tüm fertleri pazarda, evde, çeşitli işlerde geçinebilmek için çalışırdı. Ve bu fakir aile, tıpkı diğer fakir dindar aileler gibi, küpelerini, alyanslarını, bileziklerini, ellerinde avuçlarında birikmiş ne varsa gözyaşları içinde Afgan cihadına bağışlardı. Rus işgaline karşı, Afganlı mücahitleri böyle desteklerdik." diye yazdı.
Rusya'nın çekilmesinden sonra mücahid grupların birbirine düştüğünü, müslüman katli için fetva verildiğini hatırlatan yazar, Afgan cihadının asıl kardeş katliyle kaybediği görüşünü dile getirdi.
Afganistan'daki iç savaşın verdiği zararın Rus işgalinden daha çok zarar verdiğini ifade eden Öztürk, yazısını şöyle tamamladı:
"Afganistan’da diğer mücahit grubunun öldürülmesine verilen fetvaların benzeri, dünyada diğer Müslümanların öldürülmesinde de kullanılmıştır. Hepsi İslam’ı istismar etmiş, çarpıtmış ve kirli emellerine alet etmiştir.
Bugün Afganistan’ın içinde bulunduğu durumu kimse anlatmak istemiyor. Zira uyuşturucu, çocuk istismarı, eşcinsellik, cinayet, adam kaçırma, fidye, rüşvet, haraç, terör, cehalet, sefalet… yani kaos öylesine artmıştır ki, anlatılınca insanın yüzü kızarır.
Ülke bu haldeyken, bu rezalete sebep olan aktörler, bir zamanlar ülkelerini işgal eden Rusya’nın başkentinde, güya cemaatle namaz kılarak görüntü veriyor! Utancın fotoğrafıdır bu. Namazı işledikleri suçlara, cinayetlere, rezalete perde yapıyorlar. Hepsi bu."
Kemal Öztürk'ün yazısının tamamı