Mortgageda asıl sorun
Abone olTutsat (mortgage) sisteminde sorun ne? Problem yasada mı yoksa YTL'de mi?
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, tutsat (mortgage)
sisteminde problemin, yasada ya da faizde olmadığını, problemin
uzun vadeli Türk Lirası kaynak bulunamamasında ortaya çıktığını
kaydetti.
Özince, AA muhabirine yaptığı açıklamada, düzenlemeye ihtiyaç
duyulan bir konu olan ve hazırlığı yapılan ipotekli konut
finansmanıyla ilgili yasanın çıkarılmasından vazgeçilmesinin mümkün
olmadığını söyledi. Yasanın serbest piyasayı zedelemeyen ve konut
finansmanının önünü açan bir şekilde olması gerektiğine dikkati
çeken Özince, ''Mortgage sisteminin faizle alakası yok. Siz
trafikle ilgili yasaları, trafik kazası olacak diye çıkarmazsınız,
olmasın diye çıkarırsınız'' dedi.
Faizin, o günün koşullarında enflasyon dahil çeşitli beklentilere
bağlı olarak belirlendiğine işaret eden Özince, ''Faiz ucuz ya da
pahalı olsun her zaman o faiz oranlarıyla borçlanmanın bir
fizibilitesi, bir mantığı olabilir. Örneğin, faiz yükselebilir ama
malın fiyatı düşebilir. Ama netice itibariyle faiz ilan edilir,
beğenilirse tüketici alır, beğenmezse almaz. Bu, yasayı yapmamayı
gerektirmez'' şeklinde konuştu.
''BANKALAR, ALICILARLA SERBEST ANLAŞMALAR YAPABİLMELİ''
Yasanın gecikmesinin, konut finansmanına engel olmadığını belirten
Özince, yasada oluşturulacak yapının, bankaların konut satın
alacaklarla serbest anlaşmalar yapabilecekleri şekilde olması
gerektiğini söyledi. Ersin Özince, ''Sabit faizin yanı sıra
değişken faize de tarafların rızasıyla karar vermek mümkün olmalı''
dedi.
Yasanın, konut kredilerinin vadesinden önce kapanmasını caydıracak
yöntemleri içermesi gerektiğine dikkat çeken Özince, kredinin
vadesinden önce kapanması halinde bundan bankanın bütün finansman
planlanmasının olumsuz etkileneceğini ve bunun hem bankanın hem de
sistemin aleyhine bir durum yaratacağını ifade etti.
Özince, bu durumda bankaların kredi vermekten çekineceklerini ya da
maliyetleri bir şekilde sonraki kredilere yansıtmaya
çalışacaklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Problem, yasada ya
da faizde değil, problem uzun vadeli Türk Lirası kaynak bulunamıyor
olmasında. Uzun vadeli fonlamanın yaratılması için de bankaların
mutlaka TL cinsinden tahvil, varlığa dayalı menkul kıymet gibi
araçlarla borçlanabilmesi lazım. Aksi takdirde kaynak olmadan
kredilendirme yasa da olsa, faiz de düşse önemli boyutlarda
olmayacak.''
''ERKEN KAPAMA CEZASIYLA DÜŞÜK MALİYETLİ VE UZUN VADELİ FON''
Akbank Bireysel Bankacılık Pazarlama Bölüm Başkanı Cem Muratoğlu
da, tutsat sisteminin, bankaların uzun vadeli fon bulma konusundaki
bazı risklerini ortadan kaldıracağını, dolayısıyla bu açıdan da
faydalı olacağını vurguladı. Kullanılacak konut kredilerinin
Tüketiciyi Koruma Kanunundan çıkarılıp mortgage ile ilgili kanun
kapsamına gireceğine ve tüketiciye erken kapama cezası
öngörüldüğüne işaret eden Muratoğlu, bankalara böyle bir imkanın
verilmesinin, daha düşük maliyetli ve daha uzun vadeli fon
bulunmasına imkan tanıyacağını söyledi.
Cem Muratoğlu, ''Dolayısıyla faizler düşük de olsa, yüksek de olsa
sistem ile ilgili yasanın çıkarılmasında bir sakınca yok. Hatta
bence bu fazlasıyla gecikmiş bir olay'' dedi. Mortgage yasasının
yapısal değişiklik içerdiğini ve bankaların risklerinin kontrol
altına alınmasını sağladığını belirten Muratoğlu, yasadan bağımsız
bir unsur olan faizin piyasa koşullarına bağlı olduğunu ifade
etti.
''FAİZLER SON ÇEYREKTE 1.60-1.65 OLABİLİR''
Muratoğlu, yasanın faizlerin düşmesini beklemeden çıkması
gerektiğini aktararak, ''Ancak tabii ki faizler bu seviyedeyken
yasa çıktığında kullanım açısından eski randımanı göremeyebiliriz''
diye konuştu. Bono ya da yurt dışı borçlanma faizlerin şu anda
konut kredisi faizlerinin altında olduğunu ve bundan dolayı da
potansiyel olarak konut kredi faizlerinin biraz daha gevşeme
potansiyeli içerdiğini kaydeden Muratoğlu, piyasada bugünkü
şartların devam etmesi halinde konut kredisi faiz oranlarının son
çeyrekte 1.60-1.65 seviyelerine gelebileceğini ifade etti.
Muratoğlu, bankaların mevcut kaynak yapısının konut kredisinin
büyüklüğü düşünüldüğünde uzun vadeli fonlamayı birebir karşılayacak
boyutta olmadığına dikkat çekerek, fonlama gücü fazla olmaması
halinde bir risk oluşabileceğini, ancak bugünlerde piyasada faiz
riskini koruma amaçlı birtakım fırsatların oluşmaya başladığını ve
orta vadede fonlama ihtiyacının mevcut olduğunu vurguladı. Cem
Muratoğlu, bankaların kredibiliteleri ve Türkiye'deki durumun
aslında uzun vadeli fonlama yaratmaya müsait olduğunu dile
getirerek, ''Önümüzdeki günlerde biraz daha önümüzü görüyor
olmamız, fon bulma açısından bankacılık sistemini biraz daha
rahatlatacak ve işlerin biraz daha açılmasını sağlayacaktır'' diye
konuştu.