Bir mal (ev, dükkan, hisse senedi) almaya karar
verdiğimizde fiyatının uygun olmasını isteriz. Her mal sahibi,
elindekine istediği fiyatı isteme hakkına sahiptir. Pahalı mal
alırsak, satmakta zorluk yaşarız ve zarar ederiz. Ama malı ucuza
alabilirsek, hem istediğimiz zaman satabilir hem de istediğimiz
karı elde edebiliriz. Satıcının istediği fiyatı isteme hakkı varsa,
alıcı olan bizler bu malın pahalı mı ucuz mu olduğunu nasıl
anlayabiliriz?
Fiyat bir malı alırken ödediğimiz paradır. Piyasanın algısıyla
şekillenir. Kriz dönemleri dediğimiz, piyasadaki kişilerin
algılarının bozuk oldukları dönemlerde düşük olabilirken, coşku
dönemlerinde ise abartı yüksek olabilmektedir. Fiyat somut, elle
tutulabilen bir kavram olsada bir hesaplamadan çok, insanların
hayallarının, korkularınının yansımasıyla şekillenir.
Eder ise bilgiyi, tecrübeyi kullanarak bu malın değerinin
hesaplanmasıdır. Bir malın yıllık getirisi, karını arttıracak
yatırım yapması bir bilgidir, ya da arsa için o bölgeden köprü
geçmesi, imar gelecek olması birer bilgidirler. Biz elimizdeki
sayılan bu ve benzeri bilgileri analiz ederek malın değerini
hesaplamaya çalışısırız. Hesaplama kişisel olmasından ve
bilebildiğimiz bilgileri (araştırarak bulabiliriz) kullanabilmemiz
nedeniyle subjektif bir kavramdır.Ama olmazsa olmaz olan malın
ederini bilmektir.
Dünyanın en zengini ve servetini borsadaki karlı şirketlere uzun
vadeli yatırımla kazanan Buffett bu konuyu söyle ifade ediyor. Ben
borsada fiyat hareketlerinden para kazanmaya çalışmam ben şirketin
büyümesinden, karından yani değerinden para kazanmaya çalışırım
diyor. Peki bizde borsada yatırım yapan küçük yatırımcılar
hisselerinin değerini biliyor mu? Maalesef bilmiyorlar. Sadece
hisselerin fiyatlarına bakarak pahalı yada ucuz diyorlar.
Daha reel dünyadan bir örnek verelim. Bir gayrimenkül
yatırımcısı 200 bin liraya aldığı evini, 20 bin liraya satar mı?
Satmaz. Neden? Çünkü evinin değerinin 200 bin lira olduğunu gayet
iyi bilir. Borsadaki bir küçük yatırımcı ise gerçekte 10 lira
etmesi gereken hisselenin lotlarını 1 liraya satar mı? Malaesef
satar. Peki neden? Elindeki lotun değerinin 10 lira olduğunu
bilmediğinden. 1 liraya sattığı lotların birkaç yıl sonra 10 değil,
20, hatta 100 lira olduğunu görünce iş işten geçmiş oluyor. ADEL
şirketi yaptığı yatırımlarla her yıl değerini arıtırken fiyatı bir
süre artmamıştı (Şekil 1). Üzerine kriz korkusuda eklenince hisse
lot fiyatı 60 kuruşa kadar düştü. Ama değeri karı arttıkça çıkmaya
devam etti. Çok değil sadece 6 yılda bu şirket tam 48 kat artarak
değeri 24 liraya ulaştı. Ve o değerdeyken bile fiyat /karı 10
du.
Borsada elinizdeki hissenin bir değeri olduğunu bilin, araştırın
ve öğrenin. 10 lira eden hisselerinizi, sizleri not indirimi,
brexit, kriz vs ile korkutarak 3 liraya, hatta bir liraya
almalarına izin vermeyin. Uzun vadeli düşünerek, fiyat
hareketleriyle algınızı, yatırımcı olduğunuzu unutturmalarına izin
vermeyin. Unutmayın, borsa sabreden ve cesur olanların çok para
kazanabildiği bir yer.
Şekil 1. ADEL in haftalık fiyat grafiği. 2006 yılında F/K
sı 10 olan şirket, yaptığı yatırımlarla karını ve değerini her yıl
arttırıyor. Elindeki şirketin değerini bilmeyen küçük yatırımcılar
2008 krizinde bu şirketi 2 senelik karı fiyatına 0.6 liraya
satıyorlardı(F/K2). Şirket izleyen 6 yılda fiyatını değerine
ulaştırarak tam 48 kat yükselerek 24 liraya ulaştı. (F/K: Fiyat/
yıllık kar)