Monşerlikten değil, halkın içinden geldik
Abone olBaşbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine ilişkin, "Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine yönelik çok...
Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı
gösterilmesine ilişkin, "Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine
yönelik çok ciddi bir tepki var. CHP gitti kendi siyasetiyle, dünya
görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ve ithal bir
adayı, halkla hiçbir irtibatı olmayan bir zatı CHP seçmenine adeta
dayattılar" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı seçimleri için mitinglerin
yoğun bir şekilde sürdürüldüğünü belirterek, 5 Temmuz’da Samsun’dan
ilk adımın atıldığını ve geniş katılımlı iftarlarla vatandaşlarla
buluştuklarını ifade etti. Erdoğan, "Diğer adaylardan bir ifadesi
bizi ayrıca üzmüştür, ’Bizim iftarlarımız çok lüks yerlerde
yapılıyor’ gibi bir iftira çünkü kılavuzu karga olanın malum.
Bunlar da böyle. ’Bursa’da çok lüks iftar yapılmış’ falan. Bizim
iftarlarımızı görmek istiyorsan Yozgat’ta, Erbaa’da nasıl iftar
yaptık araştırırsın, sorarsın. Bu işleri de artık öğren. Siyaset
öyle duyma haberlerle olmuyor. Biz bu işlere çok alışmışız, biz
monşerlikten gelmiyoruz, bu halkın içinden geldik. Bizim öyle bir
farkımız var, bunu bileceksin. Biz hayatı böyle yaşadık, yaşıyoruz.
Böyle yaşanmaktan da hiçbir zaman kaçınmadık. Onun için böyle doğru
olmayan ifadeleri kullanmak şu anda teşebbüs ettiğin o yolculuğa
yakışmaz. Onun bu noktada dürüst olmak her zaman idealdir" diye
konuştu.
Erdoğan, "Denildiği gibi bir anlayışla değil. Halkın içinde halkla
beraber iftarını yaptığı bir akşamdı. İftarları bu şekilde. Bunları
tabii takip etmek gerekiyor, takip etmeden bu olmaz. Bugün akşam AK
Parti Genel Merkezi’nde geleneksel hale büyükelçilerle iftar
buluşmamızı yapacağız. Yarın Sakarya, sonraki gün Tekirdağ, daha
sonraki gün Bursa mitinglerimizi yapacak bayrama kadar her gün bir
miting bayramın ardından her gün iki mitingle bu süreci sürdürerek
tamamlamış olacağız. Yaz sıcağına, ramazan olmasına rağmen
halkımızın mitinglere çok büyük katılım sağladığını görüyoruz.
Bugün de hiçbir siyasi partinin başaramadığını başarıyor
havalimanlarından miting meydanlarına kadar sevgi gösterilerine
mazhar oluyoruz. Biz şu ana kadar 7 ilimizde miting yaptık,
onbinlerce kişinin katıldığı iftarlara iştirak ettik" şeklinde
konuştu.
“BÜTÜN MUHALEFET AK PARTİ KARŞITLIĞINDA BİR ARAYA GELDİ”
"Muhalefet partileri ve adaylar cumhurbaşkanlığı seçiminde
şartların eşit olmadığını çok ifade ediyorlar" diyen Erdoğan,
şunları kaydetti:
"Doğrudur, gerçekten de diğer adaylarla eşit şartlarda bir yarışın
içinde değiliz. Bakın şu anda bütün muhalefet AK Parti
karşıtlığında biraraya geldiler. Bize karşı saf tutmuş durumdalar.
CHP, MHP, diğer irili ufaklı partiler, marjinal sol örgütler, malum
medya kuruluşları, onların yazarları, yorumcuları bütün
imkanlarıyla karşımızdaki adaylara tam destek veriyorlar.
Pensilvanya şebekesi aynı şekilde bu adayların arkasında duruyor.
Türkiye’nin dış politikasından rahatsız bazı uluslararası çevreler
de elbette bu adayları destekliyorlar. Yani iki adayla değil,
aslında çok geniş bir güruha karşı bu yarışı sürdürüyoruz. Yani,
gerçekten de eşit bir yarışın içinde değiliz. 2010 yılında halk
oylamasında aynen bu blok karşımızdaydı ama hamdolsun yüzde 58 oy
oranıyla bu kirli ittifakı boşa çıkardık. 30 Mart seçimlerinde yine
bu blok karşımızdaydı, orada da yüzde 45,5 oy oranıyla bu kirli
bloğun Türkiye için hiçbir şey ifade etmediğini ortaya koyduk.
Onlar kirli hesaplar üzerinde ittifak yapıyorlar biz ise
milletimizle ittifak yapıyoruz. 2007 yılında Anayasa değişikliği
halk oylamasına sunuldu ve yüzde 69 oranında ’Evet’ oyu çıktı. 2010
yılında yine anayasa değişikliği halk oyuna sunuldu ve yüzde 58
’Evet’ oyu çıktı. Bu şunu gösteriyor, CHP’ye gönül veren
kardeşlerim doğruyu görüyor ve oyunu bizden yana kullanıyor. MHP’ye
gönül veren kardeşlerim de partisinin nasıl bir kirli ittifak içine
girdiğini görüyor ve oyunu onlar da bizden yana kullanıyor. HDP
seçmeni aynı şekilde onlar da böyle davranıyor. Saadet Partisine,
Büyük Birlik Partisi’ne gönül veren kardeşlerim de böyle zamanlarda
desteğini bizden yana kullanıyor. Hiç endişeniz olmasın 10
Ağustos’ta bütün AK Partililerin oyunu alacak ama bunun üzerine
hatırı sayılır miktarda diğer partilerden kardeşlerimizin de
oylarını alacağımıza inanıyorum."
"CİDDİ TEPKİ VAR"
"Tabanda özellikle CHP ve MHP yönetimine yönelik çok ciddi bir
tepki var" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP gitti kendi siyasetiyle,
dünya görüşüyle uzaktan yakından alakası olmayan sanal ithal bir
adayı, halkla hiçbir irtibatı olmayan bir zatı CHP seçmenine adete
dayattılar. Şimdi CHP Genel Müdürü ne diyor, ’Adam gibi tıpış tıpış
sandığa gideceksiniz.’ Kendi seçmenine ithal, sanal bir aday
dayatmakla kalmıyor bir de seçmene kaba bir dile emir ve talimat
veriyor. Kendi seçmenine tıpış tıpış sandığa gideceksiniz kişi bir
de utanmadan sıkılmadan bize ’diktatör’ yakıştırması yapıyor. Eğer
diktatör aranıyorsa senden daha güzel diktatör olmaz. Kendi mesai
arkadaşlarıyla adayın istişaresini yapmayan sonra da seçmenine
’tıpış tıpış sandığa gideceksiniz’ diye kükreyenden daha başka
diktatör olamaz. Biz meydanlarda milletimize ricada bulunuyoruz,
’Aman ha sandığa mutlaka gidin, bu tarihi anı kaçırmayın ’diyoruz.
Çocuklarınıza anlatacak bir hatıranız olsun diyoruz. Yeni
Türkiye’nin harcında sizin de katkınız olsun diyoruz. Ama CHP Genel
Müdürü masaya yumruğunu vurarak son derece kaba bir eda ile
seçmenine talimat veriyor. İnanıyorum ki CHP seçmeni de hem bu
dayatmaya hem de bu kaba üsluba gereken cevabı verecektir"
ifadelerine yer verdi.
"MHP GENEL BAŞKANI O KADAR ACİZ DURUMDA Kİ..."
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tabii MHP’nin durumu daha da içler acısı. İçinde yer aldığı kirli
ittifakları, pasif ve edilgen tavrı artık seçmenine izah edemez
noktaya geldi. 1999 yılında MHP kendisine yapılan onca hakarete
rağmen gitti ANAP’la hükümet kurdu. 3,5 yıl boyunca MHP’nin bu
genel başkanı en küçük bir itiraz sergilemedi. En küçük bir dik
duruş emaresi göstermedi. Meclis’te 10. Cumhurbaşkanı seçileceği
zaman DSP ve ANAP bir aday buldu, getirdi MHP’ye buna oy vereceksin
dediler, MHP’de oyunu verdi. Kendi içlerinden çıkan Cumhurbaşkanı
adayını Meclis’te tartakladılar. Bahçeli çıtını dahi çıkarmadı. 3
Kasım 2002’de MHP seçmeni bu edilgen tavra karşı tepkini ortaya
koydu ve MHP’yi Meclis’in dışında tuttu. 2007 yılında MHP yine
Meclise girdi ama bakıyorsunuz aynı edilgen aynı pasif durum devam
ediyor. MHP, CHP’nin kuyruğuna takılıyor. CHP’nin gölgesinde
durumunu idare ediyor. Tekrar soruyorum, MHP milletvekilleri
arasından aday olabilecek bir tek kişi yok muydu? MHP Genel Başkanı
o kadar aciz bir durumdaki mevcut adayın kendilerine dayatıldığını,
her cümlesiyle, kırdığı bir potla yaptığı her gafla ortaya koyuyor.
30 Mart seçimleri öncesinde MHP gitti Pensilvanya ile ittifak
yaptı. Pensilvanya’nın dizinin dibine oturdu. Pensilvanya’nın
MHP’nin geçmişinde çok manidar bir yeri var. 12 Haziran seçimleri
öncesinde adayların çirkin görüntülerini kaydeden ve servis eden
işte bu Pensilvanya’dır. MHP il başkanlıklarını dinleyen, MHP
vekillerini takip eden işte bu Pensilvanya’dır. Türkiye’nin milli
kurumlarına, milli değerlerine savaş açan bu Pensilvanya’dır."
(İHA)