Modern şiiri anlama kılavuzu
Abone olTürk şiirinin son yüzyılı hakkındaki en dikkat çekici poetika kitaplarından olan “Modern Türk Şiirinin Doğası”, ilk basımından 12 yıl sonra yeniden yayınlandı.
Ebubekir Eroğlu’nun modernleşme dönemi Türk şiiri üzerine kaleme
aldığı yazılardan oluşan kitap, yapıcı ve zihin açıcı üslubuyla, bu
konudaki diğer çalışmalardan ayrı bir konumda değerlendirilmeyi hak
ediyor. Biz de, Ebubekir Eroğlu ile kitabını ve Türk şiirindeki
dönüşümleri konuştuk. Aslında şiirin alıcısının fazla olmadığı
Türkiye’de, öne sürdüğü savlara nüfuz edebilmek için belli bir
donanım gerektiren böylesi bir kitabın ilk baskısında gördüğü ilgi,
Ebubekir Eroğlu’nu da şaşırtmış: “Kitabın üslubu şaşırtıcı oldu;
çünkü beklenmeyen bir üsluptu. Kitap, dergilerde yayınlanan
yazıları içeriyor; ama belli bir plan çerçevesinde hazırlanmıştır.
Kitabın ana gövdesini oluşturan, günümüz şiiri üzerine bir deneme,
dergilerde yayınlandığında zaten ilgi çekmişti. Daha sonra Enis
Batur’un teklifi üzerine, gelenekle modernizmin genel görünümüyle
ilgili yazılarımı bir araya getirip bir kitap oluşturma tasarısı
ağırlık kazanıp öne çıktı. Ondan sonra yazılar kitaplaştı. Kitabın
oluşumu bu şekilde oldu.” Ebubekir Eroğlu, ‘Modern Türk Şiirinin
Doğası’nda, ortaya koyduğu saptamaları somutlaştırmak için şairler
üzerinden gitmeyi seçmiş. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor:
“Şiirle ilgili yazılar, teorik olmak iddiasındaki yazılar örnek ve
isim verilmeden yazılıyordu. Bunlardan bir kısmı, benim için
rahatsız edici biçimde, içi boş şeylerdi. Ben, kendi poetik
görüşlerimi, yer yer Türk şiirindeki şairlerden örnekler göstererek
ortaya koydum. Böylece, saptamaların doğruluklarını test etme
imkanı da doğdu.” ‘Modern Türk şiiri, kendisine yeni bir gelenek
oluşturdu’ Türk şiirinin ‘doğa’sını açıklamaya yönelen kitapta, iki
kavram kaçınılmaz olarak öne çıkıyor: Gelenek ve modernleşme.
Eroğlu, bugüne dek birbirinin karşıtıymış gibi sunulan iki kavramı
farklı bir düzlemde tartışıyor. Peki, Cumhuriyet dönemi Türk
şiirinde belki de hiç gündemden düşmeyen gelenek tartışmasının hâlâ
sürüyor olmasının sebebi ne olabilir? Ebubekir Eroğlu, çoktan
bitmiş olması gereken bu tartışmanın, bilgiye dayanmayan
yorumlardan dolayı devam ettiği görüşünde: “Gelenek tartışmaları
gençken bize taze gelirdi, meğer taze değilmiş. Bana göre bu
konudaki yazıların daha çok bilgiye dayanması lazım. Tarifleri
çatıştırmanın kimseye kazandıracağı bir şey yok.” Modernizmin Türk
şiiriyle olan karmaşık ilişkisini en iyi saptayanlardan biri olan
Eroğlu, bu konuda som Batıcılardan farkının, “bizim yaşayış
biçimimizi ve modernleşme sürecimizi” ihmal etmemesi olduğunu
belirtiyor. Eroğlu, bugünkü şiir geleneği ile ilgili ise oldukça
özgün bir saptama yapıyor: “Çok yakın zamana kadar ‘gelenek’
denince Cumhuriyet öncesi dönem anlaşılıyordu. Diyebiliriz ki,
bugün itibarıyla Türk şiirinin iki geleneği var. Bugün artık eski
şiirimize hiç bakmadan da şiir yazabilenler var. Ben bunların
kemale erebileceklerini, üst seviyeye ulaşacaklarını söylemiyorum
yalnızca bunun mümkün olduğunu söylüyorum. Modern Türk şiiri
kendisine bir gelenek oluşturmuş. Eski geleneğimizi de sürdürenler
var; ama bu 1930’lu yıllardaki kuşakların yaptığı şekilde bir
sürdürme değil.” Edebiyat dergilerinde hâlâ zaman zaman gündeme
gelen ‘gelenek’ tartışmalarının yönünü tek başına değiştirebilecek
bu saptamanın yeterince anlaşıldığını, fark edildiğini söylemek
şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak “Modern Türk Şiirinin Doğası”
gibi kitapların yeni baskılarının yapılıyor olması, bu konuda ümit
beslemek için yeterli sebep olabilir. Şiirin yazarının çok,
okurunun az olduğu ülkemizde, Eroğlu’nun kitabı, yazının başlığında
da dediğimiz gibi Türk şiirinin son yüzyıldaki macerasını anlamak
için sağlam bir kılavuz niteliği taşıyor. Şiir okurunun ve
şairlerin dünü ve bugünü anlamak için böyle bir kılavuza her zaman
ihtiyaçları var. Ebubekir Eroğlu, kitabın yeni basımına eklediği
bölümün başlığında, “Dilimde Kalan Nükte” diyordu. Hem her şeyin az
sözle anlatılabileceğine hem de daima söylenmemiş şeyler kalacağına
vurgu yapan bir başlık bu. Ebubekir Eroğlu’nun söylediği gibi: Konu
şiirse, sözün sonu yok. Haber: Cem Kuleli Kaynak: Zaman