Hâricîlik, İslam toplumu içinden ilk ayrılan ve
İslam’a en büyük zararı veren akımlardan birisi.
Her ne kadar ilk çıkışlarında ileri sürdükleri fikirler tutarlı
gibi görünse de daha sonrasında yüzyıllar boyunca
hem İslam’a hem devlete hem de topluma çok büyük zararlar
vermişlerdir.
Öyle ki bu fırkanın verdiği zararlar bugün bile etkilerini
sürdürmektedir. Günümüzde ise yine bir fırka, daha doğru bir
tabirle “güruh” en az Hâricîler
kadar topluma, devlete ve fertlere zarar vermekte.
Sözünü ettiğim “güruh” sosyal medyada
çöreklenen “troller”.
Hiçbir ahlaki ve etik kaygısı taşımadan hedef gösterilen kişi
veya kuruma saldıran bu insanımsı yaratıklar maalesef
telafisi mümkün olmayan yaralar açmakta.
Troller; kendinden olmayan, kendi fikirlerine
katılmayan, kendi çıkarlarını zedeleyen kişi ve kurumları adeta bir
iftira ve demagoji yağmuruna tutarak hayata
geldiğine pişman etmekte. Hiçbir ahlaki sınır tanımayan troller
hedefteki kişiye ağza alınmayacak kelimelerle hakaretler etmekte,
küfürler sıralamakta, tehditler savurmakta.
Aynı anda binlerce belki de yüzbinlerce saldırı altında kalan
kişi veya kurum adeta sindirilmekte,
itibarsızlaştırılmakta, toplumdan soyutlanacak
hale getirilmektedir.
İşin en korkunç tarafı ise trollerin gerek kişiler gerekse
kurumlar tarafından bir silah olarak kullanılıyor oluşu.
Sağcısı da solcusu da dinlisi de dinsizi de muhafazakarı da
ateisti de CHP si de AK Partisi de bu necis işe bulaşmış durumda
maalesef. Hatta öyle ki bu “güruh”u kullanan
insanlar bunu kurumsal bir yapı şekline büründürüp faaliyetlerini
icra ediyorlar.
Araştırmalarımdan anladığım kadarıyla bu tür yapılar kendilerini
ortaya çıkaran yapıya karşı da zamanla mücadele etmeye
başlayabiliyorlar.
Türkiye’de trol çalışmalarının başlangıcı FETÖ ile start
alıyor. Kaç insanın, kurumun, kanaat önderinin troller
aracılığı ile canını yaktılar haddi hesabı yok.
Artık bir sektör haline gelen bu alanda solcusu,
sağcısı, siyasetçisi, gazetecisi, partizanı, fanatiği, cemaati, vs.
ciddi yatırımlar yapıyorlar.
Futbol dünyasında sıkça rastlayabiliyoruz...
Siyaset dünyasında hemen her alanda rastlıyoruz...
İşi pervasızca o kadar ileri götürebiliyorlar ki kurumsal ekip
mantığı ile çalışarak bir başbakanı bile koltuğundan
edebiliyorlar.
Tarikat ya da cemaatlerde görüyoruz...
Hocasını, şeyhini putlaştırıp ilahlaştırarak masum
Müslümanların akılları ile alay edebiliyorlar. Ya
da bir cemaat başka bir cemaate troller aracılığı ile savaş
açabiliyor, itibarsızlaştırma saldırısında bulunabiliyor.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz…
Troller adeta serseri mayın gibi. Ne zaman, nereye, nasıl, kimin
adına saldıracakları belli değil. Para kimin elindeyse, güç kimin
elindeyse onun kulu kölesi oluyorlar. Sonra dönüp kendi
efendilerini yemeye kalkıyorlar.
Tehlikenin farkında mısınız bilmiyorum ama
günümüz Trolleri geçmişin Hâricîleri olma yolunda çok büyük
mesafeler kat ettiler!
Hâricîleri İslam toplumundan söküp atmak çok uzun zamana ve çok
büyük bedellere yol açtı.
Uzun yıllar süren savaşlarda binlerce insan hayatını kaybetti.
Toplumun aldığı yaranın izlerini bugün hala görebilmek mümkün.
Eğer troller hakkında da acilen tedbirler alınmazsa neden
oldukları ve olacakları tahribatın tamiri mümkün değil. Devletin ve
toplumun ayarları ile oynayan ve gerektiğinde bu ayarları tarumar
eden bu “trol güruhu” bu gidişle ortada ne devlet
bırakacak ne toplum ne de bir fert.
Normal şartlar altında bir baltaya sap olamayan ama kendilerine
verilen imkânlarla adeta bir yok ediciye dönüşen trollerin çok
değil birkaç yıl sonra devletin en büyük sorunu haline geleceğini
söylemek bir kehanet olmayacaktır.
“Yılanın başını küçükken ezmek gerekir” darb-ı meseli
gereğince bu konuda acilen gerekli tedbirler alınmalıdır...
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser