MNG yangınıyla ilgili şok iddialar!
Abone olGeçen hafta yanan MNG yangınının gizli ve önemli dosyaların yakılması için bilinçli olarak çıkarıldığı belirtiliyor. İşte inanılmaz iddialar...
Geçen hafta yanan MNG Holding binasında çelik kasalardaki çok
sayıda belge kül oldu.. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a en yakın
işadamı olarak bilinen Mehmet Nazif Günalp'in sahibi olduğu MNG
Holding'te geçen hafta yangın çıktı.MNG Holding'in pek çok gizli
belgelerinin saklandığı çelik kasalarının bulundu çatı katında
çıkan yangında belgeler kül oldu. Kül olan belgeler arasında
Turusgaz ile yapılan gizli anlaşmalarında bulundu iddia edildi.
Akşam Gazetesi yazarı Zülfikar Doğan bugün bu konuyu köşesine
taşıdı. İşte o yazı.. Bir yangın, bir kulüp... Lüp, lüp... Yeni
yangın, suikast mı var falda? Bir gece vakti, Ankara'nın en mutena
semtinde, en akıllı binasında, binanın sonradan ilave çatı katında
bir yangın çıktı. MNG Binası olarak anılan binanın öyküsünü yıllar
önce ilk ben yazdım. O haberle de Sedat Simavi Yılın Gazetecisi
Ödülü'nü aldım. 1991'de Yıldırım Akbulut'u Başbakanlık'tan ve
ANAP'ın başından götüren, Mesut Yılmaz'ı getiren binadır o bina. O
devirde kendi mülkünü 20 yıl vadeli, yüzde 3 faizli kredi vererek
Türk Lirası mukabili satan Özelleştirme İdaresi'nin, dolar
üzerinden, üç yıllık kira peşin olmak kaydıyla ve Başbakan - Bakan
imzalarıyla 'kiralama' kararı aldığı, helikopter pistli, yüzme
havuzlu, jakuzili heybetli, güç timsali bir binadır o bina.
Siyasetçi - Bürokrat - İşadamı işbirliğinin simgesidir o bina. Hem
Başkent'in en 'akıllı' binasıdır, hem de bir gecede en tepesinden
tutuşan, çatısındaki bakırları, içindeki çelik şifreli kasaları
eriyiveren, şayialara göre pek çok mühim belge - bilgi - dosyanın
yanıverdiği, ama akıllı alarmların, akıllı - otomatik - elektronik
yangın söndürme sistemlerinin çalışmadığı, binadır o bina. Dünya
Bankası, IMF temsilcilikleri, AB Büyükelçiliği'nin de bulunduğu, en
korumalı binadır o bina. Turusgaz'ın ofiside mi o binadaydı? Bilmem
ama öyle diyorlar. Akıllı bina, akılların ermediği bir yangınla
yanıverdi. Rivayet olunur ki, kasalarda etkili - bir devirde
kudretli siyasilere matuf ve mahsus belgeler vardı ve yandı.
Binanın maliki Mehmet Nazif Günal Bey ile Ruslar'la gaz
pazarlığında 'arabulucu' mevkiindeki Ali Şen Bey'ler 'özel uçakla'
gelip, ağızlarında purolarıyla seyrettiler yangını. Üzgün
görünmüyorlardı. Hatta kendi aralarında 'Yahu uçaktan göründüğü
kadar da büyük ve kötü değilmiş yangın' tarzında konuşmalar
geçtiğini söylüyorlar tanık olanlar. Bir de sabahın ilk saatine
kadar evrakların, dosyaların yanıp havaya uçtuğu o yangını
seyredenler arasında MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç
vardı. Kılınç'ın purosu yoktu, biraz düşünceliydi ve sanki
yüzündeki ifadeye bakılırsa 'Tüh, belgeleri yok ettiler' der
gibiydi. Bu yazı yazıldığında henüz Ankara Büyükşehir Belediyesi
İtfaiye Müdürlüğü'nün 'Yangın Raporu' belli olmamıştı. Başkent
kulislerinde, özellikle enerji ihaleleri, doğalgaz antlaşmaları,
yüzde 4.5 'hamiline komisyondan' 396 milyon doları bulan ve
imzalayanların hepsinin 'Türkiye'nin kazıklandığını' kabul
ettikleri, ama neden imzaladıklarını hatırlamayıp, 'topu
birbirlerine attıkları' özel belgelerin 'yakılarak imha' edildiği
şayiaları yayılıyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, yangın çıkan
yerden de evrak - belge çıkmaz. TBMM Yolsuzlukları Araştırma
Komisyonu raporu tanzim edilene kadar daha başka yangınlar, yanan
evraklar, kaza sonucu ölüler, ceset halinde bulunmalar olabilirmiş.
Bak hele, hele... Ortalıkta fitne - fücur mu yok. Çok. HHH Bu ünlü
ve heybetli binada, bir de ünlü, üyeliği ve girişi özel ve pahalı,
herkese açık olmayan, üyelik için referans ve tavsiye mektupları
gereken, 'sırların paylaşıldığı' işlerin takip edildiği, ihalelerin
bölüşüldüğü, kredilerin üleşildiği, bakanlar, siyasetçiler,
bürokratlar - işadamları - bankacılar ve tavsiyeye şayan sınırlı
sayıda gazetecinin buluştuğu, şişesi bin yuro Petrus'ların uçuştuğu
bir kulüp var. Ankara Şehir Kulübü. Saunası, fitnes sentırı, yüzme
havuzu, Fin hamamı, buhar hamamı, jakuzisi, masajcısı, makyajcısı,
beş yıldızlı restoranı, bilardo masaları hazır ve nazır.
Müsteşarlara, umum müdürlere, devlette kilit bürokratlara, kamu
bankacılarına, hazinecilerine, bila bedel üyelik verildiği,
teklifle davet edildiği, masalarda buluşulup, memleket ahvalinin
konuşulup, hususi ve hemdem dost oluşulduğu, mes'ud, bahtiyar bir
kulüp. Yazık, yangın münasebetiyle kapanmış. Enerji Bakanı
'Milletin morali bozulur' dese de vurgun 40 milyar doların
üzerindeymiş. TBMM Komisyon Başkanı Azmi Ateş ise milli gelirin
üçte birine varan vurgun - soygun rakamına ulaşıldığını (GSMH 200
milyar dolar olduğuna göre bu hesapla 65 - 70 milyar dolarlık
vurgun, soygun var demektir), ama ticari sır - devlet sırrının
aşılamadığını, kimi bürokratların komisyona bilgi vermediğini,
'bürokratın bildiği sırrı, milletin vekilinin bilmesinin, yasak
olmasını' ise anlamadığını söylüyor. Acaba bu 'sır vermeyen'
bürokratlar, Ankara Şehir Kulübü'ne de aza mıdırlar? İşçi, memur
kardeşler, namuslu işadamları, kur kurbanı ihracatçılar, kulüp
üyesi olamamış, Petrus'un yanına varamamış bürokratlar, bırakın
sıfır zammı, düşük faizi, yatırıma teşviği, indirimli elektriği,
gelin bir özveriye daha katlanalım, milli gelirin üçte birine
varmış yolsuzluk paralarını sayalım, memleket ihya mı olur, abad mı
olur, görelim, anlayalım.