MİT'in takip ettiği ünlüler
Abone olNecip Fazıl'ın Fotoğrafları sergisinde MİT arşivinden alınan fotoğrafların doğurduğu tartışmalar MİT'in sırlarını bir bir deşifre ediyor. Peki MİT kimleri takip etti?...
Eski istihbaratçı Yılmaz Çetin, Milli İstihbarat Teşkilâtı’nın
(MİT) tarihçi Cemal Kutay’a yazması için belgeler verdiğini
söyledi. Eski MİT görevlisi Yılmaz Çetin, ‘Necip Fazıl Kısakürek
Fotoğrafları’ sergisinde, Kültür Bakanı Erkan Mumcu’nun, şairin
bazı fotoğraflarının MİT’in arşivinden alındığını açıkladığını
hatırlatarak takip edilen bazı ünlülerin isimlerini verdi. Yeni
Aktüel Dergisi’nin son sayısında Murat Yalnız’a konuşan Yılmaz
Çetin, MİT’in Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren fikir ve düşünce
adamlarını yakın takibe aldığını belirterek, MİT’in en çok ilgi
gösterdiği yakın takibe aldığı isimleri ise şöyle sıraladı: “Said
Nursî, Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet, İlhan Selçuk,
Sabahattin Ali, Yağmur Atsız, Aziz Nesin...” KUŞLAR BİLE FİŞLENDİ
Psikolojik karşı savunma hareketi yürüten MİT’in topluma ulaştırmak
istediği bazı fikir ve düşünceleri bazı tanıdık yazarlara,
aydınlara, gazetecilere vererek onlara mal ettiğinin altını çizen
Çetin, bu ve benzeri teknikleri günümüzde de kullanıldığını
kaydetti. MİT’in bir dönem “haberleşmede kullanılıyor” diye
ayağında halka olan kuşları bile fişlediğini söyleyen Çetin,
meteorolojik balonların bile “belki haberleşmede kullanılıyor” diye
dosya açılıp fişlediğini söyledi. MİT, KUTAY’A BELGE VERİYORDU
Yılmaz Çetin, MİT tarafından bütün faaliyetleri adım adım takip
edilen isimlerin kendilerinin de izlendiğinden haberdar olduğunu
ifade ederek, şunları kaydetti: “Zaten kendileri de çoğunlukla
bilirlerdi takip edildiklerini. Ama teleffuz edilenlerden, bir tek
Cemal Kutay ismine takıldım. Bildiğim kadarıyla Cemal Kutay MİT’in
izlediği bir kişi değildi. Bugün 93 yaşında ve 170 kitabı var.
Yazdıklarının çoğu zaten ortalıkta olan, bilinen şeylerdi.
Sakıncalı hiçbir şeyi yoktu. Ne sağdaydı, ne solda... Ayrıca
kitaplarındaki bütün o bilgilere nasıl ulaşmıştı kendisi. ‘Pusudaki
İhanet’ adlı kitabında kendisi anlatıyor. Vaktiyle o zamanki Milli
Emniyet Hizmetleri Başkanı Ali Şükrü Öğer çağırmış kendisini, ‘Ben
Stalin’in Ajanıyım’ adlı kitabı vermiş, ‘Al bunları yaz memlekete
hayırlı olur’ demiş. Takip edilen birisi kendisi emniyete çağrılıp
da kendisine bilgi belge verilir mi? Kutay takip edilmiş olsa bile
hedef değildi. Belki onun bulunduğu ortama girebilmek için bir
gözlem yapılmıştır.... Bildiğim kadarıyla belge ve doküman
açısından MİT tarafından desteklenen birisiydi. Zaten böyle bir
işlem de var MİT’in içinde.” ÖLÜMDEN SONRA DA TAKİP SÜRÜYOR MİT’in
yakın takibe aldığı kişilerin ölene kadar izlendiğini açıklayan
Yılmaz Çetin, takip edilen kişinin ölmesinden sonra da izlemenin
yeni dosyalar açılarak sürdürüldüğünü belirterek, “Takip kalkmaz
çünkü bu kişiler belli düşüncelerin temsilcileri. Bayrağı
devralanlara ya da o dosya içinden öne çıkanlara ek dosyalar açılır
ve takip devam eder” dedi. Bugün MİT’in takibine itiraz edenlerin
çoğunun o zamanlar takip edilenlerin oğlu ya da akrabası olduğunu
hatırlatan Çetin, “Günümüz edebiyatçılarından birisi de çıkıp ‘ben
de takip ediliyorum’ demiyor. Ya takip edildiğini bilmiyor, ya da
takip edilmiyor” diye konuştu. Çetin, MİT’in belirli şahısları
takip etme meselesinin Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte
başladığına işaret ederek, insanların izlenip fişlenmesinin
Demokrat Parti iktidarıyla başladığı düşüncesinin yanlış olduğunu
vurguladı. Çetin, Cumhuriyet idaresinin, komünizme, emperyalizme ve
Turancılığa karşı tamamen yönü Batı’ya dönük yepyeni hedefler
peşinde olması nedeniyle bu ilkelerin savunulup, korunması için
fikir ve düşünce adamlarını takibe aldığını söyledi. Öne çıkmış,
sivrilmiş, fikirlerini topluma yaymaya çalışan kişilerin mutlak
surette bir noktada takip altına alınıp fişlendiğini belirten
Çetin,”İlle de fiziki bir takip olması gerekmiyor. Hiç olmazsa,
adlarına bir dosya açılırdı. Nereye gitseler, ne yapsalar, kimlerle
ilişki kursalar, işlenirdi o dosyaya” dedi. MİT FOTOĞRAF ÇEKİP
MAHKEMEYE VERİYORDU MİT tarafından takip edilmiş, mahkemeye
verilmiş ve ceza yemiş 200’ün üzerinde ismin bulunduğunu belirten
eski MİT’çi Çetin, “MİT bilgi topluyor, mahkemeye sunuyordu. Bazı
şeylerin ispatı için, o zaman fotoğraflar yetiyordu, şimdi
yetmiyor” ifadesini kullandı Yılmaz Çetin, Necip Fazıl Kısakürek
fotoğraflarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “O fotoğraflar
MİT arşivinden. Dikkat edilirse, fotoğraflar 1950’li yıllarda
çekilmiş. Bazılarında Necip Fazıl makineye poz vermiş. O yıllarda
emniyet kurumu, ‘Cibali Karakolu’nda anlatıldığı gibiydi. Adi
suçlarla ilgili karakol polisliğinden öte bir şey yapamıyordu.
Polisten aksini beklemek de yanlış olurdu, çünkü bu işi yapabilecek
personele ve teknik imkâna sahip değildi. Politik isimlerin
takibiyle MİT ilgileniyordu. Bir de, bildiğim kadarıyla 1950
yılından sonra MİT’e yıkılan zararlı akımları takip konusu,
1970’lerin sonuna kadar MİT’i çok fazla meşgul etti. MİT ağırlıklı
olarak asli kuruluş faaliyetine dönmek isteyince, emniyet
bünyesinde bir istihbarat grubu kurulması, bir takım arşivler
oluşturulması çabası başladı.”