MİT'in CIA'e verdiği müthiş karşılık!
Abone olGaffar Okkan'a suikast düzenleyen CIA ve FBI destekli güçlere misilleme olarak, MİT ertesi gün Okkan'ın intikamını aldı.
"ABD Başkanlarını koruma tatbikatı yapan CIA ve FBI,
gerçek tatbikat için bir hedef aradı. Kendisini rahatsız eden
Gaffar Okkan'ı seçti. MİT ise suikastin ertesi günü CIA ajanı olan
Erbil Valisi'ni öldürdü!.." Bu iddia Araştırmacı-Yazar Ali
Kuzu'dan...
Kuzu, "MİT-Mossad-CIA-Gladio" isimli kitabında Türkiye üzerinde oynanan oyunların iç yüzünü anlatıyor.
CIA ve FBI'ın hedef olarak seçtiği Gaffar Okkan'ın intikamının MİT tarafından alındığını belirten yazar, şok iddiasını şöyle anlatıyor;
- Sayın Kuzu, kitabınızda "Türkiye bir casus
cenneti" diyorsunuz. Bu ne demek?
Türkiye ard arda gelen terör olayları ve provokatif eylemler ile
Güneydoğu'dan gönüllü bir biçimde vazgeçecek bir noktaya
sürükleniyor. Tırmanan olaylar karşısında Türkiye'den beklenen,
"Alsınlar Güneydoğu'yu" demesidir. İşte bu durumda araya girecek
olan ABD, hem Türkiye'yi küstürmemiş, hem de istediği piyon Kürt
Devleti'nin sınırlarını amaçladığı çizgiye getirmiş olacaktır. Ve
dikkat edelim bu sınırlar "Nil'den Fırat'a" uzanan sınırların üst
kısmıdır. Yani İsrail'in vaat edilmiş topraklarının sınırları.
- MİT ve Gaffar Okkan suikastı nasıl
ilişkilendirilebilir?
Bu suikasti aydınlatabilmek için okyanus ötesine gitmemiz şart.
Clinton ile Bush arasındaki Amerikan başkanlık seçimlerinin
yapıldığı günlere uzanalım; Yıllardan beri dünyanın en sıkı korunan
devlet başkanları, Amerikalı başkanlar olduğu halde en çok suikaste
uğrayan başkanlar da yine Amerikalı başkanlardır. Bu yüzden de
suçlananlar daima "başkanları korumaktan sorumlu" istihbarat
teşkilatları olan CIA ve FBI'dır. Araştırmalar, Başkanlara yapılan
suikastlerin, genellikle kalabalık alanlarda vuku bulduğunu
gösterdi. ABD devlet başkanına yapılacak olası bir saldırının,
"araçlarla konvoy halinde gidildiğinde" yapılabileceğinin ortaya
çıkması üzerine bu konu üzerinde çalışmalar yoğunlaştı.
TATBİKAT YAPTILAR
İşte bu yüzden Amerikan İstihbarat örgütleri, bol miktarda pratik
yapmak zorundaydı. CIA ve FBI önce bilgisayarda sonra da üslerinde
tatbikat yaptı. Ardından gerçeğe yakın bir tatbikat uygulama kararı
aldı! Bunun için de New York seçildi. FBI ve CIA'nın elemanlarından
bir kısmı terör örgütü elemanı yerine geçti. Ana caddenin her iki
yanındaki temsili teröristler konvoya silahlı ve bombalı saldırı
yaptı. Korumada bulunan CIA elemanları, saldırıya cevap verdi.
Başkana suikast tatbikatı bu şekilde sona erdi. Bu saldırı
kaydedilip yapılan hatalar daha sonra gözden geçirildi.
- İyi de bunun Okkan'la ilgisi nedir?
Tatbikat başarılıydı. Ancak bir de bu senaryo gerçekten olursa? Bu
yüzden böyle bir saldırıyı gerçek kişilerle gerçekleştirmek şarttı.
Peki kurban kim olacaktı? Fazla düşünmediler... Türkiye'de PKK ve
Hizbullah terör örgütlerinin sözde başkent ilan ettikleri
Diyarbakır'dayız. Bu kente atanan bir emniyet müdürü, uzun
uğraşlardan sonra Diyarbakır'da huzuru ve halkın sempatisini
kazanmıştı. Gaffar Okkan isimli bu emniyet müdürü, şehirde cirit
atan CIA, Mossad ve BND ajanlarına karşı uyanık olmalarını tavsiye
etmekteydi. Bu yüzden ajanlar rahat hareket etme imkanı da
bulamamışlardı.
CEVAP GECİKMEDİ...
- Onun açık vermesini mi beklediler?
Olay günü, Okkan, korumaları eşliğinde konvoy halinde Diyarbakır'da
hareket halindeydi. Konvoya silahlı bir saldırı yapıldı ardından
caddenin her iki yanında pusuya yatan teröristler, konvoyu ağır bir
saldırı altına aldı. Okkan ve bazı koruma polisleri şehit düştü.
Saldırganlar olay mahalinden uzaklaştı. Olayın ilginç tarafı,
saldırı sürerken arabasından indirilmeyerek koruma altında tutulan
Okkan, arabasının yanına kadar gelen suikastçi tarafından başına
ateş edilerek öldürüldü.
- Peki bu olaya MİT neden dahil oldu?
Her ne kadar Türkiye yabancı ajanların cirit attığı bir ülke olsa
da, MİT de onlardan aşağı kalmıyor. Kuzey Irak'ta, CIA ve Mossad
ile çatışma içinde. MİT, Kuzey Irak'ta istediğini yapıyor. CIA'ya
şu mesajı veriyor: Burada ben de varım. Dönelim suikastin ertesi
gününe. Ankara'daki MİT merkezinden ayrılan bir araba, birkaç saat
sonra Diyarbakır'a ulaşmış gerekli kişilerle görüşmelere
başlamıştı. Ekip, daha sonra süratle Irak sınırından geçti.
Rota, Kuzey Irak'daki Erbil kentiydi. Erbil, Türk ve Kürt nüfusunun
ağırlıkta olduğu bir kentti. Bu kenti Kürt bir vali idare ediyordu.
Bu valinin en büyük özelliği ise CIA'nın en önemli adamlarından
biri oluşuydu. ABD, bu çok önemli adamını, ileride Barzani'nin veya
Talabani'nin yerine Irak'ın başına getirmeği düşünüyordu. Okan
suikastinin üzerinden 36 saat geçmişti. MİT ekibi, birkaç saat
kaldığı Erbil'den Türkiye'ye döndü. Bu arada tüm dünyada flaş bir
haber akıyordu: "Erbil Valisi, başından vurularak öldürüldü."
Türkiye'ye yollanan mektup, "Adres yanlış" denilerek, MİT
tarafından geldiği yere iade edilmişti...
ÇAY BARDAĞINDAKİ İZLER!
MİT, Kürtlerle ilgili operasyonları hangi çizgide izledi-takip
etti?
Gelin Saddam döneminde yapılan bir operasyonu inceleyelim; Yıl
1996...
ABD Saddam'ı devirmek için Kürtlerle anlaşmaya varmıştı. Seçilmiş 2
bin 500 Kürt, pasaportsuz ve kimliksiz olarak Türkiye'den içeri
girdi. Batman'dan Guam Adası'na taşınan 2 bin 500 kişi, özel
eğitime alındı. Türkiye, kendisine kimlik bilgileri verilmeyen bu
kişilerin tek tek parmak izlerini aldı. Ve Yıl 1998... ABD eğittiği
Kürtleri, zamanla yeniden K.Irak'a getirdi. Bunlar Saddam rejimini
devirmek için çalışıyordu. Bu kez ellerinde kapı gibi ABD
pasaportları vardı. Bu sırada PKK'nın Irak'taki faaliyetlerinden
rahatsız olan MİT, 1998'de Kürdistan Demokrat Partisi lideri
Barzani'den Kürt aşiret liderleriyle bir toplantı ayarlamasını
istedi.
Toplantı ayarlandı. Ankara'dan yola çıkan istihbaratçıların
arabalarının bagajında verilecek hediyelerin yanı sıra bir koli çay
bardağı vardı. Aşiret liderleri, Türkleri coşkuyla karşıladı.
Ardından garson olarak görevli Türk yetkili, çay servisi yaptı.
Çay içilen bardaklar, içen kişilerin adlarıyla etiketlenip
yıkanmadan özel korumalı kolilere yerleştirildi. İki grup da
toplantıdan mutlu ayrıldı. O kolideki bardaklar, Ankara'ya
getirildi. Daha önce Guam'a götürülen 2 bin 500 Kürt'ün
parmak iziyle karşılaştırıldı. Toplantıdaki 17 aşiret liderinin,
Guam'da eğitilen kişiler olduğu ortaya çıktı. (Vakit)