MİT'çiden Yeşil itirafı: Öcalan için talimat verdim!
Abone olBaşbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırladığı Susurluk raporunda derin devletin en gizemli isimlerinden Yeşil için çarpıcı iddialar yer aldı.
Eski MİT görevlisi Duran Fırat, Abdullah
Öcalan'a suikast çalışması yapması için "Yeşil" kod adıyla bilinen
ve "Ahmet Demir" adını da kullanan Mahmut Yıldırım'a talimat
verdiğini söyledi. Fırat'ın hazırladığı rapora, ilk sivil MİT
Müsteşarı olanSönmez Köksal'ın, "Yeşil'in geçmişinden kaygı
duyduğunu" belirttiği, ancak "Suriye, Lübnan ve Yunanistan
operasyonları"nda kullandığı yönündeki sözlerini de
yansıttı.
T24 muhabiri Arzu Yıldız'ın haberine göre Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırladığı Susurluk raporunun ardından Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın MİT içerisinde birtakım kişilerle ilişkisi olduğu iddialarının gündeme gelmesi üzerine MİT Teftiş Kurulu’nun konuyla ilgili araştırma yaptığı ortaya çıktı. 5 Mart 1998'de başlayan ve 27 Mart'ta bitirilen araştırmaya ilişkin olarak hazırlanan rapor, 90'lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerle ilgili davanın görüldüğü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Raporda, 10 Mart 1998’de Teftiş Kurulu’nda bilgisine başvurulan İdari İşler Başkanlığı, Emniyet Daire Başkanlığı’nda görev yapanDuran Fırat’ın ifadelerine ve "Yeşil" olarak bilinen Mahmut Yıldırım ile görüşmesi sonrası hazırladığı “Temas raporu”na da yer verildi. Raporda, Yeşil’in Abdullah Öcalan’la yakın temasta olan biri ile irtibat kurduğu ve Öcalan’ın Neçirvan Barzani’ye gönderdiği kuryenin geçiş noktasını öğrenerek kuryeyi yakaladığı, sorguladıktan sonra öldürdüğü anlatıldı. Raporda, çok sayıda faili meçhul cinayete adı karışan ve hâlâ akıbeti bilinmeyen Yeşil'in MİT’te 22 teşkilat mensubu ile ilişkisinin olduğunun tespit edildiği de belirtildi.
Duran Fırat, Yeşil ile ilişkileri şöyle anlattı:
“1990-1991 yıllarında Özel Kuvvetler'de görevli olduğunu ve
Diyarbakır OHAL bölgesinde OHAL’in emrinde çalıştığını , AHMETEMMİ
lakaplı bu kişiyi bu dönemde tanıdığını, Cem Ersever’in komutasında
yaklaşık 10-12 kişilik bir itirafçı ile asker ve polisten oluşan
grubun hedeflerinin yerlerinin tespit ettiklerini, timlerine
kılavuzluk yaptıklarını, AHMETEMMİ ile bu şekilde tanıştıklarını,
ileri düzeyde bir ahbaplığının bulunmadığını, Nisan 1995’te
teşkilata atandığını, Mayıs 1995’te Mehmet Eymür’ün emri ile HACI
olarak hitap edilen şahısla tanıştırıldığını, bu şahsın OHAL
bölgesinde görev yaparken tanıdığı AHMETEMMİ olduğunu, gördüğünü,
Mehmet Eymür’ün daha önce Zafer Balamir ve Hilmi Karaer tarafından
sevk ve idare edilen HACI’nın sevk ve idaresi görevinin kendisine
verildiğini, bir sohnet sırasında kendisinde (YEŞİL’DE) uzaktan
kumandalı patlayıcı cihazların olduğunu, 100 milyar civarında
parasının bulunduğunu, Abdullah Öcalan’a yönelik kendi ekibi
ile eylem yapmayı düşündüğünü, patlayıcı sistemini OHAL
bölgesindeki Hanefi Avcı’dan temin ettiğini, paranın ise elinde
olmadığını, ancak PKK’ya yardım eden Kürt işadamlarından istediği
an temin edebileceğini, bu görüşmeye ilişkin temas
raporunu Mehmet Eymür’e arz ettiğini, Mahmut Yıldırım’ın
ekonomik açıdan sıkıntı içerisinde olduğunu, YEŞİL’in Antalya’daki
evinde teşkilatımızdan Ferda Durak’ın bir hafta kadar kaldığını
duyduğunu, BEYRUT OPERASYONU dönüşünde (29 Kasım 1996) bir toplantı
yapmak üzere Mehmet Eymür’ün kendisinden YEŞİL’i bulmasını
istediğini, bunun üzerine evinden aradığını, evde olmadığını
öğrendiği zaman kardeşi Bahattin’e YEŞİL’i sorduğunu , o da nerede
olduğunu bilmediğini söylediğini…”
'PKK’ya yakın iş adamlarından 103 milyar topladı'
25 Temmuz 1995’te Duran Fırat’ın Ahmet Demir (Mahmut Yıldırım-YEŞİL) ile yapmış olduğu görüşme sonrasında düzenlediği “Temas Raporu”nda şu ifadeler yer aldı:
“1994 Kasım ayı içerisinde bundan önceki görev yerimdeyken amirlerimizin emri gereğince A. Demir ile yaptığım görüşmede, kendisinden A. Öcalan’a bir suikast uygulaması için gerekli çalışmalara başlaması talimatını verdim.
Anılan, yeni görev yerime geçtiğimden beri beni birkaç defa arayarak görüşme talebinde bulundu. Ancak ben kabul etmedim. A. Demir benim hâlâ eski görev yerimde olduğunu düşünerek 25. 07. 1995 günü saat 07.30’da bana telefon etti. Oran sitesindeki kendisine ait olan evinde görüşme talebinde bulundu. Eski konumuz olan A. Öcalan’a suikast olayında her şeyin tamam olduğunu belirterek, konuyla ilgili çalışmalarını,
Operasyon için 103 milyar temin ettiği,
Şam içinde 2 muhaberat elemanı ayarladığı, (anılan şahısların operasyonun herhangi bir şekilde ortaya çıkması halinde ailelerinin Türkiye’ye yerleştirilmesi hususunda yardımcı olmamızı istediği),
A.Öcalan’a yakın temasta olan birini ayarladığı,
Operasyon için uzaktan kumandalı bir cihazın hazır olduğu, şeklinde ifade etmiştir.
Hazırlıklarla ilgili olarak A. Demir’e A. Öcalan ile yakın bir temasta olan adamının güvenilirlik derecesinin ne olduğu sorulduğunda; örnek olarak şunu söylemiştir: Ben o adamla devamlı irtibat halindeyim. Geçen hafta bana telefon açarak A. Öcalan’ın kuryelerinden biri olan Hamit Baskın’ın şu anda Şam’dan ayrıldığını, K. Irak’ta Neçirvan BARZANİ ile görüşme yapacağını öğrendiğini söylemiştir. Ondan hemen geçiş noktalarını öğrenmesini istedim. Bunun üzerine Hamit Baskın’ın K. Irak bölgesinde mezkur PKK kuryesini yakaladığını, sorguladıktan sonra öldürdüğünü ifadeyle, bence bu güvenilirliğin bir işaretidir, demiştir. (Öldürüldüğü söylenen kişi H. Baskın’dır)
Bahsettiği 103 milyar TL’nin kaynağı sorulduğunda, PKK’ya yardım ve yataklık yapan büyük işadamlarından aldığını, fakat bu paraya hiç dokunmadığını, sadece operasyonda kullanmak üzere hazır tuttuğunu, operasyonun başarısız olması halinde de herhangi bir talepte bulunmayacağını ifade etmiştir.
Bu görev için kendi adamlarından bölgeye uyum sağlayabilecek 3 kişiyi önermektedir.
A. Öcalan’a Şam’da uygulanacak operasyon için yukarıda belirttiği hazırlıkları yaptığını söyleyen adı geçen tarafımızdan bu konuda neler yapılabileceğini sormuştur. A. Demir’e üst kademenin konuyla ilgili emirleri alındıktan sonra cevabın kendisine iletileceği söylenmiştir.”
Köksal: Yeşil’in geçmişinden kaynaklanan endişem geçerli
"10 Ekim 1995 tarihinde Mehmet Eymür, Ferda Durak ve Duran Fırat’ın Ahmet Demir (Yeşil/Mahmut Yıldırım) ve Sami Özsoy ile yapmış oldukları görüşme sonunda hazırlanan temas raporunda, A.Öcalan’a yönelik düzenlenmesi düşünülen Mercedes Projesi kapsamında yapılacak çalışmalar detayları ile ele alınmıştır. Mezkur Temas Raporunda dönemin MİT Müsteşarı Sönmez Köksal’ın
Yeşil’in geçmişinden kaynaklanan endişem geçerli,
Atılacak bir yanlış adım ve yapılacak bir hatada bütün geçmişinin MİT’e fatura edilebileceği ihtimalini göz önünde bulundurun,
Seçilen diğer iki kişi kim bilgi verin, Notuna da yer verilmiştir."
Köksal: Operasyonlarda kullanıldı
24 Şubat 1998 tarihinde Sönmez Köksal ile yapılan görüşmede, Köksal’ın şunları söylediği rapora yansıdı:
“Mahmut Yıldırım’ın (YEŞİL) kendisinin bilgisi dahilinde Yunanistan, Suriye ve Lübnan’a yönelik operasyonlarda kullanıldığını ve bu operasyonlara ait mesuliyetin kendisinde olduğunu, Cumhurbaşkanına, Başbakana ve Genelkurmay Başkanına her üç operasyon hakkında bilgi verdiğini, ancak bu operasyonların kimler tarafından yapılacağını söyleme gereğini hissetmediğini, Mahmut Yıldırım (YEŞİL) bahis konusu olan 3 operasyon dışında kullanıldıysa kendisinin haberi olmadığını, bunun sorumluluğunun da onu kullanan şahıslara ait olduğunu belirtmiştir.”
Hacı, emmi, sakallı olarak biliniyor
MİT’in Yeşil raporunun sonuç bölümünde “22 teşkilat mensubu ile temas kurduğu belirlenmiştir” denildi. Ayrıca YEŞİL’in teşkilat içerisinde “HACI”, “EMMİ”, “SAKALLI” lakapları ile tanındığı, MİT dışında Emniyet, Jandarma ve JİTEM’de görev aldığı aktarıldı.