MİT bu cümleyi yasakladı!
Abone olMilli İstihbarat Teşkilatı'nda çalışan personelin ailelerinden kendilerine yeni bir hayat hikayesi uydurmaları istendi.
MİT'te görev yapanlar veya onların aileleri ne iş yaptıkları
sorulduğunda genellikle 'Başbakanlık'ta çalışıyorum' derler.
Müsteşarlığa geldiğinden bu yana kurumda 'yapısal' değişikliklere
giden Müsteşar Hakan Fidan teşkilat mensuplarına ve yakınlarına bu
sözü yasakladı.
YASAĞIN İLGİNÇ GEREKÇESİ
Bugünlerde, MİT'in 85'inci yıldönümü nedeniyle kurumun kapılarını önce medyaya, ardından devlet zirvesine brifinglerle açan Fidan, kısa süre önce bir ilke imza attı.
'Başbakanlık'ta görevliyim' sözünü yasaklatan bu uygulamanın ilginç bir hikayesi ve etkileyici başka detayları var.
Fidan, teşkilat mensuplarının eşlerini ve 16 yaşından büyük
çocuklarını gruplar halinde bir araya getirmeye başladı. Bu MİT
tarihinde bir ilk. Ailelere öncelikle kurum tanıtılmış. Sonra bazı
uyarılarda bulunulmuş ve yeni uygulamalar hakkında bilgi verilmiş.
İlk ve en önemli konu, 'kimlik teşhirini önlemeye dönük' bir dizi
tedbir...
'MİT'te görev yapan aile ferdiniz için Başbakanlık'ta çalıştığını söylemeyin. Buna artık kimse inanmıyor. Tam tersine birisi bunu duyduğunda MİT'te çalıştığınızı düşünüyor.'
FACEBOOK VE TWITTER'DAN UZAK DURUN
İlk kez aralık ayında bir araya gelen MİT görevlilerinin yakınlarına ikinci uyarı internet güvenliği hakkında geldi.
Teşkilat mensuplarının kimlik bilgilerine sanal dünya aracılığıyla ulaşılmasının ciddi riskler oluşturduğu belirtildikten sonra şu değerlendirme yapıldı: 'Karşı casusluk çalışmalarının önemli bölümü açık istihbarata kayıyor. Internet, büyük tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Teşkilat mensupları için sosyal ağlar zaten yasak. Yakınlarına yasaklayamayız ama uzak durmanızı tercih ederiz. Kimlik bilgilerinizi, görüntülerinizi ve telefonlarınızı da özellikle koruyun.'
YENİ YAŞAM ÖYKÜSÜ OLUŞTURUN
Teşkilat yönetimiyle, mensup ailelerin buluşmasında bana heyecanlı gelen bir bölüm daha var. Eşinin veya anne babasının istihbarat örgütünde çalıştığını söyleyemeyecek durumda olanlar ne yapacak? Bu soru gündeme gelmiş, işte ailelere yapılan tavsiye: 'Ailece oturup yeni bir yaşam öyküsü oluşturun. İnandırıcı olsun. Beraber yaparsanız, tutarlılık sorunu da çıkmaz. Ne kadar zaman geçse de ne kadar çok kişiye anlatsanız da bu formülle açık vermezsiniz.'
Bunları öğrendiğimde geçen hafta MİT'te Hakan Fidan'dan dinlediğimiz sunumu hatırladım. Ben bir süredir 'yeni devlet-yeni uzlaşma dili-yeni statüko' konularına değiniyorum. MİT, başkentin en kapalı kurumudur. Genelkurmay'dan bile daha gizemlidir. Fidan döneminde bunun bir ölçüde değişeceği anlaşılıyor, ciddi reformlara girişildiğini görüyoruz. Bu değişimi, kurumlararası ilişkilerin dengesi bakımından da önemsiyorum.
Başbakan Erdoğan, üç gün önce Başbakanlık muhabirlerine, 'Müsteşar tercihimde haklıymışım' dedi. Fidan'ın icraatlarını da ne kadar yakından takip ettiği aşikar. Fidan'ın sunumunda 'biz küresel oyunun hiç bitmeyeceğinin farkındayız' deniliyordu. Uluslararası arena tam bir satranç tahtası hatta yeni tür bir savaşın açık alanı.
Türkiye, 21'inci yüzyıl dünyasında büyük aktör olacaksa hem tek tek kurumları güçlü olmak zorunda hem de kurumlar arasındaki işbirliğini başarıyla sağlamak durumunda. Güçlü MİT güçlü Türkiye. Ama her şey bireylerde başlıyor. Teşkilat mensuplarının da yaratıcılıklarına büyük iş düşüyor, hele kendi yaşam öyküleriyle ilgili.