Misyonerlik çalışmalarına dikkat!

Abone ol

Bu dehşet verici iddia Halka ve Olaylara Tercüman'ın yazarı Namık Kemal ZeybeK'e ait.. İddia bununla da bitmiyor..

Zeybek, bugünkü yazısında bu iddiaları şöyle sıraladı: MİSYONERLİĞE DİKKAT! ABD Irak'ta önce karmaşayı kışkırtıyor. Yağmalamalarla kendisini gösteren düzensizlik tırmanacak, halk canından usanacak ve neticede DÜZEN kurulacak. Sonra halkın minnet duygusunu kazanacakları işler başlayacak... Sağlık, gıda, eğitim... Ardından hiç kuşkunuz olmasın asıl kurtarıcılar yani misyonerler alana yayılacak... Iraklılar'ın Hırıstiyanlaştırılması için bütün güçleriyle yüklenecekler. Ne kadar başaracaklar göreceğiz... Bütün bunları nereden mi biliyorum? En son Kosova'dan... Kestirmeden söyleyelim: Kosova'nın halkının tamamı Müslümandı. Şimdi yarısı Hıristiyan... Misyonerlik örgüleri şimdilerde şahlanışta... Papa'nın Putin'in kulağına söylediği müjdeyi gerçekleştirmeğe çalışıyorlar. Üçüncü bin yılda Asya'yı Hıristiyan yapacağız. İlk hedef Türkiye. Evet ilk hedef Türkiye... Üniversitelerimizde binlerce genç Hıristiyanlaştı. Büyük şehirlerimizde yüzlerce gizli kiliseler açıldı. AB'ye ayıp olur. Sonra bizi almazlar düşüncesi bu kanun dışı kurumların en büyük koruyucusu... Misyoner saldırıları MİSYONERLER her zayıf anımızda saldırdılar. İmparatorluğun son yıllarında da, Cumhuriyetimiz'in başlarında da büyük paralarla, okullar ve hastanelerle milletimizi Hıristiyan yapmaya çalıştılar... Başaramamışlardı. Şimdi başarı başlamıştır. ASAM'ın yayınladığı Avrasya'da Misyonerlik adlı kitaptan okuyoruz. Yazarı Ömer Turan'a teşekkür ederek: 1928 Ocak ayında Bursa Amerikan Kız Koleji'nde üç Türk kızın Hıristiyanlaştırılması hadisesi, Türk kamuoyunu ve dolayısıyla Türk Hükümeti'ni Türkiye'deki misyonerlik faaliyetlerine ve kurumlarına karşı daha da hassaslaştırdı... Türk basınında Bursa hadisesi ile başlayarak gerek bu okul, gerek diğer yabancı/misyoner okulları ve faaliyetleri aleyhine pek çok yazı yer aldı. Yazılarda hadise, Cumhuriyete ihanet derecesinde bir cürüm olarak nitelendirildi. Sonra ne mi oldu? Ne olacak, okul kapatıldı. Çünkü Atatürk hayattaydı ve devletinin başındaydı. At ve meydan... ÖMER Turan kitabında kaynak göstererek misyonerlerin şikayetlerini anlatıyor: Cumhuriyetin onuncu yılında hala sürdürülen ağır milliyetçi havadan, dolayısıyla yabancı kurumlara karşı duyulan antipati şikayet edilmektedir. Maraş'taki istasyonları kapatılmıştır. Misyoner hastanelerine getirilen ağır vergilendirmeler sebebiyle Adana hastaneleri kapatılmış ve Gaziantep'le yetinmek zorunda kalmışlardır. Adana'daki kütüphane ve oyun bahçesi de kapatılmıştır. Şimdi Atatürk yok... Böylesine olaylara duyarlı kamuoyu da yok, basın da... Onun için at da misyonerlerin, meydan da... Amerikan misyonerlerinin Ortadoğu meselesine bakışlarını ifade bakımından söyledikleri en kestirme söz: - Ortadoğu probleminin nihai çözümü ordular veya anlaşmalar değil, ancak Türk halkının Protestan Hırıstiyanlığı benimsemeleri ile mümkün olabilir. Yani tam anlamıyla teslim almak için, ruhumuzu da elimizden almak istiyorlar. Diyorum ki, Türkiye'de ve Türk Dünyası'nda misyonerliğe dikkat, bugün için en büyük tehdit bu kanaldan geliyor.

Günün Önemli Haberleri