Mısırlı uzmanlar uyardı: Bu olursa Filistin davasının sonu olur
Abone olSiyasi uzmanlar, İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlileri topraklarından zorla çıkartarak Mısır’ın Sina Yarımadası'na yerleştirme girişimini önceden hazırlanmış bir planın parçası olarak değerlendiriyor. Orta Doğu uzmanı Dr. Hayri Ömer, "Gazze halkının topraklarından tehciri Filistin davasının sonu olur. Bu durum Mısır milli güvenliği için daimi bir tehdit oluşturur" dedi.
AA muhabirine konuşan Mısırlı Orta Doğu uzmanı ve siyaset
bilimci Dr. Hayri Ömer, Filistinlileri Sina Yarımadası’nın doğusuna
yerleştirme planının 1990’ların başında “Orta Doğu Barış Süreci”
çerçevesinde gündeme geldiğini söyledi.
Barış sürecinin 2020'de tekrar başlatılması için bir girişim olduğunu ancak bu defa Filistinlilerin Sina’ya yerleştirilmesi konusunun görüşme maddeleri arasında yer almadığını hatırlatan Ömer, "2020’de dışardaki Filistinliler ve Filistin topraklarında yerlerinden edilmiş olanların durumu değerlendirildi. Bu bağlamda Kudüs meselesi ve yerlerinden edilen Filistinlilere tazminat ödenmesi gibi maddeler yer aldı." dedi.
ABD'nin son önerisinde mümkün olan en az zararla çözüme ulaşma çabası gözlendiğinin altını çizen Ömer, ancak eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından bu girişimin de sona erdiğini belirtti.
Ömer, "Hüsnü Mübarek döneminde de bu konu gündeme geldi; Mübarek kesin bir tavırla reddetti. Gazze halkının topraklarından tehciri Filistin davasının sonu olur. Bu durum Mısır milli güvenliği için daimi bir tehdit oluşturur. Tehcir ahlaki, siyasi ve güvenlik bakımından Filistin davası için hiç uygun bir çözüm değildir." ifadelerini kullandı.
Ömer’e göre, İsrail’i bölgeye entegre etme planı fiyaskoyla
sonuçlandı ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) öncülüğündeki İsrail
ile normalleşme girişimleri de başarılı olmadı.
Arap hükümetleri soykırım savaşına yanıt vermekte çaresiz
Süveyş Üniversitesi Siyaset Felsefesi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Mayse Halil, İsrail’in Gazze'deki Filistinlileri Sina Yarımadası'na yerleştirme isteğinin fikirden çok bir planın parçası olduğunu söyledi.
Halil, "Ne yazık ki, işgalcilerin yürüttüğü soykırım savaşına karşı Arap hükümetleri tutarlı ve net bir yanıt vermekte çaresiz kalıyor." dedi.
ABD ile koşulların doğası gereği dayatılan siyasi ve ekonomik uzlaşmalar ve çıkarların hükümetleri bağladığının altını çizen Mısırlı uzman, "Washington’un İsrail’i desteklemesi, İsrailli yetkililerin ve politikacıların Mısır'a yönelik açık bir provokasyon yapmasına neden oldu. Haliyle Gazze halkını zorla Sina Yarımadası’na göç etmeye teşvik etmelerine Mısır yönetimi tepki gösterdi." diye konuştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin, İsrail’e Gazze halkının Necef Çölü'ne nakledilmesini teklif etmesini bir "karşı çıkış ve yanıt" olarak niteleyen Halil, şöyle devam etti:
"İsrail'deki aşırı sağ hükümet, siyasi kazanımlar elde etmek ve daha fazla toprağı kontrol altına almak umuduyla, çatışma çemberini kabul edilemez bir şekilde Mısır topraklarına doğru genişletmeye çalışıyor."
Halil, "İsrail tehcir politikası uygulayarak iki devletli çözüm fikrini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Plan kapsamında Batı Şeria'daki Filistinlilerin Ürdün'e doğru kaydırılmak isteneceğini tarih okuyan herkes çok iyi bilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Yaşanan trajedinin nedeni Gazzelileri Sina’ya itme girişimi"
Mısırlı İsrail Araştırmaları uzmanı Dr. Samih Abbas, Gazze’de bugünlerde yaşanan trajedinin asıl nedeninin “Gazzelileri Sina Yarımadası'na doğru itme girişimi” olduğunu söyledi.
Abbas, Filistinlileri Sina'ya gönderme planının birbirini takip eden İsrail hükümetlerinin çekmecelerinde hep saklı kaldığını ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail-Filistin çatışmaları sırasında zaman zaman ima edildiğini, son saldırıda ise İsrail'in bu hedefini hayata geçirme yönündeki eğiliminin iyice ortaya çıktığını belirtti.
"Pek çok İsrailli askeri liderin, yetkilinin ve uzmanın Filistinlileri Sina'ya gitmeye çağıran açıklamaları zaten vardı. Mısır sınırına zorla itme girişimleri bu eski/yeni planın uygulamaya geçirilmesi girişimi şeklinde yansıdı." diyen Abbas, Netanyahu'nun partisi Likud'un önde gelenlerinden Amir Weitmann'ın bu konudaki kapsamlı bir planının ortaya çıktığını söyledi.
Abbas, "Bu plana göre, Filistinliler sadece Sina Yarımadası'na göç etmekle kalmayacak, Mısır toplumuna entegre edilecek, Nil deltası ve başkent Kahire gibi şehirlerde Mısırlılar arasında eritilmesi sağlanacak." ifadelerini kullandı.
Netanyahu projeyi daha önce Mısır tarafına sundu
Mısır'daki Filistin Diyaloğu Grubu Başkanı Sadık Ebu Amir ise Filistinlileri yurtlarından çıkarma ve tehcire zorlama girişimlerinin 1950’li yıllarda başladığını ifade etti.
İsrail’de aşırı sağcıların yönetime gelmesinin ardından bu düşüncelerin daha da yayıldığını söyleyen Ebu Amir, şunları kaydetti:
“İsrail Başbakanı Netenyahu’nun Mısır ziyareti ve Sisi ile görüşmesinde Gazzelilerin Sina Yarımadası’na yerleştirilmesi konusu önerildi. Netanyahu, projeyi Mısır tarafına sundu. O zaman Mısır’ın bunu kabul ettiği söylentileri çıkmıştı. Ancak resmi açıklamalarda kabul edilmediği kaydedildi."
Ebu Amir, "İsrail’in Gazzelileri özellikle de Sina’ya sürmek istemesinin dini, ekonomik ve güvenlik boyutları var. Yarımada’nın güvenliği sadece Mısır ile ilgili değil, konunun uluslararası boyutu da var. İsrail Mısır’ın Sina Yarımadası'nda tam egemenlik kurmasını engellemeyi hedefliyor. Camp David Antlaşması’nda kısmi olarak da İsrail bunu gerçekleştirdi." diye konuştu.