Mısır'ın kayıp şehri et deposu gibi...
Abone olPiramit işçilerinin yaşadığı kayıp şehir bulundu.
Giza Piramitleri çevresinde kazılar yapan
araştırmacılar, ‘piramit işçilerinin kayıp şehri’ne ait kalıntılar
buldu.
Kalıntılardan elde edilen bulgular, binlerce işçinin çok büyük bir
‘yemek operasyonu’yla beslendiğini ortaya koydu. Hesaplamalar,
işçilerin her gün 2 tona yakın et tükettiğini ortaya koydu.
Dünya’nın 7 harikası arasında bulunan
Büyük Piramit’in de aralarında bulunduğu Giza Piramitleri’nin
inşasında çalışan binlerce işçinin yaşadığı kayıp şehir bulundu.
İnsan-aslan birleşimi Sfensk’in yaklaşık 400 metre güneyinde
bulunan alanda, Giza Piramitleri’nin üçüncü ve sonuncusu olan
Menkaure’nin inşasında yer alan işçilerin kaldığı anlaşıldı.
PİRAMİT İŞÇİLERİNİN KALDIĞI KAYIP ŞEHİR
LiveScience sitesinin haberine göre, alanın Arapça ismi ‘Heit el-Ghurab’, yani ‘Piramit İşçilerinin Kayıp Şehir’ olarak biliniyor.
Araştırmacılar, alanın yakınlarında
piramit işçilerine ait bir mezarlık ve işçilerin kasabasının güney
tarafında hayvan kemikleriyle dolu alanlar buldu. Bu alanın,
hayvanların kesildiği yer olduğu belirtildi.
Hayvan kemiklerinden elde edilen veriler,
işçilerin her gün 1800 kg’dan fazla et tükettiğini ve bu etlerin
büyükbaş hayvan ve keçi ile kuzulardan elde edildiğini
gösterdi.
Dahası, işçilerin kalıntıları üzerinde
yapılan incelemeler, onarılmış kemikler olduğunu, kısaca işçilerin
iyi beslenmenin yanında tıbbi tedavi de gördüğünü ortaya koydu.
İŞÇİLERİN İHTİYAÇLARI KAŞILANIYOR İYİ
BESLENİYORLARDI
Giza’da 25 yıldız kazı çalışmaları yapan
Antik Mısır Araştırma Derneği (AERA) üyesi Richard Redding,
“İşçilerin ihtiyaçları karşılanıyor, iyi besleniyorlardı. Kısaca
yaptıkları tercih edilen bir iş olmalıydı... Beslenme şekilleri,
geldikleri köylerden çok daha iyiydi” dedi.
ynı zamanda Michigan Üniversitesi akademisyeni olan Redding, “Her
yıl dört veya beş defa, tek işleri büyük taş blokları taşımak olan
işçiler getiriyorlardı... Her gün 45-50 gr proteine ihtiyaç
duyuyorlardı. Bu proteinin yarısı balık, fasulye, mercimek ve
diğer besinlerden gelirken, yarısı da kuzu, keçi ve büyükbaş
hayvanlardan geliyordu” dedi.
DEV HAYVAN
SÜRÜSÜ
Protein kaynaklarını ve kemik miktarını hesaplayan Redding, her gün
11 büyükbaş hayvan ve 37 kuzu veya keçinin kesildiğini düşünüyor.
Etin yanı sıra, işçilerin ekmek, bira ve diğer gıda ihtiyaçları
için de büyük bir yemek operasyonu dönüyordu.
Hesaplanan et miktarını karşılamak için,
Giza işçilerinin 21.900 büyükbaş ve 54.750 keçi veya kuzunun yer
aldığı bir sürüden yararlanması gerektiği anlaşıldı. Bu da, gereken
sürünün 401 kilometre karelik alan kapladığı anlamına geliyor. Bu
alan, Nil Delta’sının yüzde 5’ine denk geliyor.
Redding, bu kadar büyük bir sürüyü kontrol
etmek için yaklaşık 3,650 çobana ihtiyaç olacağını, aileleriyle
beraber çobanların 18.980 kişiyi temsil edeceğini hesapladı. Bu
sayı, 2600 yıl önce antik Mısır’ın nüfusunun yüzde 2’sine denk
geliyordu.
EVLERDE YAŞAMIYORLARDI, KAMPLAR ONLARA
YETİYORDU
Piramit işçilerinin Menkaure kampı dışında birçok diğer kamplara dağılmış olduğunu belirten Redding, “Evlerde yaşamıyorlardı. Hiçbir zaman kış olmayacağı için bu kamp gibi alanlar onlara yetiyordu” dedi.
Arkeologlar, ileride Firavunlar Khufu ve Khafre’nin inşa ettirdiği diğer iki piramidin işçilerini araştırmak istiyor. Bu amaçla ilk olarak 1950’lerde keşfedilen bir alanda kazılar yapılacak.