Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’daki darbenin arkasında İsrail’in olduğunu savunarak, "Elimizde belgeler var" dedi. <br/>Başbakan Erd...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’daki darbenin arkasında
İsrail’in olduğunu savunarak, "Elimizde belgeler var" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen
Genişletilmiş İl Başkanlı Toplantısında bir konuşma yaptı. Başbakan
Erdoğan, 12 yılı hizmetlerle, eserler ile Türkiye’ye, demokrasiye
yaptıkları tarihi nitelikteki katkılarla geride bıraktıklarını
belirterek kendilerine ve ülkeye 3 önemli tarih belirlediklerini
söyledi. Başbakan Erdoğan, bu tarihlerden bir tanesinin
cumhuriyetin 100.yıl dönümü olan 2023 bir diğerinin ise 2053
olduğunun vurgulayarak " O da bir çağın kapatılıp bir çağın
açılmasının 600. yıl dönümü, bir diğeri de dedik ki 2071; bininci
yıl. Alparslan’ın başlattığı hareketin bininci yıl dönümü.
Malazgirt’teki zaferin bininci yıl dönümü. Türkiye için bunlara bir
hedef olarak belirledik. Hedefi olmayanın başarıya kilitlenmesi
asla mümkün değildir. Üstad Cemil Meriç’in ifade ettiği gibi
’ağaçlar nasıl kökleriyle yaşar, kökleriyle ayakta kalırlarsa;
insanlarda, milletlerde, devletler de kökleriyle yaşar kökleriyle
ayakta kalırlar’. Kökü olmayan ağaç hafif bir rüzgarda savrulur
gider kökü olmayan ağaç esen her yelle yerlere eğilir. Bir çınar
ise kökünden aldığı güçle, kökünden aldığı ilhamlarla rüzgarlara,
fırtınalara, yağmurlara, boralara direnerek dimdik ayakta kalır.
İşte AK Partide tıpkı Türkiye gibi tıptı Türkiye Cumhuriyeti gibi o
derin köklerinden o kadim tarihinden güç alarak Allah’ın izniyle
eğilmeden, savrulmadan fırtınalara boralara boyun eğmeden büyük bir
kararlılıkla geleceğe yürümeye devam edecektir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 12 yıl önce AK Parti olarak tezahür etmiş olan
kadim hareketin Türkiye ve içinde bulunulan coğrafya için son
derece önemli, son derece ibretlik bir sürecin içinden geçerek
bugünle ulaştığına dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Gerek 12 yıllık tarihimiz gerek gıdasını aldığımız beslendiğimiz o
kadim hareket incelendiğinde on yıllar boyunca devam eden sabırla
metanetle, adeta ilmek ilmek işlenmiş bir hareketin bir davanın
varlığı çok daha net olarak görülecektir.AK Parti’yi diğerinden
farklı kılan çok sayıda özelliği olduğunu hepimiz çok iyi
biliyor.Hepimiz zaten bunun içinde yaşıyoruz.AK Parti sırtını
statükoya dayamış parti , böyle bir dava, böyle bir hareket
değildir. AK Parti gücünü yetkisini mevcudiyetinin sınırını belli
güç odaklarından belli çevrelerden devşirmiş bir parti değildir. AK
Parti dengeleri gözeterek konjektürü okuyarak fırsatları
değerlendirerek değil daha en başından itibaren hakka inanarak
millete inanarak bu inançtan zerre kadar taviz vermeyerek bu
günlere ulaşmış bir partidir.
Şunu burada tüm teşkilatımıza tekrar hatırlatmak istiyorum. Biz bu
yola çıkarken bile makamlara ulaşmak hırsıyla böyle bir arzuyla
çıkmadık. Biz bu yola çıkarken her ne olursa olsun iktidar bizim
olsun anlayışıyla böyle fırsatçı bir yaklaşımla yola çıkmadık.
Hiçbir zaman her yol mubah demedik. Hiçbir zaman ’her metod
meşrudur’ bu anlaşışa teslim olmadık biz zafere değil, hedefe
değil, o zafere o hedefe giden yola inanmış bir kadroyuz. Hedefe
ulaşmak zafere nail olmak menzile varmak sadece ve sadece Allah’ın
taktiridir. Önemli olan o yolda sapmadan tuzaklara düşmeden
aldanmadan ve aldatmadan ilerleyebilmektir. Yolun önemini unutanlar
yol arkadaşlarının önemini unutanlar, her ne vesileyle her ne
vasıtayla olursa olsun kestirmeden menzile varmak isteyenler, o
menzile varsalar da orada tutunamazlar. Hedefe kilitlenip her yolu
meşru görenler zafer kazandık sansalar da aslında hezimetten başka
hiçbir şey elde edemezler. Eğer siz menzile giden doğru yolu bulur
o yolda doğru yol arkadaşlarıyla dosdoğru ilerlerseniz menzile
ulaşmak mukadder olacak gerçek bir zafer nasip olacaktır sabır
yoksa zaferde yoktur. Sabreden için zafer mukadderdir.
İşte bu hareket AK Partinin içinden geldiği misyonunu yüklendiği
hareketin altını çizerek ifade ediyorum; en başta sabrı kendisine
yol azığı edinmiş bir harekettir. Biz şairinde en güzel şekilde
ifade ettiği gibi ’yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer’ olduğuna
gönülden iman ettik. Biz ne yapsalar boş dedik ve ardından birşey
daha ifade ettik göklerden gelen bir karar vardır dedik. Tarih
boyunca nice engellerle karşılaştık nice sıkıntılar yaşadık nice
yaralar aldık büyük tahribatlara maruz kaldık ama hiçbir zaman
vazgeçmedik düştük yine kalktık düştük yine kalktık ve hamdolsun
ayakta dimdik yolumuza devam ediyoruz. Hiçbir zaman yılgınlık
içinde yeis içinde umutsuzluk içinde olmadık. İlkelerimizden hiçbir
zaman taviz vermedik. Mücadele aşkımızdan dava kararlılığımızdan
hiçbir zaman geri adım atmadık dikkatinizi çekiyorum biz
yenildiğini görüp yenileceğini görüp zaferin çok uzakta olduğunu
görüp yoldan çıkanlardan hakkı terk edenlerden yani eline silah
alanlardan şiddeti bir metot olarak görenlerden hiçbir zaman
olmadık. Çünkü haklı olduğumuzu biliyorduk.Hakkın ve halkın bizimle
birlikte olduğuna inandık. Böyle bir inançla böyle bir imanla
hareket ettik ve işte bu günlere ulaştık. Bizi şiddete sevk ekmek
için tuzak kuranlar tahrik edenler provokasyonlara başvuranlar
bunlar biliyorsunuz her zaman oldu. Bizi ezmek bizi yok etmek bizi
silmek için kendilerine gerekçe arayanlar bahane arayanlar oldu.
Allah’a hamd olsun hiçbirine bu gerekçeyi vermedik. Hiçbirine bu
bahaneyi sunmadık. Silah ve şiddet davasının haklılığından kuşku
duyanların yöntemidir. Silah ve şiddet arkasına halk desteğini
alamayanların yöntemidir. Biz davamızın haklılığına halkımızın
hissiyatına güvendik ve gayri meşru yollara hiçbir zaman tebessüm
etmedik. İçinde siyaset yaptığımız partilerin nasıl kapatıldığını
hangi gerekçelerle kapatıldığını bu gün lütfen tekrar inceleyin
hatta 2007 yılında AK Parti’ye açılan kapatma davasını bu gün
yeniden inceleyin, bizde inceliyoruz, bizde üzerinde çalışıyoruz o
davalarda silah bulamazsınız. O davalarda bulabileceğiniz tek şey
ısmarlamayla emir komuta zinciri dahilinde hazırlanmış gazete
kupürleridir. O davalarda bulamayacağınız tek şeyde hukuktur
adalettir. Apaçık hukuksuzluklara maruz kaldık, apaçık
adaletsizliklere maruz kaldık. Düşünün eğitim haklarımızı
kaybettik. Kızlarımızı üniversitelerin kapıların da imam hatip
okullarının kapılarında hüngür hüngür ağlattılar inim inim
inlettiler ve onların eğitim haklarını ellerinden aldılar. Eğitim
özgürlüklerini ellerinden aldılar ve bütün bunlara rağmen siyaset
yapma haklarımıza kadar nice hakkımızın elimizden zorla gasp
edildiğine hep birlikte şahit olduk.
"HER SEFERİNDE YA SABIR ÇEKTİK
Her seferinde sabır dedik her seferinde ya sabır çektik. İşte bu
gün bu seviyelere o sabrın o metanetin o dirayetin ve tahammülün
bir neticesi olarak ulaştık. Buradan öteye de yine sabırla devam
edeceğiz. Bu güne kadar olduğu gibi sabırdan tahammülden en
önemlisi Haktan ve halk ile yol arkadaşlığından vazgeçmiyeceğiz.
Sırtını statükoya dayayan sırtını millet dışında güç odaklarına
dayayan er yada geç kaybetmeye mahkumdur. Sırtını hakka sırtını
millete dayayan ise her zaman hiç endişe etmeyin kazanacaktır.
Bizler AK Parti olarak çok uzun çok meşakkatli bir yoldan
geliyoruz. Her türlü acıyı yaşadık, her türlü baskıya horlamaya
dışlamaya ötelemeye maruz kaldık. Dikkatiniz çekiyorum zulme
baskıya ötelemeye maruz kalan kadro hareket sadece biz değildik.
Bizimle birlikte temsil ettiğimiz sessiz yığınlardı. Bu ülkede
çoğunluk her zaman azzınlığın hatta bir avuç elitin bir avuç
seçkinin tahakkümüne maruz kaldı. Bunu görmemiz lazım bunu bilmemiz
lazım bu ülkede işte o çoğunluğun yani halktın yani milletin
seçtiği hükümetler hukuksuzca al aşağı edildi. Bu milletin seçtiği
başbakan seçtiği bakanlar bu ülkede hukuksuzca idam edildi. Millet
iradesini hazmedemeyenler tarafından milli iradenin tecellisi
anlamına gelen demokrasiye darbeler vuruldu. Milletin partileri
kapatıldı. Hükümetler hukuk çiğnenerek anayasa yasalar çiğnenerek
demokrasinin üzerinde kurumlar ihsas edilerek sınırlandırıldı
elleri kolları bağlandı son derece karalık işler çevrildi. Terörle
faili meçhullerle, provokasyonlarla adeta hükümetler, adeta milli
irade, millet korkutulmak, sindirilmek, tehdit edilmek istendi
.
’MISIR’DAKİ DARBENİN ARKASZINDA İSRAİL VAR’
İşte şu anda batının demokrasi sandık değildir veya demokrasi
sadece sandık değildir mantığı o zamanda işlendi. Ve şimdi bunu
yine işlemek isteyenler var.Ama biz diyoruz ki demokrasinin yolu
sandıktan geçe,r sandık milli iradenin ta kendisidir. Şu anda işte
Mısır da uygulanan da budur. Mısır’ da ne diyorlar, ’demokrasi
sandık değildir’ diyorlar. Arkasında neresi var İsrail var. Çünkü
İsrail elimizde belgesi var 2011 seçimleri öncesinde Fransa’ da
yapılan bir oturumda adalet bakanıyla Fransa’ da bir entelektüel; O
da Yahudi aynen şu ifadeyi kullanıyorlar: ’ Mısır’da Müslüman
kardeşler seçimi kazansa da onlar seçimi kazanamayacak çünkü
demokrasi sandık değildir. Aynen uygulama bu o zaman batı
demokraside bir defa tanımı yakalaması lazım, öğrenmesi lazım eğer
bu yakalanamazsa bu öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu
çelişkiler bu çatışmalar dünyayı başka yere taşıyacak. O da
otokritik rejimlere doğru taşıyacaktır; bizim endişemiz budur. Eğer
halkın iradesinin egemen olduğu bir dünya istiyorsak o dünya halkın
iradesinin tecelli ettiği sandıklara saygı göstermektir olayın aslı
budur. Bakın altını çizerek ifade ediyorum bu gün geldiğimiz nokta
bu gün ulaştığımız seviye işte bu manada son derece önemlidir. Son
derece değerlidir. Onca acıyı yaşadıktan onca badireyi aştıktan
onca engel geride kaldıktan sonra bu gün ulaştığımız seviyeleri
muhafaza edemezsek mahcup oluruz. Türkiye olarak dünyaya demokrasi
dersi vermeliyiz. Gezi olaylarında benim milletim iradesine sahip
çıktı. Gereken dersi gerektiği gibi verdi. Cam çerçeve indirerek
değil sadece yasalar içersinde meydanlarda ne söylenmesi
gerekiyorsa öyle ders verdi. Türkiye’yi eski günlerine taşımak için
pusuda bekleyenler var. Halka millete ülkemize kardeşliğimize karşı
her saldırı Mehmet Akif’in dediği gibi, ’Cehennem bile olsa
sizlerin göğsünde sönüp gitmelidir.
(İHA)