Mısır'da ordu neden polisten ayrı tutuluyor?
Abone olMısır'da protestocular, Mübarek rejiminin en güçlü kurumu olan orduyu polisten ayrı tutuyor. Ülkenin modern tarihinde önemli rol oynayan ordu, kritik önemde görülüyor.
Mısır'da, Tunus'taki ayaklanmayı takip eden protesto gösterileri asıl olarak 25 Ocak'ta başlamıştı.
Bu tarih, polisin 1952 yılında sömürgeci güçlere karşı halkın yanında saf tutmasını anmak için Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından bayram olarak ilan edilmişti.
Göstericiler, eylemlerini o gün yaparak, emniyet gücüne de hitap etmeyi umuyorlardı, ancak polisin tavrı umulduğu gibi olmadı.
Bunun sonucunda, rejim yanlısı olarak görülen polisle göstericiler arasındaki gerginlik öyle yükseldi ki polis sokaklardan çekilmek zorunda kaldı.
Buna karşılık ordu birlikleriyle göstericilerin ilişkisi aynı değil. Mısır siyasetinde orduya bakışı ve ordunun neden kritik bir rolü olduğunu Washington'daki Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşundan Steven Cook'a sorduk.
Steven Cook: Ordu, kriz durumlarında eşgüdümlü çalışabilecek bir güç olduğunu gösterdi. Özellikle de ordunun üst yönetimi, birbirleriyle uyumlu tepkiler gösterdiler. Siyasi olarak Cumhurbaşkanı Mübarek için en önemli olan da üst yönetimin birliği zaten. Ordu açısından hem avantaj hem de dezavantaj olan nokta, zorunlu askerliğe dayanıyor olması. Sokakta protesto edenlerle aynı kesim içinden gelen ve sıradan Mısırlılardan oluşan ordunun, göstericilere karşı şiddet içeren güç kullanılması emrini yerine getirip getirmeyeceğine şüpheyle bakılıyor.
BBC: Mısır ordusunun büyük çoğunluğu, üç yıl boyunca zorunlu askerlik yapmak zorunda olan 18 yaşından büyük erkeklerden oluşuyor. Göstericilerde polise karşı bir nefret varken, Mübarek'in baş destekçisi orduya karşı böyle bir tepki göstermemeleri buna mı bağlanıyor?
Steven Cook:Evet, durum kesinlikle böyle. Emniyet güçleri ve İçişleri Bakanlığı, Mısır sokaklarını baskı altında tutmak için örgütlenmiş kurumlar. Bunu yaparken de, aşırılığa varan bir acımasızlıkla, yolsuzlukla bir anılır oldular. Mübarek'in yanısıra polisin kendisi de Mısır halkının büyük çoğunluğunda öfkenin odağına yerleşmiş aktörlerden biri şu anda. Orduya bakış ise çok farklı. Ordu birlikleri 1954'ten bu yana yalnızca iki kez sokağa çıkmıştı. Söylem düzeyinde de Mısır ordusu kendisini siyasetin üzerinde, ülkenin ve rejimin koruyucusu olarak lanse ediyor. 1973 Ekim'inde meydana gelen Süveyş krizindeki rolü nedeniyle bir prestiji de var. Bu nedenle de ordu henüz güç kullanmaktan imtina edip, göstericileri sahip olduğu prestijle yatıştırmaya çalışıyor.
BBC: Fakat ordunun bu tutumu -özellikle de üst rütbelilerin sahip oldukları ayrıcalıkları Mübarek rejimine borçlu oldukları ve sistemle derin bağları olduğu düşünüldüğünde- olayların daha da şiddetlenmesi durumunda sokaktan yana tavır belirleyeceğine dair bir ipucu vermiyor, öyle değil mi? .
Steven Cook: İşte bu yüzden, üst rütbeli askerler gerekli olduğunda, rejimi kurtarmak için uyum içinde çalışacaklar. Bu çözüm, sistemin korunması için Cumhurbaşkanı Mübarek'in görevden alınmasını da gerektirebilir. O durumda, yönetimi şimdi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman ve diğer askeri liderlerin idaresinde bir yönetim kurabilirler. Ayrıca, Mübarek'in kendisinin de ordunun içinden çıkması, hava kuvvetleri komutanlığından geliyor olmasını da akılda tutmak gerek. Ordu yönetiminin müdahale kararı sonrasında, göstericilere doğrudan ateş açılmasını gerektirmeyen önlemlere riayet edeceklerini düşünüyorum.