Miraç Kandili'nde edilecek dua
Abone olİslam âlemi, dualarla Miraç Gecesi'ni idrak ediyor. Kandiliniz mübarek olsun. İşte Miraç Kandili duası...
İslam âlemi, dualarla Miraç Gecesi'ni idrak ediyor.
Kandiliniz mübarek olsun. İşte Miraç Kandili duası...
Euzü billahi mineş-şeytanir-racîm
Bismillahir-rahmanir-rahîm
Ey Bizleri varlığa erdiren
Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Güzeller Güzeli Rabbimiz!
Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.
Kainatın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz'e Sonsuz salât ü selam
olsun.
Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha
dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:
1. YA İLAHEL-ALEMİN!
Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla
rahmetinin vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek
gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana
ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan.
Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran
dertlerimize derman.. İcabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!
2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!
Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona
ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi
kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve
yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla
doyur.
Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız.
Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer
takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü
vet-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. Müslümanlık
gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. İbadet ü tâat kültür
televvünlü.. Duygular, düşünceler fantezilere emanet..
Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara
dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya Rabbi!
3.YA RAB!
Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve
ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve
sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından,
gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet
eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve
gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda
yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe
firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne
acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür
tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.
4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata
gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak,
arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı
takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce
fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine
ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri
yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar
elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir
edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve
bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya
Rabbi!
5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ
ÇEVİRMEYEN!
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını
vadediyorsun. Sana yönelenlere hep 'Gelin, gelin' diyorsun. Ey Rab!
Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade
buyur 'Biz de geldik' diyelim. Geldik ve Sana, yolların
amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de
dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara
açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep
saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen
bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!
Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı
isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. Ya Rabbi
lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut
olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. Kalblerimizi gösterişten
ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi
ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan
eyle ya Rabbi!
6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY
DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL
GÖSTERENİ!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız
kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla
ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül
tül, maşrıklar lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde
Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da
olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de
bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip
Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış;
hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin
kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü
silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.
7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ
SULTANI!
Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak
ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı
soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa
aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor
ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her
sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı
muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde
tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u
safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen,
çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe
homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder
ki!
Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de
yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız
sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız
bırakmazsın.
8. EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi
bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz.
Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi
aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük
köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba,
şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve
hülyalarıekonomive refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro.
Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli,
davranışlar da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü
yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset
deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları
mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor,
bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı
beceri kabul ediyoruz.
9. EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız,
dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak
ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama
açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. Yalan revaçta,
hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet "sayyâd-ı
bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane
gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da
bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak
dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi,
tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her
biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve
mahiyet-i nefsü'l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve
ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna
sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de
muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı
suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! Bizi bize bırakmaman en büyük
dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin,
istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs'atte. Sen
bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları
gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp
kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı
kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet,
ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik
dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş,
düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere
sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin,
yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı
duyamaz ve bize imanın neş'esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi
mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve
dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı
yaklaşma heyecanları uyar.
10. EY RAB!
Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle
teveccühte bulun.. İç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve
bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs
eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız
bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç,
düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz.
Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i
takvîm sırrını duyur.
11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ
SULTANI!
Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada
hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde
tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan
ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu
yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor.
İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli;
bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne
kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir
edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve
bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.
Ey Yüceler Yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed'e, Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı
güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz;
dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..
Amin amin amin
Velhamdü lillahi Rabbil aleminel-fatiha