Miraç Kandili mesajları Miraç gecesi duası ve namazı
Abone olMiraç Kandili duası ile 12 rekat namazının kılınışını ile yeni resimli mesajlarını internethaber.com sitesi hazırladı. Miraç gecesi okunacak dualar reddolunmaz peki namazı saat kaçta nasıl niyet ederek kılmak gerekir.
Yarın yani 03.04.2016 salı günü duaların kabul olduğu
Miraç Kandili gecesi kutlanacak. Duası ve namazına sayısız sevabın
yazıldığı Miraç Kandili gecesine dair tüm bilgileri
derledik.
Miraç gecesi mesajları ile birlikte okunacak duaları
Nihat Hatipoğlu ve Nursaçan hocadan Türkçe olarak hazırladık.
İşte Miraç Kandili namazı, duası ve
mesajları.
Kadir Gecesi'nden sonraki en kıymetli gece olarak görülen Miraç gecesi Peygamberimizin göklerle buluştuğu Rabbin huzuruna vardığı gecedir.
Bu kutsal ziyaretten dönüşte peygamberimiz ümmetine namazı getirmiştir.
Haliyle bu gecede namaz kılıp dua okumak gerekir.
MİRAÇ KANDİLİ DUASI
Miraç Kandili İslam alimleri tarafından ikinci Kadir Gecesi olarak nitelenir.
Miraç gecesinde Necmettin Nursaçan hocanın aşağıdaki videoda yer
alan duasını dinleyip eşlik edebilirsiniz.
MİRAÇ GECESİ OKUNACAK DUALAR
Miraç Gecesinde edilen dualar geri çevrilmez. Haliyle bu gecede
bolca dua edilmeli. İşte kandil gecesi okunabilecek Türkçe
dualar;
Euzü billahi mineş-şeytanir-racîm
Bismillahir-rahmanir-rahîm
Ey Bizleri varlığa erdiren Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran Güzeller Güzeli Rabbimiz! Sana sonsuz hamd ü senalar olsun. Kainatın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz'e Sonsuz salât ü selam olsun.
Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:
YA İLAHEL-ALEMİN!
Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. İcabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!
EY ÇARESİZLER ÇARESİ!
Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.
Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vet-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. İbadet ü tâat kültür televvünlü.. Duygular, düşünceler fantezilere emanet.. Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya Rabbi!
YA RAB!
Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.
EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!
EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep 'Gelin, gelin' diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur 'Biz de geldik' diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!
Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. Ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!
EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.
EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki!
Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.
EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyaları ekonomi ve refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.
EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. Yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet "sayyâd-ı bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü'l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs'atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş'esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.
EY RAB!
Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. İç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.
EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!
Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.
Ey Yüceler Yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed'e, Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..
Amin amin amin
Velhamdü lillahi Rabbil aleminel-fatiha
MİRAÇ KANDİLİ DUASI NİHAT HATİPOĞLU
Miraç Kandili gecesinde Nihat Hatipoğlu'nun duasını dinleyip ona eşlik edebilirsiniz. Videolu olarak Nihat Hatipoğlu kandil duasını aşağıdaki playerder izleyebilirsiniz.
MİRAÇ GECESİ NAMAZI
Miraç gecesinde Hazreti Muhammed göğe yükseldikten sonra dönüşte
ümmetine 5 vakit namazı getirmiştir. Haliyle Miraç Kandili aynı
zamanda İslam alemine verilen namaz hediyesinin geldiği gecedir. Bu
özel gecede kılınacak namazlar da haliyle çok önemli ve
kıymetlidir.
MİRAÇ KANDİLİ NAMAZI SAAT KAÇTA
KILINIR?
Miraç Kandili gecesi kılınacak olan
kandil namazının özel bir saati yoktur. Miraç namazını yatsı
namazından imsak vaktine kadar herhangi bir saatte
kılabilirsiniz.
MİRAÇ NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR?
Miraç Kandili namazına başlamadan önce niyet etmek gerekir. Miraç
gecesi namazına şöyle niyet edilir:
"Ya Rabbi , rıza-i şerifin için niyet eyledim namaza. Bu gece
yedi kat gökleri ve bütün esrarını göstererek muhabbetin ile
müşerref kıldığın sevgili Habibin Resul-i Zişan Efendimiz hürmetine
ben aciz kulunu afv-ı ilahine , feyz-i ilahine , rıza-i ilahine
mazhar eyle”
MİRAÇ GECESİ NAMAZI KAÇ REKATTIR KILINIŞI
NASIL?
Miraç gecesinde kılınacak olan namaz 12 rekat Hacet veya tesbih
namazıdır. Miraç gecesi nafile hacet namazının kılınışı iki rekatta
bir selam vererek olur. Miraç gecesi hacet namazının Ayetel Kürsi
ile kılınışının ayrıntılı tarifi şu şekilde;
Hacet namazı 1. rekatta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
Hacet namazı 2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Hacet namazı 2. Rekâtin sonunda: Ettehiyyâtü +salli +barik
Hacet namazı 3. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + Ihlâs + Felâk +
Nas.
Hacet namazı 4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Rekâtin sonunda: Ettehiyyâtü + Allahümme salli + Allahümme bârik
+Rabbenâ duaları okunur.
Hacet namazını bu şekilde 12 rekata tamamlarsınız.
Namazdan sonra
-4 Fatiha-i Şerife
-100 defa ”SubhanAllahi ve’l-hamdü lillahi vela ilahe illahlahü
vAllahü ekber. Vela havle vela guvvete illa
billahi’l-aliyyil-aziym”
-100 istiğfar-ı şerife
-100 salavat-ı şerife okunup dua edilir.
MİRAÇ KANDİLİ GÜNDÜZÜNDE KILINACAK NAMAZ
Miraç Kandilinin gündüzünde öğlen namazını kıldıktan sonra sonra
dört rekat namaz kılınır. Bu namazın birinci rekatında Fatiha’ dan
sonra bir kere Felak suresi, ikinci rekattan sonra bir kere Nas
suresi, üçüncü rekatta üç kere Kadr suresi, dördüncü rekatta elli
kere İhlas suresi okunur.
MİRAÇ GECESİNDEN SONRAKİ GÜN KILINACAK NAMAZ
Miraç Gecesin’den sonraki gün mümkünse oruçlu olunmalıdır. O gün
öğle ile ikindi arasında 4 rekat Miraç namazı kılınır. Bu namaz her
rekatta Fatiha’dan sonra 5 ayete’l Kursi , 5 Kafirun suresi , 5
Felak suresi , 5 Nas suresi okunarak kılınır.
MİRAÇ KANDİLİ RESİMLİ MESAJLARI
Miraç Kandili mesajlarını resimli ve güzel kutlama sözleri ile
birlikte hazırladık.
*Konsun yine pervazlara güvercinler, hu hulara karışsın aminler,mübarek akşamdır, gelin ey Fatihalar, Yasinler.... İyi Kandiller
*Miraç kandiliniz mübarek olsun! Kalpleriniz imanla dolsun!
*Allah'ın aşkıyla yan bu gece, Mevlana gibi dön bu gece, secdeye varıp huzura erince, şu fakiride an bu gece. kandiliniz kutlu olsun.
*Bu gece hayırlı bir gece, yüreklerimiz ibadetle çarpsın,
gönüllerimiz bir olsun.. Kandiliniz mübarek olsun!
*Bakiler sevgiler adına nice dilekler vardır. Ölümü bile ayırır saymayan gönüller vardır. Mesafeler araya set çekmişse ne çıkar, dualarda birleşen gönüller vardır. Hayırlı kandiller..
*Miraç kandilin mübarek olsun. Allah sana sevdiklerinle beraber mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamayı nasip etsin.
*Bin damla serpilsin yüreğine, bin tatlı mutluluk dolsun günlerine, binbir hayalin gerçekleri bulsun, her türlü duaların kabul olsun, Miraç kandilin mübarek olsun...
*Bu güzel gecelerin feyzi üzerinize, rahmeti geçmişinize, bereketi evinize, nuru ahiretinize, sıcaklığı yuvanıza dolsun. Kandiliniz mübarek olsun.
*Dertlerimiz kum tanesi kadar küçük, sevinçlerimiz Nisan yağmuru kadar bol olsun. Bu mübarek geceniz sevapla dolsun. Kandiliniz mübarek olsun.
*Duanız kabul, ameliniz makbul hizmetiniz daim olsun. Saadetiniz kaim olsun. Kandiliniz kutlu olsun.
*Ellerin semaya, dillerin duaya, gönüllerin mevlaya yöneldiği bu mübarek geceni kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.
*Gün vardır, bin yıldan uzun gelir bize, bir yıl vardır bir günden kısa gelir bize. Bire bin yazılan bu gecede dua edelim Rabbimiz'e. Hayırlı kandiller..
*Güneşin güzel yüzü, yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta, melekler baş ucunda dursun. Güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul, kandilin mübarek olsun.
*Günler bize dostların güzelliği ile, geceler onların duaları ile mübarek oluyor. Umudumuz dostların hediyesi, duamız sizlerin sevgisi. Kandiliniz mübarek olsun..
*Kim canı gönülden iman eder, kalbini her türlü günah, nifak ve bozgunculuktan temiz tutar, dili ile doğru ve tatlı konuşur, endişeye düşmeden haline razı olur, doğru ve güzel huylu olursa gerçekten mutluluğa erer.
MİRAÇ NEDİR?
Miraç Kandili Hazreti Muhammed 'in Allah'ın emriyle Burak isimli
semavi bir binite binerek Cebrail ile birlikte Mekke’deki Mescid–i
Haram’dan Kudüs’teki Mescid–i Aksa’yakadar yapmış olduğu gece
yolculuğuna , oradan da bir mi’râcla (manevî asansör) yedi kat
göklere yükselip tâ Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaşmasıp Allah’ın
huzuruna vardığı geceye denir.
MİRAÇ GECESİ NELER OLDU, PEYGAMBERİMİZ NE
GÖRDÜ?
Bir gece Kâbe–i Muazzama’nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail
gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan
sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra
beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i
Aksa’ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup
namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis
olduğunu ifade ediyordu. Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim
edildi. Hazreti Muhammed sütü içti. Bu ümmetinin doğru yola
iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere yükseltici bir
mirac (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir
bir dolaştırılmıştır.
1. kat semada: Hz. Adem’le,
2. kat’ta Hz. İsa ve Hz. Yahya,
3. kat’ta Hz. Yusuf,
4. kat’ta Hz. İdris,
5. kat’ta Hz. Harun,
6. kat’ta Hz. Musa
7. kat’ta Hz. İbrahim ile görüştü.
Melekleri, Cennet ve Cehennem’e kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Miraç gecesi bütün mülk ve melekût âlemlerini dolaştı. Cebrail Hazreti Muhammed'i daha da yükseklere çıkardı, öyle bir fezaya vardılar ki kaderleri yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar âleminin son sınırı olan Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaştılar. Cebrail:
-"İşte burası Sidretü’l–Müntehâ’dır. Ben buradan bir
parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım" dedi.
Hz. Muhammed 'e Sidre’de dört kutsal nehir ve her gün yetmiş bin
meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma’mûr gösterildi. Sonra kendisine
şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih
etti.
Hazreti Muhammed o gece şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan
Cennetü’l–Me’vâ’yı temaşa etti. Cebrail’i geride
bırakan Hz. Muhammed, burada Refref’e binerek
Arş–ı A’lâ’ya geçti ve Kâb–ı Kavseyn olarak belirtilen “imkân
dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına” ulaştı.
Huzûr–u Kibriya’da Allah'a ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha
fazla yaklaştı. Cemâlullah’ı perdesiz ve vasıtasız olarak onunla
zaman ve mekandan menüzzeh konuştu. Daha sonra tekrar Refref’le
Sidre’ye geri döndü. Orada Cebrail’i asıl hüviyetiyle –tıpkı ilk
defa Hira’da gördüğü şekliyle– gördü. Müteakiben de yine Cebrail
ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir zaman parçasında dünyaya
döndü.
MİRAÇ GECESİYLE GELEN HEDİYELER
Hazreti Muhammed “Ben mi’racdan daha güzel bir şey görmüş değilim.” diyerek o gecenin önemini anlatmıştır. Miraç Gecesi dünyaya dönerken ümmetine hediyeler getirmiştir. Bu hediyeler şunlardır;
Birincisi : Beş vakit farz namazı getirmiştir. İhsan şuuruyla kılınan namazlar, ümmetin mirac asansörleri olacaktır.
İkincisi: “Âmenerrasûlü” diye bilinen âyetleri getirmiştir. (Bakara, 2/285–286)
Üçüncüsü: İsra Suresi’nin 22–39. âyetlerinde bahsedilen on iki adet İslâm prensibini getirmiştir.
Dördüncüsü: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve Cennet’e girecekleri müjdesini getirmiştir.
Beşincisi: İyi amele niyetlenen kişiye –onu yapamasa bile– bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye –onu yapmadığı müddetçe– hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi.
Bir diğer hediye de, Mi’rac gecesi Allah ile karşılıklı
selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki
et–Tahiyyâtü diye meşhur olan bu sözler, bütün
namazlarda otururken okunmakla Miraç 'da Allah ile Habibi
arasındaki o kutsî sohbeti hatırlatmakta ve benzerî bir mükâlemeye
namaz kılanı mazhar etmektedir.
MİRAÇ KANDİLİ VE GECESİ NEDEN
ÖNEMLİDİR?
İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin 12. yılında,
hicretten on sekiz ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep
ayının 27. gecesinde gerçekleşmiştir. Kadir gecesinin de Ramazan’ın
27. gecesi olması ile aralarında çok gizemli bir tevafuk vardır.
Bediüzzaman Hazretleri: “Mi’rac gecesi ikinci bir Kadir
gecesi hükmündedir.” sözleriyle, bu gecenin Kadir
gecesinden sonra en kutsal gece olduğunu belirtmişlerdir.
Ebu Talip’in ve Hatice validemizin vefatı ile çok hüzünlenen,
müşriklerin üç yıl süren ablukası ve Tâiflilerin saldırıları
karşısında daralan Hazreti Muhammed ve Müminler, bu mi’rac olayı
ile muhteşem bir teselliye ve ihsan–ı İlâhîye nail olmuştur.
KURAN'DA MİRAÇ KANDİLİ
Kur'ân–ı Kerim’de İsrâ suresi bu İsrâ olayını anlatır. Necm
suresi de İsrâ’nın devamı olan Miraç Kandilini anlatır. Âyetlerde
biraz da kapalı olarak anlatılan bu esrarengiz Miraç yolculuğu,
Hazreti Muhammid'in bir çok hadîslerinde detaylarıyla
aktarılmıştır.
MİRAÇ GECESİNİ ANLATAN SURELER
Kuran-ı Kerim'deki Miraç gecesini anlatan sureler şöyledir;
Isrâ Sûresi 1
"Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu
Muhammedi, Mescid-i Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i
Aksaya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden
uzaktır O! Gerçekten, herseyi işiten, her şeyi gören O'dur."
Necm Suresi :
1 - İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
2 - Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
3 - O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
5 - Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
6 - (Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
7 - O, en yüksek ufukta idi.
8 - Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
9 - Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
10 - (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
11 - Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
12 - Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.
13 - Andolsun onu bir kez daha görmüştü.
14 - Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.
15 - Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.
16 - Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
17 - (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.
18 - Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.