Minik Enes iki kez öldü
Abone olİnegöl'de, foseptik çukuruna düşen çocuk öldü sanılarak, poşete konuldu. Enes için sonrası felaketti
Bursa'nın İnegöl ilçesinde, foseptik çukuruna düştükten
sonra ''Öldü'' denilerek ceset torbasıyla İnegöl Devlet hastanesine
götürülen 6 yaşındaki Enes Ataman'a ilk müdahaleyi yapan Dr. Özlem
Ozan Çatal'ın yoğun çabaları, küçük çocuğun minik kalbinin bir
süreliğine de olsa yeniden atmasını sağladı.
İnegöl Devlet Hastanesi Acil Serviste görevli Dr.
Özlem Ozan Çatal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, talihsiz
çocuğun kendilerine geldiğinde ''eks'' durumda olduğunu,
solunumunun bulunmadığını belirtti.
Çocuğa kalp masajı yaptıklarını, solunum tüpü takıldığını,
akciğerlerindeki sıvının boşaltıldığını anlatan Çatal, şunları
kaydetti:
''O YAŞLARDA YEĞENİM VAR, ELİMİ ÜZERİNDEN
ÇEKEMEDİM''
''Uzun süre uğraştık. Kalp masajı dahil gereken tüm müdahaleleri
yaptık ve yaklaşık bir saat sonra çocuğun kalp atışlarını duyduk.
Bize geldiğinde ne solunumu ne göz refleksi hiçbir şeyi yoktu. 'Bir
umut' diye müdahale ettik, uğraştık. Bu olmayacak bir şey değil.
Kalp atışı olmayıp da döndürdüğümüz hastalar oluyor. Bunda da
denedik. Ümit yoktu. Beyin ölümü gerçekleşmişti. Yaşamını
sürdüremeyecek boyutta olduğunu ailesine söyledik. Uğraştık, kalp
atışları dönünce, yine bir umutla iyi bir yoğun bakıma gönderildi.
Bize getirdiklerinde de çocuğun bir saat falan çukurda kaldığını
söylüyorlardı. Üzerinden uzun süre geçmişti. Su çok soğuk olduğu
için vücut ısısı düşmüştü. Bunun sonucunda kalp atışının yeniden
sağlandığını düşünüyorum.
Benim de o yaşlarda yeğenim var, elimi üzerinden çekemedim. Bir
ümitle uğraştık. Çok küçük olduğu için müdahaleden
vazgeçemedik.''
Enes Ataman'a Bursa'daki özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde
müdahale eden Prof. Dr. Ferda Kahveci de küçük çocuğun İnegöl
Devlet Hastanesinden iyi bir yoğun bakım ihtiyacı olduğu için
hastanelerine sevk edildiğini kaydetti.
''BİLİNCİ KAPALIYDI''
İnegöl'deki hastaneye geldiğinde çocuğun kalp atışının olmadığının
belirlendiğini anlatan Kahveci, şöyle devam etti:
''Kalp masajı ve tıbbi tedaviyle cevap alındıktan sonra bize
geldiğinde, kalbi sonradan çalıştırılmış bir kişide olduğu gibi
bilinci kapalıydı, herhangi refleks yanıtları yoktu. Solunumu da
bulunmuyordu ve solunum cihazına bağlıydı. Tansiyonu çok düşüktü.
Bu arada, uzun süre kanalizasyon suyunda kaldığı için vücut
sıcaklığı da çok düşmüştü, 27 dereceyle aldık. Yoğun bakımda
solunum cihazına bağladık. Tansiyonunu yükseltmek için ilaç
tedavisine başladık. Akciğerleri kirli sıvıyla temas ettiği için
hasarlanmıştı. Bronkoskopi yapılarak bronş temizliği ve antibiyotik
tedavileri yapıldı. Hasta ısıtılmaya başlandı. Bu arada akciğer ve
midede kanama başlayınca ona yönelik tedavi de sağlandı.
Hastanemizde 24 saat bile kalamadı. Cevap vermedi tedaviye. İlaç
tedavisine rağmen kalbi durdu, kaybettik. Zaten bize geldiğinde
tıbbi tedaviye cevap vermeyecek kadar zarar görmüştü.''
Kahveci, Enes'in ölümünün boğulmadan kaynaklandığını, düştüğü
çukurda oksijensizlik sonucu kalbinin durduğunu ifade ederek,
''Orada kaldığı süre çok uzun. Daha sonra kalbini çalıştırmak için
uğraşılan zaman da çok uzun. Kalp dönse bile bu tür olaylarda beyin
fonksiyonlarının çok ağır zarar gördüğünü biliyoruz'' dedi.