Milyonların kaderi bu savaşta
Abone olABD Başkanı Bush, 11 Eylül'ün yıl dönümünde Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten ulusa seslendi.
ABD Başkanı George W. Bush, 11 Eylül terörist saldırılarının
yıldönümünde, gelecek kuşakları ''nükleer silahlarla donanmış
terörist devletler ve radikal diktatörlerle yönetilen bir Orta
Doğu'yla'' karşı karşıya bırakmayacaklarını belirterek, ''umut dolu
bir Orta Doğu'nun kurulmasına'' çalışılacağı mesajı verdi. ABD
Başkanı, New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu İkiz
Kuleler ve Washington'da Pentagon'a düzenlenen saldırıların beşinci
yıldönümünde, Beyaz Saray'daki Oval Ofis'ten ulusa seslendi.
Bush, ülkeyi bekleyen tehditler, güvenliği sağlamak için yürütülen
çabalar ile ''dünyada barışın kilidini tutan daha umut dolu bir
Orta Doğu'nun kurulması" yolunda yapılanları anlattı. Bush,
konuşmasında bugün ABD'nin saldırılara karşı daha güvende olduğunu,
ancak tam anlamıyla güvenliğin sözkonusu olamayacağını söyledi. ABD
Başkanı, teröristlerin ''saptırılmış bir İslam anlayışı''
bulunduğunu ve ''radikal İslam imparatorluğu'' kurma amacı
taşıdığını, bu meselenin bir ''ideoloji mücadelesine'' dönüştüğünü
kaydetti.
Bush, ''çocuklarımızı, nükleer silahlarla donanmış terörist
devletler ve radikal diktatörlerle yönetilen bir Orta Doğu'yla
karşı karşıya bırakmayacağız'' derken, 11 Eylül saldırılarının
mimarı terörist Usame bin Ladin'in, ne kadar zaman alırsa alsın bir
gün yakalanıp adalet önüne getirileceğine söz verdi. George W.
Bush, ABD'nin işini bitirmeden Irak'tan çekilmeyeceğini, çekilirse
bunun ''yenilgi'' anlamına geleceği ve teröristlerin elini
güçlendireceğini söyledi.
11 Eylül'den bu yana geçen beş yılda Amerikan topraklarında
terörist saldırı olmadığını, ancak El Kaide ve yandaşlarının, iki
düzine ülkede saldırılar düzenlediğini belirten Bush, artık
ABD'nin, Orta Doğu'da ne pahasına olursa olsun istikrarı koruma
politikasının değiştiğini ifade etti. Bush, ABD'nin amacının, Orta
Doğu'da radikalizmi azaltarak çocuklarına daha güvenli bir gelecek
sağlamak olduğunu ve 11 Eylül vesilesiyle bir kez daha kendisini,
tarih tarafından sunulan bu amaca adadığını belirtti.
''DÜŞMAN HAKKINDA ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK''
Başkan Bush, 11 Eylülden bu yana ''düşman'' hakkında çok şey
öğrendiklerini belirterek, ''kötü ve acımadan öldürüyor ama amaçsız
değil. Saptırılmış bir İslam vizyonuyla hareket eden aşırıların
küresel ağ kurduğunu öğrendik. Totaliter bir ideolojileri var,
özgürlükten nefret ediyorlar, hoşgörüyü reddediyorlar ve
kendilerine karşı çıkanlara tahammülleri yok. Amaçlarının,
kadınların evlerinde hapis olduğu, erkeklerin kaçırdıkları namaz
için dövüldüğü, teröristlerin Amerika ve diğer medeni ülkelere
karşı saldırı planladığı radikal bir İslam imparatorluğu kurmak
olduğunu öğrendik. Bu düşmana karşı savaş, askeri bir çatışmadan
çok daha fazla birşey. Bu, 21. yüzyılın belirleyici ideolojik
mücadelesi ve bizim kuşağımıza çağrıda bulunuyor'' diye
konuştu.
''MİLYONLARIN KADERİNİ BELİRLEYECEK BİR SAVAŞTAYIZ''
ABD Başkanı, şunları kaydetti: ''Düşmanın eline kitle imha
silahları geçerse bize karşı kullanabilir. Amerika bu savaşı
istemedi ve her Amerikalı bitmesini istiyor. Ben de öyle. Ancak
savaş bitmedi. Biz veya düşmanımız zafer kazanana kadar da
bitmeyecek. Bu düşmanları şimdi yenmezsek çocuklarımız, nükleer
silahlarla donanmış terörist devletler ve radikal diktatörler
tarafından yönetilen bir Orta Doğu'yla karşı karşıya kalacak. Bu
yüzyılın gidişatını ve bütün dünyada milyonların kaderini
belirleyecek bir savaştayız.
Amerika için 11 Eylül trajediden daha fazla birşey. Dünyaya
bakışımızı değiştirdi. Düşmanımıza karşı saldırıya geçtik ve
teröristlerle onlara destek veren, barındıranlar arasında ayrım
yapmayacağız.''. Bin Ladin ve onun gibi teröristlere ABD'nin
mesajının açık olduğunu belirten Bush, ne kadar zaman alırsa alsın
ABD'nin onları bulup adalet önüne getireceğini söyledi. Bush, 11
Eylülde ABD'nin, tehditlerle, kendi topraklarına ulaşmadan
savaşması gerektiğini öğrendiğini söyledi ve ''Bana sık sık, 11
Eylül saldırılarıyla bağlantısı olmadığı halde neden Saddam Hüseyin
rejiminin devrildiğini, neden Irak'a girdiğimizi soruyorlar. Onlara
cevabım şu. Saddam rejimi açık bir tehditti. Benim yönetimim,
Kongre ve BM tehdidi gördü. 11 Eylül sonrası Saddam rejimi dünyanın
göze alamayacağı bir risk teşkil ediyordu. Dünya bugün daha güvenli
çünkü Saddam iktidarda değil'' diye konuştu.
Irak'ta ''kararlı bir düşmanla'' karşı karşıya olunduğunu ancak
koalisyon güçlerinin de kararlı olduğunu belirten Bush, ''İşimiz
bitene kadar Irak'tan çıkmayacağız'' dedi. Çekilmeleri halinde
teröristlerin saldırılarını Amerikan topraklarına da taşıyacağını
belirten Bush, Amerika'nın güvenliğinin, ''Bağdat caddelerindeki
savaşın sonucuna dayandığını'' söyledi.
Bin Ladin'in, bu savaşı ''Üçüncü Dünya Savaşı'' olarak
adlandırdığını ve Irak'taki teröristlerin zafer kazanması durumunda
bunun Amerika için ''sonsuza kadar yenilgi ve onur kaybı'' anlamına
geleceğini söylediğini aktaran Bush, Irak'ın bin Ladin gibilerinin
eline bırakılması durumunda ''düşmanın güçleneceğini'' ve Irak'ta
güvenli bir barınak kazanacağını, Irak kaynaklarını, aşırı
hareketleri beslemek için kullanacaklarını kaydetti. Buna izin
verilemeyeceğini vurgulayan Bush, 11 Eylülden bu yana 1.6 milyon
Amerikalı'nın orduya yazıldığını, Amerikan ordusunun gönüllülerden
oluştuğunu hatırlattı ve başladıkları işi bırakmayacaklarını
söyledi.
''ORTA DOĞU'DA SAKİNLİK SERAPMIŞ''
Teröristlerin, oy veren yaşlı adamdan, okula kaydolan kızlardan,
kendi geleneklerine göre Tanrı'ya ibadet eden ailelerden
korktuğunu, seçim şansı verildiğinde halkın, aşırılık ideolojisine
karşı özgürlüğü seçeceğini bildiklerini, bu yüzden özgürlük ve
ılımlılık yanlısı güçlere karşı ayaklandıklarını söyleyen Bush,
''bu mücadele medeniyetler çatışması olarak adlandırıldı. Aslında,
bu medeniyetler mücadelesi. Özgür ülkelerin keyfini yaşadığı yaşam
tarzını korumak için savaşıyoruz. Orta Doğu'daki iyi ve asil
halkların özgürlük, hoşgörü ve kişisel haklara dayalı ayağa
kalkması için savaşıyoruz'' dedi.
''Tiranlıkla özgürlük arasındaki bu mücadelenin'' henüz başında
olduklarını belirten Bush, bazılarının, Orta Doğu'nun özgürlük
isteyip istemediği, ılımlı güçlerin kazanıp kazanamayacağı gibi
konuları sorguladığını ve 60 yıldır ABD'nin Orta Doğu
politikalarına bu şüphelerin yön verdiğini anlattı. ABD Başkanı,
''sonra parlak bir Eylül sabahı, Orta Doğu'da gördüğümüz bu
sakinliğin bir serap olduğu açıkça ortaya çıktı. İstikrar ve barışı
destekleme çabalarımız, bize ikisini de getirmedi. Bu nedenle
politikalarımızı değiştirdik ve Amerika'nın dünyadaki nüfuzunun,
baskı ve radikalizme karşı özgürlük ve demokrasinin
ilerletilmesinde kullanılmasına kendimizi adadık. Bizim
yardımımızla Orta Doğu halkı özgürlüğü için şimdi bir adım öne
çıkıyor. Kabil'den Bağdat'a, Beyrut'a kadar cesur kadın ve erkekler
her gün hayatlarını riske atıyor'' diye konuştu.
Bush, konuşmasının sonunda 11 Eylülün beşinci yıldönümünde ABD'nin
kendisini yeniden ''bu davaya adadığını'' belirtirken, ''önümüzde
zorlu bir yol var. Bu savaşı kazanmak, birlik içinde bir ülkenin
kararlı çabasını gerektiriyor. Farklılıklarımızı bir kenara bırakıp
tarihin bize sunduğu bu testten geçmek üzere birlikte çalışmalıyız.
Düşmanlarımızı yeneceğiz, halkımızı koruyacağız ve 21'inci
yüzyılda, insan özgürlüğünün parlayan çağı olarak liderlik
edeceğiz'' ifadelerini kullandı.