Milyonlarca çalışanı ilgilendiriyor! Yargıtay'dan asgari ücret kararı
Abone olMilyonlarca özel sektör çalışanını yakından ilgilendiren karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, vasıflı bir işçinin büyükşehirlerde asgari ücretle yaşamasının hayatın olağan akışına ters olduğuna hükmetti.
Hukuk bürosunda avukat katibi olarak çalışan genç, ücretlerinin
ödenmediğini belirterek istifa etti. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan
katip, hukuk ofisinde sekreter olarak en son 4 bin TL net ücret ile
çalıştığını kaydetti. İş sözleşmesini ücretinin aylardır ödenmemesi
nedeniyle haklı sebeple feshettiğini belirten davacı katip,
işyerinde tek çalışan olması nedeniyle yıllık izin kullanamadığını,
kendi tuttuğu masraf ajandalarını gerçek ücretin ispatı amacıyla
elinde tuttuğunu, işverenin kendisine istifa dilekçesi vermesi
halinde alacaklarını ödeyeceğini beyan ettiğini, istifa dilekçesi
vermediğini, haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı
ile yıllık izin ve ücret alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan
tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı avukat ise katibin
asgari ücretle çalıştığını belirterek iddiaları yalanladı. Mahkeme
davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı her iki taraf da temyiz
edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay kararında; işin vasıflı bir iş olmasının işçinin
kıdemi yaşadığı şehir dikkate alındığında asgari ücretle
çalışmasının yaşamın olağan akışına uygun olmadığı vurgulandı.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi
amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında
gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görüldüğü hatırlatıldı.
Bu durumda gerçek ücretin tespitinin önem kazandığı, işçinin
kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve
emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususların dikkate alındığı
dile getirildi.
"Davacının hak ve alacakları bu ücret üzerinden
hesaplanmalıdır"
Somut uyuşmazlıkta, davacı aylık ücretinin net 4 bin TL olduğunun
belirtildiği kararda "Davalı asgari ücret ödendiğini savunmuştur.
Davacının hukuk ofisinde sekreter, (avukat katibi belgesi mevcut)
olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, davacıya ödenen
aylık ücretin ispatı yönünde davacının kendi tuttuğu ve işverence
kayıtlara esas alınan masraf ajandalarına dayanmış ve masraf
ajandaları yargılama sırasında mahkeme kasasına alınmıştır.
İşverenin TÜİK verilerine ve davacının işyerinde tuttuğu ajandalara
bir itirazı olmadığı aksine işverence davacının masraf ajandalarını
ve bazı belgeleri yanında götürdüğü iddia edilerek tutanakla
tespiti yaptırılarak Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu
görülmektedir. Davacı masraf ajandalarını fotokopi şeklinde dosyaya
ibraz etmiştir. İncelenen masraf ajandalarında davacıya 2018
yılında 3.500 TL net ücret ödendiği, 2019 yılında ise 4.000 TL net
ücret ödendiği görülmektedir. Davacının 14 yılı aşkın kıdemi,
çalıştığı işyerinin büyükşehirde olması ve yaptığı işin vasıflı bir
iş olması nedeniyle işin niteliği gereği asgari ücretle çalışması
hayatın olağan akışına da uygun düşmemektedir. Tüm bu nedenlerle
avukat sekreteri olarak çalışan davacının 3342 kodlu hukuk
sekreteri için TÜİK tarafından bildirilen emsal ücretle
çalıştığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Davacının hak
ve alacakları bu ücret üzerinden hesaplanmalıdır." denildi.
"Kararın, bozulmasına oy birliği ile karar
verilmiştir"
Kararın devamında "Ayrıca taraflarca işyerinde davacının tek
çalıştığı, işverenin banka kartlarının davacıda bulunduğu, tanık
S.S. beyanında ücretinin davalı talimatıyla davacı tarafından
bankadan çekilerek ödendiği şeklindeki beyanlar gözetildiğinde
banka kayıtları ve dosyaya sunulan masraf ajandaları birlikte
değerlendirilerek 2019 Mart ayı ve sonrası davacının uhdesinde
tuttuğu fazla para olup olmadığı mali müşavir tarafından tespit
edilerek fazla para olması halinde ücret alacağından mahsubu
gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi
hatalı olup, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir. Kararın,
bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.” ifadelerini
kullanıldı.