Milliyet'ten tüm tepkiler cevap
Abone olMilliyet'in, Genelkurmay'ın Kerkük'e müdahale planını konu alan haberi, tartışma yarattı. Derya Sazak, Milliyet adına bu tartışmaların neden çıktığını açıkladı...
Milliyet'in, Genelkurmay'ın Kerkük'e müdahale planını konu alan
haberi, tartışma yarattı. Haber hazırlanırken, diplomasi muhabiri
ve Washington bürosu devreye girmeliydi diyen Derya Sazak,
tepkisini başlıklı yazısıyla dile getirdi.
Milliyet'in 1 Kasım günkü, Genelkurmay'ın Kerkük'e müdahale
planından söz eden '18 saat bize yeter' haberi, askeri hazırlıklara
destek verdiği bildirilen ABD başta, ilgili taraflarca
'doğrulanmayan' içeriği ve medyada yol açtığı 'dezenformasyon ve
manipülasyon' tartışmalarıyla haftanın polemiğini oluşturdu.
Milliyet gibi logosunda 'Basında Güven' yazılı bir gazete için
haberde doğruluk her türlü siyasi kaygının önünde gelir.
Gazetenin temel felsefesi şudur:
'Milliyet haber kaynaklı tüm bilgiler için başvuru kaynağıdır.
Fikir önderleri, yabancı misyonlar, politikacılar, bürokratlar,
akademik çevreler, sanatçılar, araştırmacılar Milliyet'i bir bilen
kişi olarak referans alırlar.'
Manşete tepkiler
55 yıllık yayın hayatında bu ilkeyi özenle korumaya çalışan
Milliyet'in son imaj kampanyasındaki 'O, ne diyorsa odur' sloganı
bu anlayışla seçilmiştir.
Dolayısıyla tek sütun haberden manşete, spordan siyasete,
muhabirden editörlere, yazı işlerinden genel yönetimine bu ilkeler
hepimizi bağlar. Ombudsmanlık (Okur Temsilcisi) görevi de bu
duyarlılık sonucu kurumlaşmıştır.
Kerkük'e müdahale planını hafta boyunca çeşitli açılardan masaya
yatırdık. Sorguladık.
'18 saat bize yeter' manşetini gören kimi meslektaşlarımız da
'Savaşa mı gidiyoruz?' diye sordular. Yabancı ataşeler de 'Ne
oluyoruz?' diye telefonlara sarıldılar.
Aslında Genelkurmay'ın Kerkük planı, daha önce Ortadoğu ve
Cumhuriyet gazetelerinde çıkmıştı. Haber Merkezimiz, Ankara Büro'yu
uyarmış, savunma muhabirimiz Barkın Şık da, kendi kaynaklarından
olayı soruşturmuş. Genelkurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ'un da 2
Kasım salı günkü 'bilgilendirme' toplantısında anlattığı gibi,
Genelkurmay'da Kerkük'teki olası gelişmeleri de içeren 'ihtimaliyat
planları' yapılmaktadır.
Tek kaynak yetmez
Ancak haberde 'yeni' bir unsur olarak ABD'nin de Ankara'nın
hazırlıklarına destek verdiği ve Kerkük'ün demografik yapısının
bozulması halinde askeri müdahaleyi de öngören Kuzey Irak
politikasına sıcak baktığı belirtiliyor.
İşte haberde 'zorlama' bu noktada başlıyor. Genelkurmay'da gizli
bir hazırlık olsa bile, ABD ile 'mutabakat sağlandığı' bilgisinin,
Dışişleri ve ABD Büyükelçiliği nezdinde de doğrulatılması
gerekiyordu. Bu açık nokta Genelkurmay İkinci Başkanı'na basın
toplantısında soruldu ve İlker Başbuğ, 'Kerkük'e müdahaleye ilişkin
ABD ile aramızda anlaşma yok' dedi.
Peki Milliyet bu manşeti niye atmıştı?
ABD ile anlaşma yoksa, haber zaten Cumhuriyet'in tekrarıydı ve
birkaç gün içerisinde Kerkük'e girilmedikçe - ki askeri operasyonun
en son akla gelecek olasılık olduğu her fırsatta açıklanıyor -
haberin gerçekleşme şansı da yok. O halde Barkın Şık bu haberi niye
yaptı ve Ankara Büro'dan, Haber Merkezi'ne oradan Yazı İşleri'ne
uzanan süreçte niye manşet yapıldı?
Muhabirimiz Barkın Şık'ın savunması şöyle:
"Haber kaynağımla yaptığım görüşmede, öncelikle gazetelerde çıkan
müdahale planının var olup olmadığını sordum. Kaynağım, Türk
tarafının Kerkük'ten kaynaklanacak bir iç çatışma, savaş
olasılığına karşı bir müdahale planı bulunduğunu söyledi ve
gazetede çıkan detayları aktardı.
Kaynağım, üçüncü ülkelerin Irak'a müdahalesi ve Türkiye'ye yönelik
muhalefetin ABD'den değil, Irak'tan geldiğine dikkat çekti.
Türk tarafının Kerkük belirsizliği nedeniyle 'Kuzey Irak şartına
bağlanan 8.5 milyar doları kullanmadığını belirten kaynağım, son
dönemde ABD'nin Türkiye'nin Irak politikasına sıcak baktığını
anlattı. Bu ifadenin destek olarak yorumlanıp yorumlanmayacağını
sormam üzerine 'Ne anlıyorsan o' dedi. Aramızdaki görüşme böyle
noktalandı."
Savunma muhabiri kaynaklı istihbarat, habere dönüştürülürken
diplomasi muhabiri devreye girmiyor. Şefleri bu eksiği görüp
müdahale etmeliydi. Tabii İstanbul Haber Merkezi de! Kerkük gibi
'ulusal' kaygılarla yönlendirmeye açık konularda haberin ABD boyutu
da olduğuna göre Washington'daki Milliyet muhabirinden de
yararlanılmalıydı.
'Derin manipülasyon' ve 'dezenformasyon' kuşkusu yaratmamanın yolu,
haberi tek bir kaynağa dayandırmak yerine, ilgili tüm tarafların
görüşlerine dayandırmak, ona göre yazmaktır.
Milliyet okuru, gerçeği öğrenmek için 24 saat bekler!
YAZI:Derya SAZAK