Milliyet'ten dev eğitim atağı
Abone olMilliyet gazetesi, tüm Türkiye'ye örnek olacak bir davranışta bulundu. Kızları okula göndermeyi kafasına koyan Milliyet, dev kampanyaya dev bir adımla başladı.
Gazeteniz Milliyet, 'Okumayan kız kalmasın' diye çıktığı yolda
kız çocuklarının okutulması için gerekli altyapıya katkıda bulunmak
adına ilk adımı atıyor ve 1 milyon YTL ile kampanyayı başlatıyor.
Haydi Türkiye, sıra sizde!
'Baba Beni Okula Gönder'
Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde yol alan Türkiye'nin karanlığa
mahkûm kızlarının çığlığı...
Gurbet'ler, Berivan'lar, Emine'ler, Zübeyde'ler, Hatun'lar,
Nergiz'ler'in ortak yakarışı...
Milli Eğitim Bakanlığı'na göre 570 bin, resmi olmayan verilere göre
ise bir milyon kızımız okula gönderilmiyor...
Oysa onlar okumak istiyorlar.
'Çocuk anne' değil, doktor, mühendis, avukat, öğretmen olmayı hayal
ediyorlar...
Ama babaları, onları okula göndermiyor...
İnandık ve yola çıktık.
Milliyet olarak sosyal sorumluluk anlayışımız çerçevesinde aylardır
ülkemizin bu hayati meselesi üzerinde yoğun bir çalışma
içindeyiz.
Önce "Mülki İdare Amirleri - Sivil Toplum Örgütleri ve Milliyet
Gazetesi 2005 Eğitim Çalıştayı"nda sorunlar masaya yatırıldı.
Doğan Medya Center'daki 'Çalıştay'a ağırlıklı olarak Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yapan ve bu konuda projeler
geliştiren vali ve kaymakamların yanı sıra, Milli Eğitim Bakanlığı
(MEB) yetkilileri katıldı.
Karış karış Anadolu
Ortaya çıkan tablo her bakımdan düşündürücüydü. Güneydoğu ve Doğu
Anadolu'daki 10 ilimizde 250 bin dolayında okumayan kız çocuğu
vardı. Sorun bu bölgeyle sınırlı değildi. İç Anadolu'da, Batı'da,
Trakya'da da aynı sorun değişik oranlarda olsa da pekâlâ
yaşanıyordu.
Milliyet ekipleri yola koyuldular. Anadolu karış karış
dolaşıldı.
İhtiyaçlar, eksikler yerinde görüldü. Yatılı İlköğretim Bölge
Okulları (YİBO) gezildi, çocuklarla konuşuldu. Kimi yerde yurt,
kimi yerde okul yoktu. Var olanlar perişan durumdaydı. Babalar,
kızlarını erkek yöneticilerin bulunduğu yurtlara göndermek
istemiyordu. "Kadın olursa düşünürüm" diyordu.
Okuma şansını yakalayamayan sadece kız çocuklarımız mı? Elbette ki
hayır. Neredeyse bir o kadar da erkek çocuğumuz var okumayan.
O halde neden kızlar?
UNICEF'in "Dünya Çocuklarının Durumu 2004" raporuna göre, Türkiye
ilk ve ortaöğretimde toplumsal cinsiyet eşitliğini
gerçekleştiremeyen ve 2015'e kadar gerçekleştirememe riski olan 12
ülke arasında yer alıyor.
O ülkelerden bazıları da şunlar;
Etiyopya, Fildişi Sahilleri, Burkina Faso, Moğolistan ve
Irak...
Neden mi kızlar?
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği'nce gerçekleştirilen araştırmaya
göre; kız çocuklarının ortaöğretime gitme oranı Türkiye'de yüzde
45.
Bu; İran'da yüzde 69, Mısır'da yüzde 70.
Tablo vahim, söze gerek yok.
Bu yolda MEB, sivil toplum kuruluşları küçümsenmeyecek adımlar
attılar. Ancak sonuç ortada: Bugün ülkemizde hâlâ karanlığa mahkum
olan bir milyon kız çocuğu var...
Daha alınacak o kadar yol var ki...
Hedefimiz net: 'Okumayan Kızımız Kalmasın.'
Zor bir görev olduğunu biliyoruz.
Ama biz inandık.
Okurlarımızın, bu ülkenin geleceğine inanan her vatandaşın aynı
heyecanı taşıdığına eminiz. Ve biliyoruz ki, el ele verdiğimizde
üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok.
Haydi Türkiye...
Siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, mülki idare
amirleri, üniversiteler, işadamları, sanatçılar, sporcular...
Herkese düşen bir görev var.
Gelin, el ele karanlığı aydınlatalım...
İlk adım bizden...
Gazeteniz Milliyet, kız çocuklarının okutulması için gerekli
altyapıya katkıda bulunmak amacıyla ilk adımı atıyor. Ve 1 milyon
YTL (1 trilyon lira) ile kampanyayı başlatıyor.
Haydi Türkiye... Okula gitmek isteyen kız çocuklarımızın sesine
kulak ver...
KAMPANYAYA DESTEK OLMAK İSTEYENLER İÇİN HESAP NUMARALARI
Baba Beni Okula Gönder 'kız yurdu' no'su:
İş Bankası İstanbul Kuledibi Şubesi
YTL: 250514
USD: 78252
EURO: 78285
Baba Beni Okula Gönder 'Burs' hesap no'su:
İş Bankası İstanbul Kuledibi Şubesi
YTL: 250469
USD: 78247
EURO: 78271
ÇAĞRI NO: 0 212 478 0 479
İnternet adresi:
http://bababeniokulagonder.org
Mektup Adresi: Doğan Medya Center "Baba Beni Okula Gönder" 34204
Bağcılar - İSTANBUL
Biz bu çığlığa kulak verdik
Okumak istiyoruz çığlıklarına kulak verip çıktık yola... Dertlerini
dinledik. Kimi hiç okuyamamıştı, kimi 3 yılı kâr sayıyordu...
Okumak, kaderlerini değiştirmek istiyorlardı!
Gurbet, Siirt'in 'Heidi'si
Siirtli Gurbet Göçer, köyünde 5 yıllık eğitim veren bir okul olduğu
için şanslı kızlar arasında. Ama babası için henüz Gurbet'in
geleceği okul olmayabilir, "Göndermeye çalışırım" diyor.
Gurbet, okuldan arta kalan zamanlarda ders çalışmak yerine Botan
Çayı kenarında hiç okuma yazma bilmeyen ağabeyiyle keçileri
otlatıyor.
Emine, okuyup avukat olmak istiyor
Mardin'in Çataltepe köyünden Emine Savcı (13), ilkokul dördüncü
sınıfa kadar gitmiş okula. Babası onu parasızlık nedeniyle, ev
işlerine katkısı olsun diye okuldan almış. Emine, günlerini su
taşıyarak, tarlalarda ailesine yardım ederek geçiriyor. Ama diğer
kızlar gibi en büyük hayali okumak, "Beni yatılı okula gönderseler
giderim. Avukat olmak istiyorum" diyor.
Okuyamamak, annem gibi olmak demek
Vanlı Berivan Varhan, 13 yaşında. "Okuyamamak nedir bilir misiniz?"
diye sordu bize. Cevabı yine Berivan verdi. Annesini gösterdi
gözleriyle, "İşte onun gibi olmaktır. Sürekli çocuk yapmak ve
çocuklarının yaşını bile bilmemektir."
O parasızlık kurbanı
Van'ın Esendere Mahallesi'nde oturuyor Hatun Lale. 11 yaşında.
İlköğretim 3. sınıfa geçtiğinde babası "Artık yetemiyorum" deyip
okuldan almış. Türkçe bilmeyen Hatun, derdini Kürtçe anlatıyor:
"Okuyup öğretmen olmak istiyorum."
Bir mektup yazdı...
Van Başkaleli Nergiz Tezel, 13 yaşında. "Kız kısmı okumaz" diye
ailesi tarafından okuldan alındı. Cesurca bir mektup yazdı ve dedi
ki, "Sesimizi duyun, okula gelmemizi sağlayın." Mektubu,
Güneydoğu'da, Doğu'da pek çok kızın yakarışı aslında.
Okula giderlerse işler kalır
Zübeyde (7) ve Müzeyyen Göçer (8), Siirt - Baykan karayolu üzerinde
eşek üstünde karşımıza çıkıyor. Türkçe bilmiyorlar ama bu onların
okumak istediğini söylemelerine engel değil. Ama köyün imamı Mehmet
Emin Göçer, "Biz bunları okula gönderirsek işler aksar" diyor.
İŞTE SORUNLAR
İşsizlik en büyük etken
YAPISAL SORUNLAR
Ekonomik yetersizlik: İşsizlik en büyük sorun. Aile reislerinin
doğru bir geçim kaynağı yok. Ayrıca çocuk evin geçimi için
çalıştırılıyor.
Çok çocuklu aile yapısı: Aile planlaması yok. Kaymakamlara göre,
aile başı çocuk ortalaması 7. Her evde en az 3 çocuk okul
çağında.
Mevsimlik - geçici işçilik: Birçok aile hasat dönemlerinde
tarlalara giderken çocuklarını da yanında götürüyor. Eğitimleri
yarıda kalıyor.
Göçer aileler: Bölgede çok sayıda belli ikametgâhı olmayan göçer
nüfus var. Çadırlarda yaşıyorlar. Okul çağındaki çocukları
kesinlikle eğitimden yoksun kalıyor.
Geleneksel yapı: Çocukları ev işlerinde kullanmak, erken evlilik,
başörtüsü.
Feodal yapı (Ağa - şıh baskısı): Feodal yapı nedeniyle önder
durumundaki kişiler, çevresindekilerin cehaletinden yararlanıyor.
Kendi düzenini bu şekilde koruyacağına inanıyor, özellikle kızların
okula gönderilmesini engelliyor.
YİBO'lara güvensizlik: İlköğretim birinci kademedeki çocuklar kendi
ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Onlara yardım edecek yeterli
sayıda hizmetli bulunmuyor. Sağlık görevlileri de yok.
Bağnazlık: "Kız çocukları okusa ne olacak", "Okuyanlar ne yapıyor"
gibi yanlış saplantılar, çocukların okula gönderilmesinde
engel.
Türkçeyi konuşamama: Özellikle doğudaki çocuklar Türkçe
bilmiyorlar. Deneyimsiz öğretmenler de bunun karşısında
şaşırıyor.
DEVLET KAYNAKLI SORUNLAR
Öğretmenler deneyimsiz: İlk öğretmenlik tecrübesini bu bölgede
yapıyorlar. Bölgeyi bilmiyor, şartlar karşısında bocalıyorlar.
Hızlı öğretmen sirkülasyonu: Zorunlu hizmet bölgesi olarak
bakıldığı için gelen öğretmen, gideceği günü bekliyor. Bölgeyi
tanıdığında tayini çıkıyor.
Öğretmenlerin yaşam koşulları çok kötü: Öğretmenlerin özellikle
lojman sorunu had safhada. Çoğu okulda tuvalet, su yok.
İl Milli Eğitim müdürleri yetersiz: Müdürlük vasfına sahip
olmayanlar, müdür olarak bölge sorumluluğuna atanıyorlar. Sorunlar
karşısında bocalıyorlar.
Vekil yöneticiler soruna sahip çıkmıyor: Bölgedeki vekil
yöneticiler, kalıcı çözüm üretmekte isteksiz davranıyorlar.
YİBO'lar iyi yönetilmiyor: YİBO'lar özel kurumlar olarak ele
alınmalı, yöneticileri ayrı kriterlerle belirlenmeli.
Kadın yönetici çok az: Kızlara rol modellik yapacak kadın yönetici
yok. Hemşire, ebe dışında çalışan kadın yok.
Rehberlik hizmeti yok: Çocuklar özellikle YİBO'larda psikolojik
bunalıma giriyor. Ancak sorunlarıyla ilgilenecek tek bir sorumlu
yok.
Yurt ve pansiyon yetersiz: YİBO'lardan çıkan öğrencilerin
ortaöğretime devam etme şansları kalmıyor. Çünkü gidebilecekleri
yatılı okullar yok.
KAYNAK: