Milli takımın en iyileri
Abone olMucizelerin takımı Euro 2008'e renk getirdi. Hepsi iyi oynadı ama bazıları öne çıktı. Göze batan futbolcular kimlerdi?
İNTERNETHABER-
Euro 2008'e damgasını vurduk kuşkusuz. Gönüllerde iz bırakan bir takım olarak turnuvaya yarı finalde veda ettik.
Kötü başlayan macera iyi bitti. Hazırlık maçları ve ilk Portekiz maçı sonrası kimse milli takımın buraya kadar geleceğini tahmin etmiyordu.
Geri dönüşlerin kralı olarak mucezevi bir başarılar kazandık. Futbolcular bambaşka bir kimliğe bürünüp performanslarıyla parmak ısırttılar.
Bazı futbolcular öne çıktı, bazıları da hayal kırıklığına uğrattı. İşte o futbolcular:
Orta saha
Hamit Altıntop: "Alnından öpülecek" futbolcu. İlk maçlarda Terim'in kurbanı oldu. Yanlış yerden doğru mevkiye kaydırılınca klasını gösterdi. Asistleriyle milli takımın gizli kahramanıydı.
Mehmet Aurelio: "Her derde deva ilaç" gibi futbolcu. Orta saha ile savunma arasında köprü kurdu. Yerinde müdahaleleri tehlikeli atakları başlamadan bitirdi.
Mehmet Topal: Her takımda olması gereken bir oyuncu. Fizik gücü muhteşem. Galatasaray'daki çıkışının tesadüf olmadığını gösterdi. Doğru zamanda doğru yerde müdahaleleriyle alkış aldı.
Arda Turan: "Boğazın Ronaldosu" lakabını haketti. İsviçre maçını çeviren futbolcu.. Üstün top tekniğini süratiyle harmanladı. Cesareti ve sol kanattan cesur çıkışları, driplingleri süperdi.
Savunma
Servet: "Gazi madalyası" verilse yeridir. Her tarafı kırık dökük halde ter döktü. İnsanüstü bir performansla arkadaşlarını ateşledi. Mücadeleci yönüyle takımın sembol ismi oldu.
Hakan Balta: Hakan Balta İsviçre'de yeniden doğdu. Herkesin turnuva başında "ne işi var bu adamın takımda" dediği isim özelikle Hırvatistan maçında parmak ısırttı. Savunma yapmasını öğrendi, savunmada kademelelere girişi harikaydı.
Forvet
Semih Şentürk: "Nöbetçi golcü" takımının gol kralı oldu. Nihat'ı gölgede bıraktı. İtalyan kulüpleri peşine düştü. Kritik anlarda aldığı sorumluluğu yerine getirdi. Doğru yerde doğru anda olamasını bilen zeki futbolculardan.
Euro 2008'e damgasını vurduk kuşkusuz. Gönüllerde iz bırakan bir takım olarak turnuvaya yarı finalde veda ettik.
Kötü başlayan macera iyi bitti. Hazırlık maçları ve ilk Portekiz maçı sonrası kimse milli takımın buraya kadar geleceğini tahmin etmiyordu.
Geri dönüşlerin kralı olarak mucezevi bir başarılar kazandık. Futbolcular bambaşka bir kimliğe bürünüp performanslarıyla parmak ısırttılar.
Bazı futbolcular öne çıktı, bazıları da hayal kırıklığına uğrattı. İşte o futbolcular:
Orta saha
Hamit Altıntop: "Alnından öpülecek" futbolcu. İlk maçlarda Terim'in kurbanı oldu. Yanlış yerden doğru mevkiye kaydırılınca klasını gösterdi. Asistleriyle milli takımın gizli kahramanıydı.
Mehmet Aurelio: "Her derde deva ilaç" gibi futbolcu. Orta saha ile savunma arasında köprü kurdu. Yerinde müdahaleleri tehlikeli atakları başlamadan bitirdi.
Mehmet Topal: Her takımda olması gereken bir oyuncu. Fizik gücü muhteşem. Galatasaray'daki çıkışının tesadüf olmadığını gösterdi. Doğru zamanda doğru yerde müdahaleleriyle alkış aldı.
Arda Turan: "Boğazın Ronaldosu" lakabını haketti. İsviçre maçını çeviren futbolcu.. Üstün top tekniğini süratiyle harmanladı. Cesareti ve sol kanattan cesur çıkışları, driplingleri süperdi.
Savunma
Servet: "Gazi madalyası" verilse yeridir. Her tarafı kırık dökük halde ter döktü. İnsanüstü bir performansla arkadaşlarını ateşledi. Mücadeleci yönüyle takımın sembol ismi oldu.
Hakan Balta: Hakan Balta İsviçre'de yeniden doğdu. Herkesin turnuva başında "ne işi var bu adamın takımda" dediği isim özelikle Hırvatistan maçında parmak ısırttı. Savunma yapmasını öğrendi, savunmada kademelelere girişi harikaydı.
Forvet
Semih Şentürk: "Nöbetçi golcü" takımının gol kralı oldu. Nihat'ı gölgede bıraktı. İtalyan kulüpleri peşine düştü. Kritik anlarda aldığı sorumluluğu yerine getirdi. Doğru yerde doğru anda olamasını bilen zeki futbolculardan.