Milli Eğitim, Aziz Nesin'i es geçti
Abone olMilli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim için 100 temel eser belirledi. Fakat bu kitapların içinde Aziz Nesin'in yokluğu dikkat çekti. Türenç, bu tutumu eğitimdeki zihniyete bağla
Tufan Türenç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilköğretim için
belirlediği 100 temel eseri yazdı. Türenç, Milli Eğitim'in Aziz
Nesin'in kitaplarına yer vermemesine tepki gösterdi. Türenç,
"Boşuna uğraşmasınlar Aziz Nesin unutulmaz" isimli yazısında
eğitimdeki zihniyet yapısısını eleştirdi.
Yazı: Tufen Türenç
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik uluslararası mizah yazarı Aziz Nesin’i tanımıyor desem bu olanaksız.
Kendisi okumasa mutlaka hocalarından duymuştur ününü ve önemini.
Nesin’in toplumsal gözlemlerinin ne kadar güçlü ve gerçekçi olduğunu...
Öykülerinin güldürürken düşündürdüğünü ve yaşamın gerçeklerini öğrettiğini...
Toplumsal adaletsizliğin yarattığı üzücü olayları, yazar çizer ve aydınların çektiği çileleri ustalıkla nasıl güldürü öykülerine dönüştürdüğünü...
Ve de toplumsal olaylarda nasıl bir aydın dürüstlüğü ve sorumluluğu sergilediğini...
Hocaları mutlaka ona anlatmıştır.
Ama belli ki Bakan Çelik bunlardan hiç etkilenmemiş.
Etkilenmeyi bırakın belli ki Aziz Nesin’e karşı bir hınç ve öfke duymuş.
Ünlü yazarın Türk insanına okumayı sevdirmek için bir yaşam boyu verdiği emeklere de saygı duymamış.
Yapıtları üst üste konulduğunda kendi boyunu fersah fersah geçtiğini de unutmuş.
* * *
Aziz Nesin...
Türk edebiyatının efsanevi devlerinden... Yapıtları pek çok yabancı dile çevrilmiş. Yüzlerce ulusal ve uluslararası ödülün sahibi...
Beş kıtada yaşayan insanlar onu okumuşlar, bundan sonra da okumaya devam edecekler.
Ama böyle bir yazarın yapıtlarına bizim Milli Eğitim Bakanlığımız ilköğretim öğrencileri için seçtiği 100 temel eser arasında lütfedip yer vermemiş.
Ünlü yazarın oğlu Ali Esin haklı olarak isyan ediyor ve kararı kınıyor:
‘Yüz binlerce yetişkin okumayı Aziz Nesin sayesinde ve çocukluğunda sevmiştir.
Yüz binlerce insanın ilk okuduğu kitap Aziz Nesin’in kitaplarıdır. MEB yetkilileri bunu bilmezler mi? Bilmiyorlarsa orada ne işleri var? Biliyorlarsa amaçları ne?’
* * *
Oysa büyük ustanın çocuklara dönük harika kitapları var. Bazılarını MEB yetkililerine anımsatalım:
Şimdiki Çocuklar Harika, Ben de Çocuktum, Bu Yurdu Bize Verenler, Borçlu Olduklarımız, Pırtlatan Bal, Uyusana Tosunum, Anıtı Dikilen Sinek...
Evet Ali Nesin’in vurguladığı gibi ‘Amaç ne?’
Aslında amaç açık.
Gericiliğe, yobazlığa, şeriatçılığa şiddetle karşı koyan, Türkiye’yi Ortadoğu karanlığına sürüklemek isteyenlere savaş açan ve daima laik demokratik cumhuriyeti savunan Aziz Nesin’i yeni nesillere unutturmak.
Aziz Nesin gibi bir devi unutturma, yapıtlarını yok sayma olanağı var mı?
Bunu ancak çağın yüzlerce yıl gerisinde kalmış, akıl ve bilimden kopmuş kafalar hayal edebilir.
Bu karar, Milli Eğitim Bakanlığı gibi çok önemli bir kurumda hangi dünya görüşünün egemen olduğunu gösteriyor.
Bakan Çelik bu büyük yanlışı bugüne kadar düzeltmediğine göre bakanlık sorumlularının görüşlerine katılıyor demektir.
Politikacılar hangi makama yükselirlerse yükselsinler, iktidarları ne kadar sürerse sürsün bir gün unutulup gidecekler.
Bundan çok değil on yıl sonra Hüseyin Çelik’i hiç kimse anımsamayacak.
Ama Aziz Nesin bıraktığı yapıtlarla yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada yüzyıllar sonra bile yaşayacak.
Yazı: Tufen Türenç
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik uluslararası mizah yazarı Aziz Nesin’i tanımıyor desem bu olanaksız.
Kendisi okumasa mutlaka hocalarından duymuştur ününü ve önemini.
Nesin’in toplumsal gözlemlerinin ne kadar güçlü ve gerçekçi olduğunu...
Öykülerinin güldürürken düşündürdüğünü ve yaşamın gerçeklerini öğrettiğini...
Toplumsal adaletsizliğin yarattığı üzücü olayları, yazar çizer ve aydınların çektiği çileleri ustalıkla nasıl güldürü öykülerine dönüştürdüğünü...
Ve de toplumsal olaylarda nasıl bir aydın dürüstlüğü ve sorumluluğu sergilediğini...
Hocaları mutlaka ona anlatmıştır.
Ama belli ki Bakan Çelik bunlardan hiç etkilenmemiş.
Etkilenmeyi bırakın belli ki Aziz Nesin’e karşı bir hınç ve öfke duymuş.
Ünlü yazarın Türk insanına okumayı sevdirmek için bir yaşam boyu verdiği emeklere de saygı duymamış.
Yapıtları üst üste konulduğunda kendi boyunu fersah fersah geçtiğini de unutmuş.
* * *
Aziz Nesin...
Türk edebiyatının efsanevi devlerinden... Yapıtları pek çok yabancı dile çevrilmiş. Yüzlerce ulusal ve uluslararası ödülün sahibi...
Beş kıtada yaşayan insanlar onu okumuşlar, bundan sonra da okumaya devam edecekler.
Ama böyle bir yazarın yapıtlarına bizim Milli Eğitim Bakanlığımız ilköğretim öğrencileri için seçtiği 100 temel eser arasında lütfedip yer vermemiş.
Ünlü yazarın oğlu Ali Esin haklı olarak isyan ediyor ve kararı kınıyor:
‘Yüz binlerce yetişkin okumayı Aziz Nesin sayesinde ve çocukluğunda sevmiştir.
Yüz binlerce insanın ilk okuduğu kitap Aziz Nesin’in kitaplarıdır. MEB yetkilileri bunu bilmezler mi? Bilmiyorlarsa orada ne işleri var? Biliyorlarsa amaçları ne?’
* * *
Oysa büyük ustanın çocuklara dönük harika kitapları var. Bazılarını MEB yetkililerine anımsatalım:
Şimdiki Çocuklar Harika, Ben de Çocuktum, Bu Yurdu Bize Verenler, Borçlu Olduklarımız, Pırtlatan Bal, Uyusana Tosunum, Anıtı Dikilen Sinek...
Evet Ali Nesin’in vurguladığı gibi ‘Amaç ne?’
Aslında amaç açık.
Gericiliğe, yobazlığa, şeriatçılığa şiddetle karşı koyan, Türkiye’yi Ortadoğu karanlığına sürüklemek isteyenlere savaş açan ve daima laik demokratik cumhuriyeti savunan Aziz Nesin’i yeni nesillere unutturmak.
Aziz Nesin gibi bir devi unutturma, yapıtlarını yok sayma olanağı var mı?
Bunu ancak çağın yüzlerce yıl gerisinde kalmış, akıl ve bilimden kopmuş kafalar hayal edebilir.
Bu karar, Milli Eğitim Bakanlığı gibi çok önemli bir kurumda hangi dünya görüşünün egemen olduğunu gösteriyor.
Bakan Çelik bu büyük yanlışı bugüne kadar düzeltmediğine göre bakanlık sorumlularının görüşlerine katılıyor demektir.
Politikacılar hangi makama yükselirlerse yükselsinler, iktidarları ne kadar sürerse sürsün bir gün unutulup gidecekler.
Bundan çok değil on yıl sonra Hüseyin Çelik’i hiç kimse anımsamayacak.
Ama Aziz Nesin bıraktığı yapıtlarla yalnız Türkiye’de değil tüm dünyada yüzyıllar sonra bile yaşayacak.