Ülkemizi yönetenler terörizmle mücadelede çağ atlamış olacak ki
bu çağı yaşayan bizler devlet büyüklerimizin mücadele tarzını bir
türlü kavrayamıyoruz.
Oysa başta Silivri olmak üzere yurt çapında teröristlerin
hepsini derdest etmemiş miydik?
Öyleyse neden hâlâ şehit haberleri geliyor?
Ardından “gereken yanıt verilecek” tarzında pişkin
söylemler…
Ortada bir tuhaflık var.
Ortada bir yanlışlık var.
BÜYÜK BİR TEZAT VAR!
Zira yaşadıklarımız kâbusu aratmıyor.
Bunca melanete ne demeli?
Canımızı yakan şey ya millet olarak bozulan psikolojimizin bize
oynadığı bir oyun ya da çok kötü kandırılmakta, uyutulmaktayız.
Yoksa ülkeyi yönetenlerin söyledikleri ile gerçekte yaşananlar
siyah ile beyaz kadar zıt olabilir mi?
Kaldı ki içinde bulunduğumuz durumu sadece bir günlük gündeme
bakarak görmek de mümkün.
Nasıl mı?
Bu yazıyı okuduktan hemen sonra internet aracılığıyla kolayca
erişebileceğiniz gazete başlıklarına bir göz atmanız yeterli.
Bu günkü başlıklardan bir kısmını sizin için yazıma taşıdım;
- 6 Asker 2 korucu şehit.
- Kapıkule’de cephanelik gibi kaçakçılık.
- Türk bayrağı asan genç kızı darp ettiler.
- Borcu borçla kapatmak giderek yaygınlaşıyor!
- O villa yine gündemde!
- Bakan Şimşek ezilen kesimi sayılarla açıkladı.
Ne yazık ki yukarıda ki başlıkların detayları çok
daha vahim ve iç karartıcı.
İşte hükümetin büyüyoruz, dış itibarımız artıyor ve
ille de İSTİKRAR dediği ülkenin genel durumu bu!
Son on senelik yönetim boşluğunun tahribatını tamir
etmek en iyimser şekilde birkaç on yılda mümkün olabilecek.
Türk Milleti bunun elbette farkında lakin yoksulluğun
gözü kör olsun!
Bunca hayati sorunlar katlanarak büyürken Türk
kamuoyu 500 kişilik nüfuslu okulu olmayan köye 150 metre mesafeyle
2 cami yapılmasını tartışıyor.
Okullar, fabrikalar, bilimsel alanda teşvikler,
istihdama yönelik adımlar neredyse artık hiç konuşulmuyor.
Onun yerine daha büyük hapishaneler, adalet kavramı
sulandırılmış bir ortamda ihtişamıyla yüreklere korku salacak
adalet sarayları ve dev camilerin açılışını konuşuyoruz.