Millete Hizmet Yolunda
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Emin olunuz ki, istiklalimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle m...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Emin olunuz ki, istiklalimizi,
birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle,
örgütlerle mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir.
Uluslararası merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet
eden örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap
sorulacaktır” dedi.
Başbakan Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında gündemdeki
konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çok zorlu, çok
meşakkatli, çok çetin bir seçim sürecinin ardından yeniden
vatandaşların evlerine misafir olduklarını belirten Başbakan
Erdoğan, 30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin Türkiye’ye,
millete, demokrasiye ve şehirlere hayırlı olmasını dilediğini ifade
etti.
“SANDIĞA GÖMÜLDÜLER”
3 Kasım 2002 tarihinden bu yana geçen 12 yılda, 3 Genel Seçim, 3
Yerel seçim, 2 halkoylaması olmak üzere, vatandaşların 8 defa
sandığa gittiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin 8 defa
zorlu imtihanlardan geçtiğini söyledi. Son yerel seçimlere katılım
oranın yüzde 90’lara ulaşması dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nde
demokrasi rekoru kırıldığını belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye,
meselelerini, sokakta değil, karanlık odalarda değil, sandıkta
çözüme kavuşturdu. Ülkemize tercihlerini, rotasını, istikametini
sandıkta belirledi. Her seçimde kazanan, milli irade oldu, Yeni
Türkiye oldu; kazanan demokrasi oldu. Vesayeti savunanlar, eski
Türkiye’yi savunanlar, milli iradeyi ipotek altına almak
isteyenler, her defasında hezimete uğradı, her defasında sandığa
gömüldü” diye konuştu.
“ÜLKEMİZ İHANET ŞEBEKESİ TARAFINDAN ESİR ALINMAK İSTENDİ”
30 Mart 2014’te gerçekleştirilen Mahalli İdareler seçiminin, bu
tablonun çok daha şedit, çok daha bariz biçimde ortaya çıktığı bir
seçim olduğuna dikkate çeken Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimleri
öncesinde yaşananları vatandaşların tekrar hatırlamasını isteyerek,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, şahsıma, çalışma arkadaşlarıma,
hatta aileme yönelik son derece ahlak dışı saldırılar yapıldı.
Milli iradeyi gölgelemek, demokrasiyi devre dışı bırakmak, hukuku
çiğnemek suretiyle Türkiye, kutlu istikametinden saptırılmak
istendi. 30 Mart öncesi yapılan saldırılar, sadece şahsımızı,
sadece ailemizi, arkadaşlarımızı, hükümetimizi hedef almakla
kalmadı. Ne acıdır ki, ülke içindeki bazı ihanet şebekeleri ve ülke
dışında bunlara lojistik sağlayan bazı örgütler tarafından,
ülkemizin istiklali, istikbali; ülkemizin, birliği, kardeşliği
hedef alındı. Her gün ortalığa saçılan ses kayıtlarıyla, montaj
kasetlerle, kimi zaman görüntülerle, toplumsal değerlerimiz, dini
ve manevi değerlerimiz açıkça ayaklar altına alındı. Hazreti
Peygamberimizin dahi, kirli bazı örgütler tarafından son derece
edepsiz biçimde istismar edildiğine, saygısızca kullanılmak
istendiğine şahit olduk. Hiçbir değere hürmeti olmayan; dini,
manevi, toplumsal ve insani hiçbir kutsalı tanımayan, helal ve
haram kavramlarının sınırlarını kaybetmiş bir örgütün öncülüğünde,
ülkemiz adeta esir alınmak istendi.”
“İŞTE BU SALDIRILARA ‘DUR’ DEDİNİZ”
Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarının ardından da1 7 Aralık ve 25
Aralık darbe girişimlerinin hedefinin, mevcut hükümeti zayıflatmak,
yıpratmak ve ardından da iktidardan uzaklaştırmak olduğunu
vurguladı. Sokakları hareketlendirmek, sosyal medya aracılığıyla
gençleri sokağa dökmek, şiddeti körüklemek suretiyle huzuru bozmak
istediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Ekonomiyi durdurmak,
tüm kazanımlarımızı yok etmek, Türkiye’nin istikrarla büyümesini
yavaşlatmak istiyorlardı. Küresel ölçekteki büyük projelerimizi,
Hızlı Tren, 3’üncü Boğaz Köprüsü, 3’üncü Havalimanı, Marmaray gibi
projeleri durdurmak, Türkiye’nin küresel rekabetteki gücünü kırmak
istiyorlardı. Artık şehadet haberlerinin gelmediği, artık ölüm
haberlerinin gelmediği, başarıyla ilerleyen Çözüm Süreci’ni akamete
uğratmak, kardeşliğimize darbe vurmak istiyorlardı. Türkiye 2023
hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlerken, içerden ve dışardan
birileri, bu kararlı yürüyüşün önünü kesmek istiyorlardı. İşte siz,
bu saldırılara ‘dur’ dediniz. Siz, İstiklalimize, yeniden İstiklal
Mücadelemize sahip çıktınız. Sabrettiniz, tahammül ettiniz, sandığa
gittiniz ve söyleyeceğinizi çok net biçimde sandıkta söylediniz.
Sandıkta verdiğiniz kararla, Yeni Türkiye ve Büyük Türkiye hedefine
sımsıkı sahip çıktınız, o hedefleri muhafaza ettiniz. Bir kez daha
açık bir şekilde görülmüştür ki, Türkiye demokrasisi olgun bir
demokrasidir. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, halkımızı reşit
olarak görmeyen, halkın iradesini, milletin iradesini vesayet
altına almaya çalışanlar o irade karşısında hüsrana uğramışlardır”
dedi.
“KENDİ ÜLKESİNE İHANET EDENLERDEN MUTLAKA HESAP SORULACAK”
30 Mart seçimlerinde, milletin, demokrasiye inanmayanlara, halkın
iradesine güvenmeyenlere asla unutamayacakları büyük bir ders
verdiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, bu vesileyle millete
şükranlarını sunduğunu söyledi. İradesine, ülkesine, bayrağına,
istiklaline, demokrasisine sahip çıkan; İstiklal Mücadelesi ruhuyla
sandığa giden millete çok çok teşekkür ettiğini, her birinizden
Allah’ın razı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, “Şunu bir kez daha
ifade etmek isterim ki; 30 Mart seçimlerini kazanan, en başta aziz
milletimiz olmuştur, en başta Türkiye olmuştur. Türkiye, 77 milyon
her bir ferdiyle, bu seçimden kazançlı çıkmıştır. 30 Mart öncesinin
demokrasi ve hukuk dışı tartışmaları sona ermiş, Yeni Türkiye
ideali zaferini ilan etmiş, Türkiye kutlu yolculuğunda bütün
vatandaşlarıyla yeniden güç ve motivasyon kazanmıştır. 30 Mart
seçimleriyle, sizlerin bize verdiğiniz mesajı çok iyi okudu, çok
iyi anladık. Şundan emin olunuz ki, istiklalimizi, birliğimizi,
kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle
mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir. Uluslararası
merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet eden
örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır.
Sizler, 30 Mart’ta sandıkta bize bu yetkiyi verdiniz, bu talimatı
verdiniz. Hiç endişeniz olmasın, bizler de vazifemizi bihakkın
yerine getireceğiz. Yine sizler, 30 Mart’ta, aktif dış
politikamızın, Çözüm Süreci’nin, küresel yatırımların, özellikle de
ekonomik politikalarımızın devamı konusunda bize güvenoyu verdiniz”
şeklinde konuştu.
“ÖRGÜTÜN PEŞİNE VAGON OLAN MUHALEFET PARTİLERİ CEVABI ALDILAR”
Başbakan Erdoğan, 12 yıldır yaptıkları gibi, dış politikada, iç
politikada, sosyal politikalar da ve ekonomide, milletin çizdiğiniz
istikamette yürümeye ve millete hizmet üretmeye devam edeceklerinin
altını çizdi. “30 Mart’ta sandıkta sizler, huzur dediniz, kardeşlik
dediniz, istikrar dediniz” diyen Başbakan Erdoğan, “Hiç endişeniz
olmasın, Türkiye’de gerilimlerin tarafı olmayacak, huzurun,
kardeşliğin, istikrarın bozulmasına asla göz yummayacağız. Bütün
arzumuz, sizin sandıkta ders verdiğiniz muhalefet partilerinin de,
sizin mesajınızı okumaları, gereğini yapmalarıdır. 30 Mart
öncesinde karanlık örgütlerin peşine vagon olan muhalefet partileri
sizden zaten gereken cevabı aldılar. Muhalefetin de artık
değişmesi, 2023 hedefleri doğrultusunda, Yeni Türkiye hedeflerine
ulaşma istikametinde vazifesini yapması 77 milyonun beklentisidir.
Muhalefetin, 30 Mart öncesi düştüğü hatayı görmesini, bunu
sorgulamasını, kendisini yenilemesini arzuluyor ve bekliyoruz”
dedi.
“KISA SÜRE ZARFINDA ADAYIMIZI AÇIKLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz, 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine, tam bir dostluk, kardeşlik, sükunet ve suhulet
havasında girmek istiyoruz. Cumhur, tarihimizde ilk kez
Cumhurbaşkanını seçecek. 2007’de yaptığımız Anayasa Değişikliği ile
bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı’nın sizler tarafından seçilmesini
Anayasal hükme bağladık. Ağustos ayında ilk kez bu seçimleri
gerçekleştireceğiz. Bizim aday tespit çalışmalarımız son derece
hassas bir şekilde ilerliyor. İnşallah, kısa süre zarfında
adayımızı açıklayacak, Türkiye’yi 77 milyonuyla kucaklayan bir
atmosferde seçimleri gerçekleştireceğiz. Ne seçim öncesinde, ne
seçim sonrasında bir belirsizliğin oluşmasına izin vermeyeceğiz.
Türkiye’nin ve ekonominin belirsizlik içine girmesine asla göz
yummayacağız. İnşallah, Türkiye bu seçimlerden de güçlenerek
çıkacak ve 2023 hedeflerine artık çok daha yakınlaşmış olacak.”
“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN DUALAR EDİLDİ”
Bu ay içinde, Türkiye, millet, cumhuriyet ve demokrasi için çok
önemli bir yıldönümünü idrak ettiklerinin altını çizen Başbakan
Erdoğan, “23 Nisan’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının
94’üncü yıldönümünü milletçe kutladık. 23 Nisan 1920’de Türkiye
Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelli ettiği yegane merkez
olarak kabul edildi. Ankara’dan yayılan heyecan, sadece Misak-ı
Milli sınırlarının içinde kalmadı. Hindistan’daki, Pakistan’daki,
Afganistan’daki, Balkanlar’daki, Ortadoğu’daki, kardeşlerimiz bu
sevince ortak oldu. Dünyanın dört bir yanından dualar edildi.
Dünyanın dört bir yanından insanlar, kardeşlerimiz parmaklarındaki
yüzükleri, kollarındaki bilezikleri çıkarıp, Meclis için, Kurtuluş
Savaşımız için gönderdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geniş
medeniyet havzamızdaki mazlumların hepsi için bir umut ışığı oldu.
Bu topraklar üzerinde yaşayan farklı renkler, farklı etnik gruplar,
farklı mezhepler, yüreklerini, varını yoğunu ortaya koyarak,
Meclis’in iradesi altında, Kurtuluş Savaşımız için, ortak
ideallerimiz için mücadeleye başladı. O kurucu Meclis’te yalnızca
ve yalnızca millet egemenliği vardı. Hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç
kimsenin horlanmadığı, hiç kimsenin aşağılanmadığı, hiç kimsenin
ötekileştirilmediği bir atmosfer vardı. İşte o birliktelik, o
kenetlenme hali, o kardeşlik ruhu, o dayanışma iklimi, bizi
bugünlere getirdi. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
açılışının 94’üncü Yıldönümünde, şu hususu önemle vurgulamak
isterim” diye konuştu.
“MECLİS’İ SİNDİRMEYE ÇALIŞAN HİÇBİR GÜÇ KARŞILIK BULMAMIŞTIR”
Başbakan Erdoğan, bu Meclis’in, çok büyük acılar neticesinde
kurulduğuna vurgu yaparak, “Bu Meclis, şehitlerimizin,
gazilerimizin, aziz milletimizin fedakarlıkları, cansiperane
gayretleriyle kurulmuştur. Bu Meclis, bize Cumhuriyetimizi armağan
etmiştir. 23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir gölge
kabul etmemiştir, etmeyecektir. Zaman zaman, demokrasimizin
kesintiye uğratıldığı, Meclis’in varlığının hiçe sayıldığı, milli
iradenin yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Demokrasinin, hukukun,
milli iradenin hiçe saydığı o karanlık dönemlerde de Türkiye büyük
acılar yaşadı. Ancak, aziz milletimiz, kendisini Meclis’in, milli
iradenin üzerinde gören her gücü, her oluşumu, günü geldiğinde
bertaraf etti. Şurası bir gerçek ki; Türkiye, aziz milletimiz, her
meselesini Meclis yoluyla, demokrasi yoluyla çözmeye kararlıdır.
Meclis’e el uzatan, Meclis’i sindirmeye çalışan hiçbir güç,
milletin vicdanında karşılık bulamamıştır, bulamayacaktır. Türkiye,
demokratikleştikçe, Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun
üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da
büyüyor, daha da gelişiyor, hedeflerine, hayallerine doğru daha bir
kararlılıkla koşuyor. Türkiye düşmanları, Türkiye’nin medeniyet
yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da. Siz bize destek
oldukça, biz, sizin hayallerinizi, sizin ideallerinizi, sizin
hedeflerinizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yatırımlarımıza
kaldığımız yerden devam ediyoruz, açılışlarımıza kaldığımız yerden
devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“ALLAH ÖMÜR VERİRSE, YAPININ TAMAMLANDIĞINI AÇILIŞINI
GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Seçim sürecinde, gittiği hemen her şehirde, birçok ilçede toplu
açılışlar gerçekleştirdiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Seçim sonrasında da bu açılış törenlerimize ara vermedik. 12
Nisan’da, İstanbul ve Marmara Denizi’nin temizliği için son derece
önemli bir yatırımı, Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma
Tesisi’ni hizmete aldık. Bu arıtma tesisiyle birlikte, yıllık 54
bin 750 ton çamurun, 146 milyon metreküp atıksuyun Marmara
Denizi’ne karışmasını engellemiş oluyoruz. Arıtılan suların bir
kısmı çevre sulama ve sanayide kullanılabilir hale getirilecek. 5
yıllık işletme bedeli ile beraber 122 milyon 500 bin Euro’ya mal
olan bu tesis, enerjisini de kendisi üretecek. Ben, bu çevre
yatırımının bir kez daha İstanbul’umuza, Marmara Bölgemize hayırlı
olmasını diliyorum. Ve bu vesileyle de İstanbul Büyükşehir
belediyemize teşekkür ediyorum. 19 Nisan’da bir başka büyük
yatırımı, Avrasya Tünelimizin inşasında önemli bir aşamanın
startını verdik. Bu proje bütünüyle tamamlandığında, inşallah,
tıpkı Marmaray’da olduğu gibi, Kazlıçeşme -Göztepe arasında,
denizin altından gidiş gelişli iki tüp yerleştirecek, lastikli
araçların dakikalar içinde iki kıta arasında seyahat etmesini
mümkün hale getireceğiz. Bu sayede, denizin altından lastikli
araçların geçmesine imkan tanıyan ve sadece Amerika’da, Malezya’da,
Fransa’da olan karayolu tünelinden Türkiye’de de olmuş olacak.
Toplam maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar olan bu büyük proje, 14,6
kilometrelik bir yoldan oluşuyor. Kazlıçeşme’den Göztepe’ye, 14,6
kilometre… Bunun, 5,4 kilometresi, Boğaz’ın altında inşa ettiğimiz
bu tünelden oluşacak. Geriye kalan 9,2 kilometrelik kısımda da,
yollar, geçiş tünelleri, köprüler, üst geçitler inşa edeceğiz. Bu
iki nokta, yani Kazlıçeşme ile Göztepe arası şu anda 100 dakikada
alınabiliyor. Avrasya Tüneli tamamlandığında, bu mesafe sadece 15
dakikada katedilecek. Tünel ve yollar inşa edilip tamamlandığında,
hem kendisini amorti edecek, hem de yakıttan sağladığı tasarrufla
ülkemize önemli getirisi olacak. İnşallah, Allah ömür verirse,
yapının tamamlandığını da görecek, açılışını yine milletimizle
birlikte gerçekleştireceğiz.”
“NİSAN AYI BOYUNCA, YURTDIŞI TEMASLARIMIZI DA SÜRDÜRDÜK”
Başbakan Erdoğan, bu ay içinde ayrıca, Konya, Karaman ve Kayseri’de
de açılışlarının olduğunu anımsatarak, “26 Nisan’da Konya ve
ilçelerinde, 34 farklı yatırımdan oluşan toplam 169 trilyon liralık
hizmet ve tesisin açılışını gerçekleştirdik. Yine aynı gün,
Karaman’da, yapımını tamamladığımız 268 trilyon liralık eser ve
yatırımı hizmete aldık. Bir gün sonra, 27 Nisan’da Kayseri ve
ilçelerinde tamamlanan yatırımlarımızı resmi olarak açtık. Bu
sayede, bir gün içinde, kamu ve özel sektör yatırımlarından oluşan
toplamda 72 farklı projeyi, 598 trilyon lira tutarındaki yatırımı
Kayseri’ye kazandırmış olduk. Tüm bu yatırımların, hizmet ve
eserlerin hayırlı olmasını diliyor, Bakanlıklarımıza, Bakan
arkadaşlarımıza, belediyelerimize, özel sektörümüze milletim adına
teşekkür ediyorum. Bütün bu yoğun gündem içinde, Nisan ayı boyunca,
yurtdışı temaslarımızı da sürdürdük. Kardeş ülke Azerbaycan’la her
seçim sonrası ilk ziyaretlerimizi yapmak artık ülkelerimiz arasında
bir gelenek oldu. 30 Mart seçimleri sonrası, Azerbaycan’ı ziyaret
ettik ve orada ülkelerimizin geleceği adına önemli görüşmelerde
bulunduk. Bu yurtdışı ziyaretimize ilave olarak, dış politikamız
açısından çok önemli olan kabuller de gerçekleştirdik, dünyanın
dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık. Bu
kapsamda, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile, Kenya
Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile, Malezya Başbakanı Necib Tun
Abdurrezzak ile, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile,
Hırvatistan Parlamentosu Başkanı Yosip Leko ile, Kırım Tatar Lideri
Sayın Kırımoğlu ve Kırım Tatar Türk Meclisi Başkanı Çubarov ile,
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile görüşmeler
gerçekleştirdik.Tüm bu temasların da ülkemiz için hayırlara vesile
olmasını diliyorum” diye konuştu.
“1 MAYIS’IN VANDALİZMDEN UZAK KUTLANMASI EN BÜYÜK ARZUMUZ”
“Bugün itibariyle, Hicri 1435 yılının Mübarek 3 Ayları’na erişmiş
bulunuyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Üç ayların, mübarek Recep ve Şaban aylarının, ülkemiz, milletimiz,
Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini niyaz
ediyorum. Rabbime, hepimizi Mübarek Ramazan’a da eriştirmesi için
dua ediyorum. Üç ayların ilk Cuma akşamında, yani yarın, Mübarek
Regaip Kandilini de idrak edeceğiz. Regaip Kandilinizi de şimdiden
tebrik ediyorum. Perşembe günü, çalışanlar için büyük öneme haiz 1
Mayıs’ı kutlayacağız. Bildiğiniz gibi, 2008 yılında Hükümet olarak
1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü olarak biz tatil ilan ettik. 1
Mayıs’ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir
emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük
arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların
yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs’ın artık coşku içinde
kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz.
İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere
boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına
inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik
ediyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son veriyor, ailelerinizle,
sevdiklerinizle, sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor,
yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere, hepinize hayırlı akşamlar
diyorum.”
(İHA)