Mikro robotlarla erken teşhis
Abone olİstanbul’a gelen Carnegie Mellon Üniversitesi NanoRobotik Laboratuvarı’nın Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabi...
İstanbul’a gelen Carnegie Mellon Üniversitesi NanoRobotik
Laboratuvarı’nın Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu
içerisinde dolaşabilen robotik kapsüller sayesinde, erken teşhis ve
hastalıklı bölgelere ilaç uygulama işlemlerinin daha kolay hale
geleceğini açıkladı.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik
Bölümü’nün davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Carnegie Mellon
Üniversitesi NanoRobotik Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr.
MetinSitti’nin geliştirdiği teknolojiler yankı uyandırdı.
“Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği Güncel Sorunlar ve Gelecek
Öngörüleri” isimli toplantıda konuşan Prof. Dr. Metin Sitti, insan
vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan
yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale
geldiğini söyledi. Sitti, "Amacımız, küçük robotların insan vücudu
içinde rahatça dolaşıp tıbbi müdahaleler yapabilmesiydi. İnsan
vücudunun içinde kullanılan şu anki tıbbi cihazlar acı veriyor.
Bizim yaptığımız kapsüller yutulabileceği gibi acı vermeden
hastalıklı bölgeye ya da vücudun herhangi bir bölgesine
gönderiliyor. Bu kapsüller hem biyopsi yapabilecek, hem ilaç
verebilecek hem de kamerayla görüntü sağlayabilecek şekilde
tasarlanıyor. Kanser ilaçlarının yan etkilerinden kurtulmak için
ilacı sadece hastalıklı bölgeye uygulamak da bu cihazlarla mümkün
olabilecek. Bazen hastalara aşırı doz uygulaması gerekebiliyor
ancak yan etkileri nedeniyle yeteri kadar doz verilemiyor. Bu
robotlar sayesinde sadece hastalığın var olduğu bölgeye çok
miktarda ilaç verilmesi mümkün hale gelecek. Kanserin erken teşhisi
ve tedavisinde de sıklıkla kullanılacak bir teknoloji olacak.
Çalışmalarına başladıkve önümüzdeki yıllarda hayvan testleri
yapılacak" dedi.
İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik
Bölümü ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi,
MassachusettsInstitute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve
Teknoloji Bölümü, Boston, Carnegie Mellon ve Ortadoğu Teknik
Üniversiteleri ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi uzmanları
ortaklığında “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği: Güncel Sorunlar
ve Gelecek Öngörüleri” adlı bir toplantı düzenlendi.
İki gün süren toplantının açılış konuşmasını İKÜ Rektörü Prof. Dr.
S. Semahat Demir yaptı. Prof. Dr. Demir, toplantının uluslararası
bilgi paylaşımı bakımından önemli olduğuna dikkat çekerek,
katılımcıların alanlarında uzman ve ilgi çekici tıbbi konularda
aydınlatıcı bilgiler vereceğini söyledi. Prof. Dr.Semahat Demir,
toplantının katılımcılarına birer plaket sunarak tek tek teşekkür
etti.
TÜRK DOKTOR, EN İYİ SPERMİ SEÇEBİLECEK TÜP BEBEK TEKNOLOJİSİNİ
GELİŞTİRDİ
Dünyayı değiştirecek 35 bilim insanından biri olarak kabul edilen
Türk Doktor Utkan Demirci, geliştirdikleri tüp bebek sistemini
konferansta anlattı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve
Teknoloji Bölümü’nde araştırmalarını sürdüren Demirci, “Milyonlarca
ölü spermin içerisinden en canlı olanını seçebilirseniz tüp bebek
konusunda bir adım önde oluyorsunuz tam olarak yaptığımız şey bu.
En iyi spermi ayrıştırabilecek bir cihaz yaptık. Bu daha doğrusu
bir çip. Bu cihaz sayesinde bebeği olmayanların şansını bir kademe
daha arttırıyoruz” diye konuştu.
Dr. Utkan Demirci ile birlikte cihazı geliştiren Tepecik Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Selçuk Kılınç ise tüp bebekçipinin
nasıl çalıştığı hakkında bilgiler verdi. Kılınç, “Geliştirdiğimiz
çip spermlerin gideceği yolları inceliyor. Spermlerin doğasında
bulunan yarışma güdüsünü kullanmak için bir ortam oluşturuyoruz.
Dolayısıyla en iyi ya da en canlı spermin doğru kanaldan gitmesi
sağlanabiliyor” diye konuştu.
Toplantıda, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet
Dökmeci, çok fonksiyonlu nanosensörlerin tıpta kullanılmasından
bahsetti. Dökmeci, Karbon nanotüpler olarak tasarlanan bu yapıların
mekanik sağlamlık ve sıcaklığa dayanıklılık gibi özellikleri
sayesinde değişen ortam şartları ile ilişkilibiyomoleküllerin
saptanabildiğini gösterdi.
Boston Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Kamil
Ekinci ise nanosistemler aracılığı ile bakterilerde antibiyotik
direncinin gözlemlenebildiğini açıkladı. Ekinci, benzer sistemlerin
hastalarda yeniden organ yapımına yönelik olarak
kullanılabileceğini anlattı.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Nesrin Hasırcı
polimerik materyallerin mikro ve nano düzeyde değişimlerinin tıpta
kullanımlarına değinerek, özellikle kemik dokusunun nakli sonrası
kullanılan materyallerden kaynaklıadhezyon ve enfeksiyon
problemlerin altını çizerek antibakteriyelözellikte ve çabuk yara
iyileşmesi sağlayan biyoaktif moleküller hakkında bilgiler
aktardı.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute
ofTechnology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nden Dr.
Ali Khademhosseini mikro ve nano ölçekli 3 boyutlu
akışkanbiyomateryaller ile kök hücrelerden mühendislik temelleri
ile yeni organ veya doku yapılması teknikleri konusunda toplantıya
katılanları bilgilendirdi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği
Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Vasıf Hasırcı doku
mühendisliğindeki potansiyel yaklaşımlar ve sınırlamalar
ilebiyomalzemelerin kullanımlarını anlattı.
Toplantıda sonrasında düzenlenen oturumda ise konuşmalar hakkında
genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. İstanbul Kültür, MIT,
Harvard, Carnegie Mellon, ODTÜ, Boston üniversitelerinden uzmanlar
gelecekte potansiyel işbirlikleri, uygulama alanları, çok
disiplinli projeler ve alan ile ilgili uygulama yapacak uzmanların
yetiştirilmesi ile ilgili temalar hakkında fikir paylaşımında
bulundu.
(İHA)