Mikro kredi ödemesi için organ satanlar
Abone olSosyal kalkınmada en başarılı araçlardan biri olan mikro krediler büyük bir tartışmayı da gündeme getiriyor. Kredi borcunu ödeyebilmek için organlarını satanlar var.
Bangladeş'in birçok köyü gibi Kalai de ilk bakışta mutlu,
huzurlu bir yer gibi görünür.
Ama burada birkaç köylü onları yoksulluktan kurtarmak için tasarlanmış mikro kredileri geri ödemek için organ satışına başvurdu.
Gazeteci Sophie Cousins mikrofinans devriminin endişe verici bir sonucunu bildiriyor.
Bangladeş'in Jotpurhat bölgesinde, Dakka'nın altı saat kuzeyinde bir köy olan Kalai'nin merkezine giden tozlu ve dar yolu yeşil pirinç tarlaları çevreliyor.
Yaşadıkları derme çatma kulübeleri bir arada tutan bambuların
liflenen kısımlarına asılan çocuklar, çıplak halde oyun
oynuyor.
Bangladeş'in kırsal kesiminde yaşayan diğer milyonlarcası gibi onlar da, sıkıntılı bir hayatla karşı karşıya büyüyor.
Yoksulluğu azaltmak için bir girişim olarak sayısız kişi mikro kredi ile borç aldı. Ama krediyi geri ödeyemeyince kendilerini zor durumda buldular.
Hatta bazıları kredileri ödemek ve yoksulluk kısırdöngüsünden kaçmak için son çare olarak organlarını satmak durumunda kaldı.
Organ satışı fikri yeni değil.
Güney Asya'da yoksulluk içinde olan birçokları bu yola başvurdular.
Ama giderek daha fazla insanın, mikro kredileri geri ödemek için baskı altında kalarak bu ticarete başvurması daha az bilinen bir olgu.
Bu krediler başta, geleneksel bankacılık sisteminde kredi alamayan insanlara küçük krediler sunarak, bu kişileri yoksulluktan kurtarmaya yardımcı olmak, girişimciliği teşvik etmek ve kadınları desteklemek için kuruldu.
Böbrek satışı
33 yaşındaki Muhammed Akhtar Alam böbreğini aldırdığı yerde 30 santimlik bir yara taşıyor.
Organ aldırmak, organ bir eş ya da aile üyesi verilmediği sürece Bangladeş'te yasadışı.
Dahası aldığı yetersiz ameliyat sonrası bakım onu kısmen felç bırakmış.
Tek bir gözü görüyor, ağır bir şey kaldıramıyor.
Para kazanmak için, köyde pirinç, un ve ara sıra tatlılar sattığı küçük bir dükkan çalıştırıyor.
Birkaç yıl önce Alam'ın minibüs sürücülüğünden elde ettiği gelir, kendisine mikro kredi veren sekiz farklı sivil toplum kuruluşlarına yapması gereken haftalık geri ödemeler için yeterli değildi.
"Bir gün minibüsüme binen bir adam bu işi neden yaptığımı sordu" diye anlatıyor.
"Ona çok fakir olduğumu ve yedi ya da sekiz sivil toplum kuruluşuna 100 bin taka (1442 dolar) kredi borcum olduğunu ve parayı geri ödeyemediğimi söyledim."
Alam bir borç sarmalına girmişti.
Bir STK'dan borç para almış, onu ödeyemeyince, diğer sivil toplum kuruluşlarından ödünç almıştı.
Yolcusu organı satıcıları ve alıcı arasında bir aracı olarak çalışıyormuş ve Alam'ı bir böbreğini 400.000 takaya satmaya ikna etmiş.
Alam, on yedi gün sonra, Dhaka'daki özel bir hastaneden eve döndüğünde zar zor hayatta kalmış ve ona vaadedilen paranın sadece bir kısmı eline geçmiş.
Yine Kalai'den olan Muhammed Moqarram Hossen de başka bir kurban.
Hindistan'da geçirdiği ameliyatın izini gösterirken, "Sivil toplum kuruluşlarından ödünç aldığım parayı geri ödemeye kararlıydım" diyor.
Hossen artık çalışamaz halde olduğunu söylüyor
"Doktor bir risk olmadığını söyledi ama şimdi herhangi bir ağır iş yapamaz durumdayım. Çalışacak halde değilim."
Borç sarmalı
Milyonlarca kişi için bir kurtarıcı olarak görülen mikro krediler, gelir getirici faaliyetlere teminatsız krediler sağlayarak yoksulluk döngüsünü kırmayı hedefliyor.
Ama geri ödeme yapısı ve mikrofinans kurumlarının kredi verdikleri kişinin diğer kurumlardan birden fazla kredi alıp almadığını belirlemede yetersiz kalması, nadiren büyüteç altına alınıyor.
Michigan State Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nden Prof Monir Moniruzzaman 12 yıldır Bangladeş'te organ ticaretini araştırıyor ve bazı insanların organ satmaktan başka seçeneği kalmadığını hisseder hale getirildiğini söylüyor.
Yaptığı araştırmada incelediği 33 böbrek satıcısından bazılarının, kredileri ödemek için baskı altında oldukları duygusu nedeniyle organlarını sattığını söylüyor.
Grameen Bankası ve BRAC gibi kuruluşlardan yetkililerin insanların evine gidip gün boyu oturduklarını, sözlü tacizde bulunduklarını ve dava açmakla tehdit ederek kredi geri ödemeleri için baskı yaptıklarını belirtiyor.
Geri ödeme baskısı
Grameen Bankası taciz ya da böyle bir basınç uyguladıklarını reddediyor.
Kredi geri ödemesi yapmadığı için borçlular hakkında hiç bir dava açılmadığına dikkat çekiyor.
BRAC da baskı yaptıklarını ya da mikro kredi ve organ kaçakçılığı arasında herhangi bir bağlantı olabileceğini inkar ediyor.
Son araştırmalar kredi geri ödeme yapısı ile kırsal Bangladeşlilerin gelirlerindeki istikrarsızlığın sorunlara neden olabileceğini gösteriyor.
Bangladeş'te mikro kredi veren bir kurumun araştırmasında, 2006-2007 yılları arasında borçluların sadece %7'sinin yoksulluk sınırının üzerine yükselebildiği bulundu.
Bununla birlikte, Dünya Bankası tarafından bu yılın başlarında yapılan bir çalışmada borçlanmanın yararlarının birikmiş borçlardan fazla olduğu bulundu.
Mikrokredi Zirvesi Kampanyası da 1990 ile 2008 yılları arasında mikro kredinin 10 milyon Bangladeşliyi yoksulluktan kurtardığına inanıyor.
İnsan organları için talep Bangladeş'te yasadışı karaborsa yaratmaya devam ederken yoksul kırsal toplulukların üyeleri daha iyi bir yaşam vaadedenlere kanmaya devam edecektir.
Mikro kredinin dünyada milyonlarca kişiye destek olduğuna hiç şüphe yok.
Ama zengin ve fakir arasındaki kutuplaşma artarken, uzmanlar en yoksul kesimin daha fazla borç almak durumunda kalacağını söylüyorlar.
Bazen de organlarını satmak gibi umutsuz yollara dahi başvuracaklar.