MHP'nin mektubuna, 'İmha edin' emri
Abone olMHP'nin, askere gönderdiği mektupla ilgili gizli kalan bilgiler bir bir ortaya çıkıyor. Sabah Gazetesi'nden Aslı Aydıntaşbaş, o mektubun gidiş ve dönüş öyküsünü yazdı:
Sabah Gazetesi Ankara Büro Şefi, MHP'nin TSK mensuplarına
gönderdiği mektubun imha edildiğini ortaya çıkardı.
Aydıntaşbaş'ın haber yazısısı şöyle:
"Okunmadan imha edilsin" emri
Sayfanın üzerinde yalnız askerlerin anlayabileceği kısaltmalar var.
Evrak, bu kısaltmaları bilmeyenler için tam bir "alfabe çorbası."
Belli ki Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan gelen yazı, bir çok
birime yollanmış. Diğer kuvvet komutanlıklarında da benzer
yazışmaların olduğunu varsayabiliriz.
Ama genelgenin içeriği konusunda tereddüt yok. Haziran 2004 tarihli
yazışma şöyle devam ediyor:
1- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Merkezi tarafından Hava
Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevli bazı generallere "Tarihi
Görev Çağrısı" başlıklı bildiriler gönderildiğinin tespit
edildiğini,
2- Anılan bildirilerin okunmadan imha edilmesini.
Hatırlayalım, MHP Genel Merkezi, 14 Haziran'da yukarıdaki başlıkla
kaleme alınan ve kamuoyunda "darbe çağrısı" şeklinde de yorumlanan
mektubu, aralarında 313 generalin de olduğu 5 bin kişiye
yollamıştı. MHP'nin gönderdiği bildiri özetle "AB himayesi ve
vesayeti altında Türkiye'de yeni tahrik ve nifak tohumlarının
atılmasında yeni bir zemin kazanılmıştır. Bugün bölücü çevrelerin
ve Türkiye'de demokrasi havariliği rolüne soyunan gaflet erbabının
şimdi de bu kişilere yeni bir misyon yüklemeye çalıştıklarını
esefle görmekteyiz" diyor.
Günlük siyasetin dışında kalma gayreti
MHP'nin mektubu Ağustos başındaki Yüksek Askeri Şura toplantı
öncesinde tekrar gündeme gelince, Genelkurmay Başkanlığı'ndan
mektubun iade edildiği bilgisi gelmişti. SABAH'ın ele geçirdiği
"Okunmadan imha" genelgesi ise, TSK'daki yeni komuta kademesinin
"günlük siyasetin dışında kalma" yolundaki tercihinde kararlı
olduğunun belgesi.
Bu bir sürpriz değil.
Son 35 yılda "üç buçuk" darbe yapan Silahlı Kuvvetler, bugün
itibariyle, başta Irak tezkeresi ve Kıbrıs'taki referandum süreci
olmak üzere, yeni bir profil çiziyor. Kuşkusuz ordu, bu hafta
kuvvet komutanlarının devir-teslim törenlerinde de vurgulandığı
gibi, laiklik ve Atatürkçülük konularında hassas olmaya,
gerektiğinde itirazlarını hissettirmeye devam edecek. Bu rolün
devam edeceği, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün 13 Nisan
konuşmasında açıkça ifade edilmiş, Genelkurmay'ın 14 Mayıs'ta
"laiklik karşıtı faaliyetler" ile ilgili açıklamasıyla da
pekişmişti.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nı devreden Orgeneral Aytaç Yalman da
Cuma günkü veda konuşmasında "Reform niteliğinde yapıldığı ifade
edilen bazı girişimler 81 yıl önce büyük fedakarlıkla tesis
ettiğimiz rejimin niteliklerini, ulusal birikim ve bütünlüğümüzü
bozuyor ise, bu konu üzerinde defalarca düşünmek, rejim ile ilgili
endişe ve kaygılarımızı ön planda tutmak mecburiyetindeyiz"
demişti.
Buna karşın Avrupa Birliği kapısındaki Türkiye'de, ordunun siyasi
hayattaki rolünün geçmiştekinden farklı olacağının sinyalleri var.
Unutulmasın ki, MGK'nın sivilleştirilmesi gibi son yıllarda AB
reformları çerçevesinde gerçekleşen yasal düzenlemeler, "askere
rağmen" değil, askerin onayıyla oldu.
Bu yüzden bu hafta boyunca komuta kademesinin yaptığı konuşmalarda
geçen "değişim" sözcüğünün gerçek açılımının ne olacağı önemli;
bunu önümüzdeki dönemde anlayacağız.
Modernizasyon ve yeniden yapılanma
Bunun yanında TSK'da modernizasyon ve yeniden yapılanma anlamında
büyük " değişim " hareketleri de var. Bunların temel amacı TSK'nın
değişen coğrafyamızda yeni tehditlerle daha etkin ve hızlı biçimde
mücadele edebilmesi ve " caydırıcı " gücünü koruyabilmesi. Müşterek
komuta, askerlik döneminin kısaltılması, profesyonel orduya geçiş
gibi konular, son yıllarda TSK içinde tartışılmakta. Ordu, sürekli
yenilik isteyen bir yapı.
Lale Sarıibrahimoğlu , dünyanın önde gelen savunma dergilerinden
Jane's Defense Weekly 'de bu hafta yaptığı değerlendirmede, Ağustos
ayındaki YAŞ toplantısıyla Genelkurmay Başkanı Özkök'ün orduda bir
süredir düşünülen askeri reformları gerçekleştirmek için "elini
güçlendirdiği" görüşüne yer veriyor. Önümüzdeki dönemde savaş
durumunda daha iyi koordinasyon sağlanmasına imkan verecek "
müşterek komuta ," Kara Kuvvetleri'nde %10 sayısal indirim ,
yurtdışı barış gücü operasyonlarına katılacak özel kuvvet ve Ege
ordusunun kaldırılması gibi konular var.
Türk ordusunda şu anda 800 bin silahlı erkek (ve az sayıda kadın)
var. Ama bunların neredeyse 600 bini profesyonel asker değil,
er.
TSK'nın önümüzdeki dönemde askeri modernizasyon adına atacağı
adımlar, siyasetteki rolünü izlemek kadar ilginç olacak.
Yazı: Aslı Aydıntaşbaş
Kaynak: Sabah