MHPliler Meclisteki kavgayı anlattı
Abone olTBMM Genel Kurulu'ndaki kavganın detaylarını anlatmak için MHP'liler basın toplantısı yaptı. Kavgayı çıkaran o sözlerin kaydını dinletti.
İNTERNETHABER
ANKARA-TBMM Genel Kurulu'ndaki kavganın ardınan MHP'liler
basın toplantısı ile kavganın ve iktidar ile çatışmanın
detaylarını anlatmak için basın toplantısı düzenledi.
Meclis'teki basın toplantısında MHP Grup başkanvekili Mehmet Şandır
"Bu olayların sorumlusu başbakandır. Kendi grubunu MHP üzerine
saldırttı" dedi. Şandır MHP'li Osman Durmuş'un kavganın fitili
ateşleyen "İkinci Peygamber" sözlerinin de kaydının olduğunu
sözlerine ekledi.
SES KAYDINI DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
ÇAVUŞOĞLU OLAYI
"Başbakanın maskeli siyaseti artık çöküyor. Başbakanın Avrupa
Parlamentosu'ndaki seçimler ile ilgili söylediği gerçek dışı sözler
var" diyen Vural, sözü Avrupa Parlamentosu temsilcisi
Tuğrul Türkeş'e bıraktı. Türkeş, AKP'li Mevlüt Çavuşoğlu'nun Meclis
Başkanlığı seçimi ile ilgili ayrıntıları anlattı. Türkeş şunları
söyledi:
"Çavuşoğlu destek istedi. Şahsen destek vereceğimi söyledim Sonra
Genel Başkanımızla görüştük. Sayın Bahçeli, 'Bir Türk'ün
seçilmesi milliyetçi bir parti olarak bizi ancak memnun eder, her
türlü desteği verin' dedi. Biz de destek verdik.
Buna rağmen başbakan çıkıp aksini söyledi. Bu doğru
değil. Başbakanın birikimi bilgisi donanımı oradaki olayları
takip etmeye yetmeyebilir. Ama danışmanları kendisini
yanıltmamalı."
BAŞBAKAN BU ÜLKEYİ NASIL YÖNETİYOR?
Ertuğrul Kumcuoğlu da 'bu konuda başbakan ve kurmaylarının neden
kriz çıkarttıklarını ve bundan ne fayda sağlayacaklarını
bilmediğini ve anlamadığını' ifade etti. Kumcuoğlu, Başbakan
Erdoğan'ın sözlerini hatırlattı ve "Başbakanın sözleri gerçeklere
aykırıdır. Bunu niçin yapıyor hakikaten anlamakta zorlanıyorum. Ya
sayın başbakan bilerek ve isteyerek olayları tahrip ediyor ya da
birileri kendisini yanlış bilgilendiriyor. Biz karşı adaya
oy versek Çavuşoğlu aday dahi olamayacaktı. Bu kadar açık bir
olaydır. AKP'li diğer 6 milletvekilinin hiç katkısı
olmamıştır. Biz olmasak seçilemezdi, aday dahi
olamayacaktı. MHP'nin katkısını inkar etmenin mantığını
anlamak mümkün değil. Bu devlet nasıl idare ediliyor, bu
devlet nereye gidiyor. Milletvekilinin soru önergesine
başbakan değil Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı nasıl yanıt
veriyor? Bu hükümet yokluktan kriz yaratıyor. Bu konuda da
başarılılar."
NAMUSLU VE DÜRÜST OL
Daha sonra sözü alan Oktay Vural, "Namuslu ve dürüst
ol. MHP'ye karşı yalanlarının yanıtını veririz.
Herkes hadini bilmeli. Utanmadan sıkılmadan MHP milletvekillerine
dil uzatıyorsun. Biz devletemizi , milletimizi
ülke dışında temsil etmesini biliriz. Biz kalkıp, bizi süpürmeyin,
şifonu çekmeyin isyenlerden değiliz. Milletin onurunu korumayı biz
biliriz. Başbakan utanmadan, sıkılmadan bu sözleri söylüyor. Bu ne
izandır? Siyaset bu kadar mı alçalmalı. Bu kadar mı
yalanın ipine sarılacak? Başbakana hodri meydan diyoruz.
Gel iki milletvekilimiz ile tartış, getir belgesini. MHP'lilerden
ve milletten özür dilemeye çağırıyorum. İşte yalanın perde arkasını
gördünüz. Tablo budur. başbakan bunlardan medet umacak hale
gelmiştir. Bize saldırmak için her türlü konuyu
çarpıtıyor. " dedi.
VE KAVGAYI ANLATTILAR
Vural, 'peygamber efendimize dil uzatan birini nasıl taltif
ettiklerini, başbakanın bizim partimizde barınamaz dediği olayı
ayrıntıları ile anlatacağız" dedi ve sözü Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır'a bıraktı.
BAŞBAKANIN RUH HALİ BOZUK
Şandır, "Bu utanç görüntülerinin sorumluları, AKP'liler ve Sayın
Başbakandır. Toplantılarda zaman zaman haddi aşan olaylar, laf
atmalar yaşanmaktadır. Bunun üzerin Meclis'i yöneten başkanvekili
müdahale eder. Dün de böyle bir tartışma sonrasında, Bülent
Arınç hışımla, yüksek bir ses tonuyla Mumcu'nun odasına gider ve
'sen nasıl yönetiyorsun, sarhoşa nasıl müsaade ediyorsun?' diye
ardından AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ fiili saldırıya
yelteniyor. MHP'li Murat Özkan araya girip, fiili
müdahaleyi engelliyor. Mumcu oturuma devam edemeyeceğini
söylüyordu. Bu yürütmenin yasamaya müdahalesi olarak kabul ettik ve
buna tepki koyduk. Araya giren hükümet üyeleri özür diledi. Bunun
üzerine çalışmalar başladı. Ama yine oturum sırasında Bozdağ,
grubumuzu tahrik edici laflar söyledi. Meclis'i tahrik edebilmek
için yapılabilecek, söylenebilecek her şeyi söylediler. Sonra
bildiğimiz olay cereyan etti.
BAŞBAKAN KENDİ GRUBUNU MHP ÜZERİNE SALDIRTTI
Sayın başbakan Osman Durmuş'un söylediği bir laf üzerine söz aldı. Tamamen hakaret içeren bir konuşma yaptı. İzansız, terbiyesiz, gibi laflar kullandı. Bir başbakan sağlıklı bir insana yakışmayacak sözler söyledi ve kendi grubunu MHP grubu üzerine saldırttı. Dünkü saldırının sorumlusu Başbakandır. AKP'li 100'den fazla milletvekili MHP grubunu saldırmıştır. MHP milletvekilleri yerinden kalkarak, AKP grubuna saldırmamıştır. Durmuş, 'size hakaret eden şerefsizdir. Önümü ilikliyorum' diye ayağa kalkmış bu kez Sağlık Bakanı, Osman Durmuş'a hakaret etmiştir. Bıraksalar fiili saldırı da olurdu. Bunu önlemek için çok çaba sarf ettik. Bu olayın sorumlusu, AKP grubudur, Arınç'tır, başbakandır. Kendi grubunu saldırtmıştır.
TBMM'DEN VE MHP'DEN ÖZÜR DİLESİNLER
Bu ruh haliyle nasıl ülke yönetecekler? Yalanı gerçek gibi
kullanarak, ülke yönetmek mümkün müdür? Başbakanın ruh sağlığından
endişe ediyoruz. bu ruh sağlığı ile ülkeyi yönetmesi ülkeyi tehdit
etmektedir. Başbakan, Arınç ve grup başkanvekillerini MHP, TBMM ve
Türk milletinden özür dilemeye davet ediyoruz"
SANA BAŞKA ŞEY DÜŞER
MHP'li Divan üyesi Murat Özkan ise Bülent Arınç'ın Güldal Mumcu'nun
odasına baskın yaptığını belirterek, tanık olduğu olayı şöyle
anlattı:
"Hışımla ve sinirle içeri girerek, Güldal Hanımın Meclisi
yönetemediğini, taraflı olduğunu ,böyle bir yönetim yapamayacağını,
militan olduğun iddia etti. hatta bir kaç kez bunu tekrarladı.
Çetin Soysal7ın sarhoş olduğunu, yakası açık olarak kürsüye doğru
geldiğini, buna nasıl müsaade ettiğini, kürsüye gelişini yakasını
açarak, sarhoş taklidi yaparak gösterdi. Güldal Hanım tarafsız
olduğunu ve beğenmiyorsa usül tartışması açması gerektiğini
söyledi. Odaya gelerek kendisine hakaret etmesinin hakkının
olmadığını ifade etti. Tam Arınç çıkarken yine hışımla AKP Grup
Başkanvekili Mustafa Elitaş girdi. Elitaş da Mumcu'ya hakaret
içiren laflar ederek, beceriksizlikle , Meclisi yönetememekle
suçladı. Ben bir hanımla ve Başkanvekili ile böyle konuşamayacağını
söyledim. Bana dönerek, "sen karışma iki kişi konuşurken üçüncü
kişiye..." dedi. Ben de nezakete davet ettim. Üzerime yürüyerek,
saldırmaya kalkıştı. Bu arada içeriye giren AKP'li Divan Üyesi,
Harun Tüfekçi geldi. CHP'liler de gelip, Güldül Hanımı
sakinleştirmeye çalıştılar. Bu yürütmenin yasamaya müdahalesidir.
Bu müdahalede bazı yasama üyeleri idare ile işbirliği yapmıştır. O
odaya sadece meclis başkanı ve başkanlık divanı üyeleri girebilir.
Burası oturum başkanının kıyafetlerini değiştirdiği özel
bir odadır"
PEYGAMBER LAFI
Oktay Vural da, Cemil Çiçek'e bu baskından duydukları rahatsızlığı
ilettiklerini, Devlet Bahçeli'nin talimatıyla, Meclis'in hükmü
şahsiyetinin korunmasını talep ettiklerini hatırlatarak,
şunları söyledi:
"Sayın Başbakan herhalde bu sıfatlardan hoşlanıyor. Padişah ,
ikinci peygamber gibi... Bozdağ bu iddialara karşı çıktı ve
ispat istedi. Başbakan böyle bir laf edenin
partisinde barınamayacağını söyledi. İkinci peygamber
benzetmesini yapan kişiyi taltif eden ve il genel meclisi adayı
yapan kim? Başbakan Recep tayyip Erdoğan. İsmail Hakkı Esen, bu
sözü söyledi mi söylemedi mi? İkinci peygamber benzetmesini
yapan AKP il başkanıydı. Şimdi de il genel meclisi üyesi.
Müfteri ilan etti Sayın Bekir Bozdağ. Buyrun dinleyin."
SESİ DİNLETTİ
Vural yanında getirdiği dizüstü
bilgisayardan Esen'in konuşmasını; basın mensuplarına dinletti.
"Başbakanımız bizim için adeta ikinci bir
peygamberdir" diye gelen sesi ve ardından partililerin
alkışları duyuldu. Vural, "Utanmalıdır. Herkes haddini
bilsin. Bu benzetmeyi yapanı taltif ediyorsun. Bu sözleri
Meclis kürsüne getiren MHP'ye saldırıyorsun. Diyor ki,
"peygamberlik zinciri bitti" diyor. Yani bitmese? Tövbe
estağfurullah! Nasıl bir zihniyetle karşı karşıyayız?"
dedi.