MHP'li Vural'dan İmralı tepkisi
Abone olMHP'li Vural, kürsüye takılan beyaz bayrağı göstererek, iktidarın terör örgütü karşısına teslimiyet bayrağını çektiğini savundu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın
toplantısında İmralı ile başlayan görüşme trafiğine tepki
gösterdi.
Vural, hükümeti “Türk milletinin bayrağına sahip çıkanlar karşısında bu beyaz bayrakçılar eğilmeye, küçülmeye mahkumdurlar. Tarih böyle yazmıştır, bundan sonra da böyle yazacak” sözleriyle eleştirdi.
TERÖRİSTLERLE YANAK YANAĞA
İmralı canisinin bir muhatap olarak ortaya konmasının utanç verici
bir tablo olduğunu belirten Vural, “‘Teröristlerle yan yana, yanak
yanağa gelenlerle ne konuşacağım?’ diyen Sayın Başbakan, ‘bunların
dokunulmazlığını kaldıracağız’ diyen Sayın Başbakan, şimdi
teröristbaşıyla kucaklaşıyorsa, devletin görevlilerini, yakın mesai
arkadaşlarını siyasi görüşmelerle teröristbaşıyla
kucaklaştırıyorsa, o söylediği sözlerin ne anlamı var. BDP’liler
teröristlerle kucaklaştı yanak yanağa; sizin görevlendirdikleriniz,
özel temsilciler de teröristbaşıyla kucaklaşıyor. Farkı nedir?”
diye konuştu.
“CHP DE GÖRÜŞMELERE KATILMAK İSTEYEBİLİR”
“Oslo’da verilen söz ve paraflanan protokollerin hayata geçirilesi
için İmralı ile bir mütareke görüşmesine başlanmıştır” diyen Vural,
İmralı’nın muhatap alınmasını meşrulaştıran ana muhalefet partisi
CHP’nin de bu görüşmelere katılmak isteyebileceğini söyledi. AK
Parti’nin bugün BDP’nin istediği noktaya geldiğini savunan Vural,
şöyle devam etti:
“Israrla ‘muhatap İmralı’dır diyen biriyle ne görüşeceğim’ diyen
AKP, bugün doğrudan İmralı’yı muhatap almışsa, AKP ve BDP’nin ortak
noktada buluştuğu gayet açık ve nettir. ‘PKK terör örgütü
diyemeyenlerle görüşmem’ diyen AKP, bugün terör örgütüyle doğrudan
görüşüyor, siyasi temsilcileri aracılığıyla görüşüyor. BDP’nin
gösterdiği adresi AKP muhatap almıştır. AKP’nin muhatabı hem
İmralı, hem BDP’dir” diye konuştu.
“BAŞBAKANI İMRALI’YA GÖTÜREN HANGİ MECBURİYET, HANGİ
MAHKUMİYETTİR”
Başbakan Erdoğan’ın ‘dinleniyorum’ sözlerini hatırlatan Vural,
şunları kaydetti:
“Bu süreç içinde dinleme iddialarını dile getiren ve bu
dinlemelerin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının dinlenmesi gibi
önemli bir milli güvenlik zafiyeti oluşturduğu, bir takım
bilgilerin, bir takım devletlerin, odakların elinde olabileceği
şeklinde yorumlarının yapıldığı bir süreçte, acaba Sayın Başbakanı
İmralı’ya götüren hangi mecburiyet, hangi mahkumiyettir, hangi
bilgiler, hangi zaaflardır? Kimler bu süreci dayatmaktadır? Kimin
elinde ne kozlar vardır? Nerelere ne sözler verilmiştir ve bunları
kimler dinlemiştir ve bunlarla yapılmak istenen nedir? Milletimiz
bu soruların cevabını bekliyor. Hangi mecburiyet ve mahkumiyet
ilişkisi Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten hükümeti İmralı ile
bir masa etrafında buluşmaya ve bunu meşrulaştırmaya götürmüştür?
Başkanlık arzusuyla yanıp tutuşan Sayın Başbakan kimlerle dans
etmektedir?”
“AKP’NİN ADALETİNİN TERAZİSİNDE PKK AĞIR
BASIYOR”
Adında ‘adalet ve kalkınma’ olan AK Parti’nin terazisinin bir
kefesinde TSK bir tarafından PKK’nın bulunduğunu belirten Vural,
“Ve bugün PKK ağır basmaktadır. Bir köşesinde terörle mücadele, bir
köşesinde teröristler vardır ve maalesef teröristler ağır
basmaktadır. Bir köşesinde birlik, bütünlük ve kardeşlik, bir
köşesinde bölücülük ve ırkçılık vardır ve maalesef bölücülük ve
ırkçılık bu terazide ağır basmaktadır” dedi.
Gelinen bu noktanın terör örgütüne teslimiyet olduğunu ileri süren
Vural, “Oynan oyun açıktır. Şark meselesi adı altında Sevr’i
dayatanlara karşı milletimiz bir mücadele sürdürmüş ve Anadolu’yu
küçültmek isteyenlere karşı haklı bir zafer kazanmıştır. Tarihte
oynanan bu oyunlarla devletimiz evet küçültülmüştür. Bugün de bu
oyunun bir perdesiyle, Kürt kökenli vatandaşlarımızı devletimizden,
milletimizden, milli kültürden kopartma çabasıyla son hamle
yapılmaktadır. AKP hükümeti Erzurum kongresinde aldığımız karaların
hilafına, devleti ve milleti küçültme operasyonuna devam
etmektedir. Hatırlarsanız Oslo hakkında savcılığın bir tezkeresi
olacaktı, o dönem içinde Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gözaltına
alınmıştı. Şimdi yine İmralı ile görüşmelerin arifesinde yine
Genelkurmay Başkanı gözaltına alınıyorsa, bu adalet terazisinin
kefelerine birine kimin birine kimin konduğunu görmek ve bu
süreçlerin nasıl bir psikolojik operasyonla Türk milletine
gösterilmek istendiğini ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
“AKP, BEYAZ BAYRAK ÇEKMİŞTİR”
Vural, AK Parti’nin terörle mücadeleden vazgeçtiğini, terörle
müzakere dönemini başlattığını savunarak, “Müzakereler de bugün
İmralı’da bir mütareke dönemine girmiştir” dedi.
“PKK terör örgütünün hiçbir yöneticisini etkisiz hale getirmeyen,
PKK’nın güvenli bölgede beslenmesine izin veren, uluslararası mali
desteklerin kesilmesini sağlayamayan hükümetin terörle mücadele
iradesinin olmadığının da açık ve net görüldüğünü” iddia eden
Vural, kürsüdeki beyaz bayrağı göstererek, şöyle konuştu:
“Oslo’da başlayıp, İmralı’da Sayın Başbakanın bizatihi
muhataplığıyla geldiği süreç terör ve bölücülüğe teslimiyettir; AKP
beyaz bayrak çekmiştir. Bu bir teslimiyettir, mütarekedir, bölücü
amaçları meşrulaştırmaktır. Biz doğusu, batısı, kuzeyi, güneyiyle
Türk milletinin egemenliğini, kültürünü, milli kimliğini, iradesini
her yerde kaim kılacak, ay yıldızlı bayrağı ilelebet egemen
olacağını ifade ediyoruz.”
Kürsüdeki Türk bayrağını da gösteren Vural, “Türk milletinin
bayrağına sahip çıkanlar karşısında bu beyaz bayrakçılar eğilmeye,
küçülmeye mahkumdurlar. Tarih böyle yazmıştır, bundan sonra da
böyle yazacak. Türk milletinin egemenliğini temsil eden bu ay
yıldızlı bayrağımız egemenliğini ve iradesini arzu ettiği her yerde
gerçekleştirmeye gücü olduğunu Türk milleti adına ilan ediyorum. Bu
süreç içinde terör örgütünün, Türk milletini bölmek isteyenlerin
yapacağı tek şey vardır; Türk milletine silahla çözüm dayatmaya
karşılık silahlarımızı bırakacaksınız, başka yolu yoktur. Ama bugün
geldiğimiz noktada, PKK açılımından bu yana 583 şehidimiz, Oslo
görüşmelerinden bu yana 415 şehidimiz var. Bir taraftan terör
örgütüyle müzakere edilirken, bir taraftan kurşun sıkıyorsa kimse
terörle mücadele ediliyor diye milleti aldatmasın” dedi.
HAKAN FİDAN'A TEPKİ
Vural, İmralı ile görüşmelere bağlı olarak, hükümet hakkında güven
oyunun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine şunları
söyledi:
“AKP’nin bürokratik oligarşisiyle bir takım makam ve mevkileri
işgal edenler; Türk milletinin hukukuyla belirlenmiş olan
kanunların ve anayasanın dışında adım atığınızda bunun hesabı, size
kim emir verirse versin, kim talimat verirse versin sizden de
sorulacaktır. Anayasaya göre devletin görevi, devletin ve milletin
bölünmez bütünlüğünü hakim kılmaktır. Anayasa’ya aykırı,
kendilerine kanunla verilmiş görevlere aykırı adımlar atanlar bunun
hesabını vereceklerdir. Bugün AKP hükümetinin teslimiyetine karşı
bu süreci devam ettirenler bunu akıllarına koysunlar. Türk
milletinin hukukunu yok sayanlara karşı, milletin hakkını ve
hukukunu korumaya savunmayla devam edeceğiz. Onun için uyarıyorum;
görevinizi hukuk, anayasa çerçevesinde yapacaksınız. Anayasa ve
kanundan almadığınız bir yetki çerçevesinde size verilen bir görev
karşısında yazılı bir emir olmadan attığınız her adım AKP’nin
siyasi düşünceleri doğrultusunda devleti ve milletin dönüştürülmesi
çabalarına destek olmaktır.”
“ARINÇ, ŞİVAN PERVER’İN ŞEMS’İ OLACAK
HERHALDE”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Kürt sanatçı Şivan Perver’e
‘Gel bizim Mevlanamız ol’ dediği yönündeki haberlere de tepki
gösteren Vural, “Bu ne cürettir? Sen kendini ne zannediyorsun?
Böyle bir manevi değerle Şivan Perver’i aynı noktaya getiren bir
düşüncenin aslında hangi zihniyetin işgali altında olduğunu
gösteriyor. Böyle bir benzetmeden dolayı milletimizden özür
dilenmelidir. Herhalde bu Bülent Arınç da Şivan Perver’in Şems’i
olacak galiba; uydusu olur ancak” dedi.
“YENİ ANAYASAYI İMRALI İLE GÖRÜŞECEKLER
HERHALDE”
İmralı görüşmesinin yeni anayasa süreci ile paralel gittiğinin
belirtilmesi üzerine Vural, “Demek ki bunların anayasayı TBMM
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda görüşme niyetleri yok; herhalde
İmralı ile görüşüyorlar” dedi.
Eline Türk bayrağını alan Vural, “Biz Uzlaşma Komisyonunda ay
yıldızlı bayrağın egemenliğini ve iradesini savunmaya devam
edeceğiz. Başkent Ankara’dır, Türk milleti bölünmez bir bütündür.
Dili Türkçedir; bunu savunmaya devam edeceğiz. TBMM Türk milletinin
meclisidir. Millet egemenliğine dayalıdır, silah egemenliğine
dayalı dayatmalar TBMM’de kesinlikle yer bulamayacaktır. İmralı ve
terör örgütü ve Anayasa görüşmelerinin aynı kefeye konması bile
zuldür” dedi.